Türkiye’de her 12 erkekten biri prostat kanserine yakalanıyor. Hastalık, kansere bağlı ölümler sıralamasında ve erkeklerde akciğer kanserinden sonra ikinci sırada yer alıyor.

Prostat kanserinde artışa bağlı olarak tedaviye yönelik yeni gelişmeler yaşanıyor. Cerrahi ve radyoterapi teknikleri, moleküler yöntemler ile hedefe yönelik ajanlar, kanserde kullanılan tedavi seçeneklerini artırıyor. Son zamanların en önemli gelişmelerinden biri olan ve “geleceğin cerrahisi” olarak adlandırılan robotik cerrahi de prostat kanseri tedavisinde en başarılı uygulamalardan biri olarak dikkat çekiyor.

3 BOYUTLA KANSERLİ DOKU KOLAYCA TEMİZLENİYOR

17-24 Eylül Dünya Prostat Kanseri Farkındalık Haftası’nda, gittikçe yaygınlaşan ve tehdit oluşturan hastalığa dikkat çeken Üroloji Uzmanı Prof. Dr. Cemil Uygur, hastalığın tedavisinde robotik cerrahinin büyük avantajlar sağladığını belirtiyor.

Geleneksel yöntemlerle yapılan prostat ameliyatları için büyük bir kesi gerekirken da Vinci Robotik Cerrahi uygulamasıyla karın boşluğuna küçük bir kesiden girilerek işlem gerçekleştiriliyor. Görüntünün 3 boyutlu olması, robotun çok yönde hareket edebilmesini sağlıyor. Prof. Uygur “12 kat büyütülen ve 3 boyutlu sağlanan görüntü, birçok yönde hareket edebilen mikro aletlerle yapılıyor. Bu yüksek çözünürlü ve 7 derece hareket edebilen enstrümanlar yardımı ile robotik prostatektomide kanserli prostat dokusunu daha net olarak görüp çıkarabiliyoruz” dedi.

Öte yandan robotik radikal prostateknomi ameliyatlarında da üç boyutlu kameralar sayesinde ameliyat yapılan bölgenin büyütülebildiğini belirten Uygur, bu sayede kanamaların daha net olarak görülebildiği için erken durdurabildiğini ve batının gazla şişirilmesinin kanama olasılığını düşürdüğünü söyledi.

CİNSEL VE İDRAR SORUNLARI ORTADAN KALKIYOR

Hastanın yaşı 60'tan küçükse ve iki taraflı sinir koruyucu teknik uygulanmışsa, da Vinci Robotik Cerrahi teknik ile radikal prostatektomi ameliyatından sonra ilaç almaya gerek kalmıyor. Robotik cerrahi yönteminden sonra cinsel fonksiyonunu gerçekleştirme oranının %80-90, idrarı normal şekilde tutabilme olasılığının ise %96-98 olduğunu belirten Prof. Dr. Uygur, “Bu sistemin sağladığı avantajla sinir ve idrar tutma kaslarını korumadaki cerrahi performansın da artması sağlanıyor. Böylece cinsellikten sorumlu sinir ve damar demeti daha iyi korunabiliyor. Bu da özellikle cinsel yaşamının devam etmesini isteyen hastalar açısından büyük önem taşıyor” diye konuştu.

Medikal Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Serdar Turhal ise prostat kanserinin ülkemizde ve dünyadaki durum raporunda yer alan şu bilgileri açıkladı:

• ABD'de yeni tanı konulan her 100 kanserin 14'ü prostat kanseri.

• Kanser ölümlerinin %5'i prostat kanserinden.

• Türkiye'de en sık görülen 2. kanser prostat kanseri.

• 50 yaş üstündeki erkekler, daha sık idrara çıkanlar, idrar debisi azalanlar, sertleşme sorunu çekenler, idrar veya semende kan görenler prostat kanseri riski altında.

(ntvmsnbc)