Türkiye’nin önemli gündemlerinden biri olan mülteci sorunu İbrahim Bakırhan’ın kaleminden romana dönüştü: Kimsesizler Adası. Mültecilik dünyanın neresine giderseniz gidin bir ‘hiçlik’ duygusu olarak yanıbaşınızda beliriyor. Hiçbir yere ait olmamak ne demek? Yurtsuz olmak? Afgan, Pakistan, Suriye ve daha niceleri… Bakırhan tüm bu sorunları romanında çarpıcı bir üslupla anlatıyor.

Dikenli tel örgüler ardında bekletilenler, ucuz can yelekleriyle botlara bindirilenler…  Bir ülkeden başka bir ülkeye itilen kimsesizler olarak kalmayacaklar.

Roman boyunca Mr. Nobody'nin dahice planlarına ortak oluyor okuyucu. Aksiyon, dram, ölümle yaşam arasında ince çizgi…

İbrahim Bakırhan'ın kaleminden heyecan verici aksiyon sahneleri ve merak duygusunu kamçılayan yan olay örgüleri ile soluksuz bir roman Kimsesizler Adası.

KİTAPTAN  

“Size bugünkü New York Times'ın 3. sayfasından bir haber okuyacağım. Dinleyin! Ve onları yani dünyanın geri kalanını ne hale getirdiğimizi görün. Hem de tek kurşun atmadan! Onlara karşı tek bir kuruş para harcamadan, hiçbir hamle yapamadan. Sadece gerçekten insan olmanın gerektirdiği meziyetleri üstlenerek ve bundan asla ödün vermeden. Haberde yazılanları aynen okuyorum: New York'tan yola çıkan 30 kadar Amerikan vatandaşını taşıyan bot, RefugeePolis'e varamadan alabora oldu. Amerikalıların RefugeePolis'e gitmek istemelerini engelleyecek bir sistem kurulamadıkça ve sıcak savaş bitmedikçe daha ölecek çok vatandaşımız var. Şimdi soru şu: böylesi bir haber neden 3. sayfada yer alır ki? Bunun manşet olması gerekmiyor muydu? Tabii ki öyleydi. Ama bu ölen 30 kişi, ölen ilk 30 kişi olsaydı öyle olacaktı."