Almanya, Berlin'de ikamet ettiği apartmanın avlusunda saldırıya uğrayan gazeteci Erk Acarer, kişisel sosyal medya hesabından bir video paylaştı. Saldırı anını anlatan Acarer, "Bu İslamcı, faşist, AKP-MHP iktidarına karşı yazdığımız, söylediğimiz her şeyin doğru olduğunun bir ispatıdır, sağlamasıdır" dedi.

Failler hakkında bir fikri olduğunu ancak güvenlik güçlerinin arama çemberlerinin genişlememesi için kendisinden bir isim veya grup ismi kamuoyuna söylememesini istediğini ifade eden Acarer, sözüne, “Ama 10 bin dolar nerede sorusunun cevabı işte tam burada bir yerdedir. Kamu malını çalan silah tüccarları hemen yanı başımızdadır” diye devam etti.

“Şunu söylemeliyim ki hiçbir şey anlayamamışlar. Zira biz kendimiz rahat edelim diye değil, çocuklarımız rahat etsin diye yola çıktık. Bu yüzden gazetecilik yapıyoruz. Bilin ki elimden geldiğince ne Berkin Elvan’ın ne Nihat Kazanan’ın ahını sahipsiz bırakmayacağım” diyen Acarer, “Şimdi daha sert olma zamanıdır. Elinizden geleni ardınıza koymayın. Ama biliniz ki hesabını sormaya devam edeceğiz. Bilin ki hesabı kapayan da biz olacağız” diye konuştu.

Erk Acarer’in kişisel sosyal medya hesabından yaptığı açıklaması aynen şöyle:

“Herkese selamlar biraz şeklimiz değişti ama düzelecekmiş. Hastaneden eve yeni döndüm. Başımdaki iki bölgede kırıktan şüphelendikleri için müşahede altında tuttular. Ama korktukları gibi olmadı. Açıklamalardaki gibi oturduğum binanın müşterek avlusunda silahlı üç kişinin saldırısına uğradım. Saldırganlardan biri ‘Yazmayacaksın ulan’ diye bağırıyordu. Olay sırasında tanıklar çok fazla arttığı için silah kullanamadılar. Bu İslamcı, faşist, AKP-MHP iktidarına karşı yazdığımız, söylediğimiz her şeyin doğru olduğunun bir ispatıdır, sağlamasıdır. Somut olarak da failler konusunda fikrim ve bilgim elbette var. Güvenlik güçleri birkaç gün isim grup verme işimiz zorlaşır çember genişler dediler. Ama 10 bin dolar nerede sorusunun cevabı işte tam burada bir yerdedir. Kamu malını çalan silah tüccarları hemen yanı başımızdadır. Şunu söylemeliyim ki hiçbir şey anlayamamışlar. Zira biz kendimiz rahat edelim diye değil, çocuklarımız rahat etsin diye yola çıktık. Bu yüzden gazetecilik yapıyoruz. Bilin ki elimden geldiğince ne Berkin Elvan’ın ne Nihat Kazahan’ın ahını sahipsiz bırakmayacağım. Bu ülkede açlıktan ve soğuktan uyuyamayan çocuklar yarattınız. Bu nedenle biz uyuyan çocuklarımızın üstünü örtmeye bile utanır hale geldik.

Sevgili dostlarıma okurlarıma ve aileme teşekkürlerimi bir borç bilirim. Mesajlara elimden geldiğince döneceğim.

Şimdi daha sert olma zamanıdır. Elinizden geleni ardınıza koymayın. Ama biliniz ki hesabını sormaya devam edeceğiz. Bilin ki hesabı kapayan da biz olacağız.”