İnönü Üniversitesi Karaciğer Nakil Merkezi Müdürü Prof. Dr. Sezai Yılmaz “Türkiye’de hayvandan insana organ naklini biz başlatmak istiyoruz. Amacımız domuzun karaciğerini insan karaciğerine dönüştürmek. Çünkü bu hayvanların karaciğerinin anatomisi insan karaciğeriyle birebir aynı. Ayrıca bir seferde 8-10 tane üreyebiliyor” dedi.

Türkiye’de henüz hayvandan insana organ nakli yapılmadığına işaret eden İnönü Üniversitesi Karaciğer Nakil Merkezi Müdürü Prof. Dr. Sezai Yılmaz “Hayvandan transplantasyon henüz başlamadı. Bizim merkezimizin en önemli hedeflerinden bir tanesi de farklı türler arası nakil (xenotransplantasyon) başlatabilmek. Bunu dünyada sayılı merkez yapıyor. Bizim de bununla ilgili hazırlıklarımız var. ‘Genetic editing’ yaparak domuzun karaciğerini insan karaciğerine dönüştürmeyi hedefliyoruz. Özellikle domuz diyorum, çünkü maymunu yakalamak, manipüle edip ameliyathaneye götürmek zor. Ayrıca çıkan organ da insana göre küçük kalıyor. Ama domuz öyle değil. Bir seferde 8-10 tane üreyebiliyor. Yeni doğanlar 6 ay sonra meme çağına geliyor ve çok uysal hayvanlar. Üstelik karaciğerinin anatomisi insan karaciğeriyle birebir aynı” diye anlattı. 

Türkiye’de organ bağışının düşük oranda seyrettiğine işaret eden Prof. Dr. Yılmaz “Biri hastalandığında sağlıklı birisi ona donör oluyor. Sağlıklı bir insan neden ameliyat olsun? Bu sebeple bu merkezi biz sadece bir hastane olarak görmeyip bizim hedefimiz bunun önüne geçebilmek. Bunun için de en güzel yol xenotransplantasyon. Ölüden de alabiliyoruz fakat Türkiye’de bağış son derece az. Kültürel sebeplerden insanlar kendi yakınlarının organlarını bağışlamıyor” diye devam etti. 

Prof. Dr. Yılmaz “İnönü Üniversitesi, son on yıldır Türkiye’nin ve Avrupa’nın en fazla karaciğer nakli yapan yeri. Muhtemelen dünyadaki birkaç merkezden birisiyiz. Burada farklı bir yapı var. Bir enstitüleşme gerçekleşti. Olay, bir hastanenin üstüne bilimsel bir ayağı da oldu. Yani burada karaciğer nakli ile alakalı doktora ve yüksek lisans programları açıldı. Yılda 300 civarında karaciğer nakli yapılıyor. Bunların yüzde 80 kadarı canlıdan yapılıyor. Bunun nedeni ülkemizde kadavradan, ölüden organ bağışı oranları son derece yetersiz. Dolayısıyla biz ancak canlıdan organ nakli ile bu sorunu çözmeye çalışıyoruz. Biz 5 yıl gibi bir hedef koyduk kendimize. Ama bunun için ‘genetic editing’ laboratuvarı açmamız şart. Bunu da hükümetten başka kim yapabilir bilmiyorum” dedi. 

İnönü Üniversitesi Karaciğer Nakil Merkezi’nin Rusya’dan 9 tıp doktorunu ağırlayacağını söyleyen Yılmaz “Merkezimiz 12 Kasım’a kadar Rusya’dan organ nakli alanında çalışan 9 tıp doktorunu ağırlayacak. Bu doktorların 3’ü merkezimize geldi, kalan 6’sı da önümüzdeki günlerde gelecek. Bu programın amacı aslında tanışmak, onların bizi görmesi. Rus-Türk İşadamları Birliği’nin (RTİB) organizasyonuyla gerçekleşen bu etkinlik ileride farklı alanlarda işbirliğinin de önünü açabilir. Zira, bizim daha önce de Bakü Medicine Üniversitesi, Almanya Giessen Üniversitesi’yle işbirliğimiz söz konusu oldu” ifadelerini kullandı.

AYNI ANDA 5 NAKİL

Aynı anda 5 organ naklinin altından kalkabileceklerini kanıtladıklarını söyleyen Yılmaz “5 tane naklinin aynı anda yapıldığı ameliyat, çok zor bir işlem. En fazla 1-2 karaciğer naklini götürebilecek timler var. Biz enstitü olarak çok güçlü bir ekibe sahibiz. Çok güçlü teçhizata ve fiziki koşullara sahibiz. Bu dünyanın hiçbir yerinde yoktur. Biz bunu göstermek için o ameliyatı yaptık. Geçmiş Nobel ödüllerinden biri bir matematikçiye verildi, çapraz nakiller konusunda. Aslında onun arka planında çalışan Türkler de vardı. O, ödülü çapraz böbrek nakilleriyle almıştı. Biz de Boston’daki Türk matematikçilerle bir anlaşma yaptık. Bu çapraz nakillerin yapılabilmesi için hepsinin aynı anda olması gerekiyordu. Biz bunun burada yapılabileceğini göstermek için yaptık bunu” diye ekledi.

Kaynak: Sputnik