Uluslararası raporlara göre kadınların %10’undan fazlası hamilelikleri sırasında ciddi komplikasyonlarla yüzleşiyor.

Çoğunlukla, fetüsü barındıran ve koruyan plasentanın işlev kaybına veya düzgün biçimde işlememesine bağlı olan bu rahatsızlıkların terapisi de, hamilelikteki ilaç tedavileri ekstra tehlike arz ettiği için riskli görülüyordu.

Günümüzde kadınların %10’u hamilelikleri sırasında ciddi komplikasyonlar geliştirebiliyor.

Uluslararası bir araştırma ekibinin çalışması sonucu bu riskleri azaltacak ve direkt olarak plasentayı hedefleyerek hamilelik sırasında yalnızca plasentayı destekleyecek olan bir yol geliştirildi.

Science Advances dergisinde yayımlanan çalışma temelde tümörler ve plasenta arasındaki benzerliklerden faydalanılarak gerçekleştirildi.

Bu benzerlik sayesinde var olan tümör-hedefleyici (direkt olarak sağlıklı dokuların arasından tümörü seçerek yalnızca ona ulaşılmasını ve onun etkilenmesini sağlayan) peptidler (proteinler) kullanılarak plasentaya da benzer verimlilikle ilaç ulaştırılmasının mümkün olduğu gösterildi.

Sayısız nedenden kaynaklanabilen bu problemler, çoğunlukla plasentanın yeteri kadar büyümemesi, zayıf işlev göstermesi gibi sebeplere dayanıyor.

Plasentanın yeterli şekilde büyümesi ve işlev göstermesi için var olan tedaviler, çoğunlukla bebeği ve gelecekteki sağlığını tehlikeye sokuyor, bu yüzden de yalnızca plasentayı hedef alabilecek ilaç tedavilerinin geliştirilmesi büyük önem arz ediyordu.

Yapılan araştırmada, aslında tümörleri seçerek hedefleyen iki proteinin – amino asit zinciri – aynı performansı plasenta için de gösterebildiği tespit edildi. Bu sayede bu geçici organın fonksiyonlarını yineleyip geliştirebilen (elbette ki proteinler aracılığıyla iletilen ilaçlar sayesinde) bu peptidler, aynı zamanda da büyümekte olan bebeğe de zarar vermemeyi başarıyor.

Konu ile ilgili açıklama yapan İngiltere’deki Manchester Üniversitesi’nden Lynda Harris; plasentaların iyi kontrol edilen tümörler gibi davrandığını söylüyor. “Plasentalar hızlı büyüyor, büyüme hormonları üretiyor ve bağışıklık sisteminden kaçabiliyor. Birçok kanser araştırması, vücudun geri kalan kısmına etki etmeden yalnızca  tümörü etkileyebilecek moleküller geliştirmek üzere gerçekleştiriliyor. Biz de aynı şekilde plasentayı seçip ilaç teslim edebileceğimiz ve bu yolla plasentayı geliştirip hamilelikteki komplikasyonları tedavi edebileceğimiz yönünde bir fikre sahip olduk.”

Fare denekler üzerinde gerçekleştirilen araştırmada, protein kaplı nano-parçacıklar içinde büyüme hormonları verimli bir şekilde plasentaya ulaştırıldı. Bununla birlikte ilacın yalnızca yeteri kadar büyümemiş olan plasentaların büyümesini uyardığı, hali hazırda büyük olan plasentaları etkilemediği görüldü.

Kontrol aşamalarında, anne farenin diğer organlarında ve fetüste ilacın bulunmadığı ve etkilemediği kaydedildi. Buna dayanarak, yakın gelecekte aynı tekniğin insanlarda da uygulanabileceği ve de erken doğum ve preeklampsi gibi rahatsızlıklara karşı daha verimli çözümler üretilebileceği öngörülüyor.

(Kaynak: BilimFili)