1 Ocak'ta yürürlüğe giren genel sağlık sigortası (GSS) ile bütün sağlık hizmetleri, sınırlı istisnalar dışında prim ödeme koşuluna bağlandı. Yeni düzenleme; özellikle yeşil kart sahipleri, liseyi bitirdikten sonra 18 yaşını dolduran ve üniversiteye giremeyenler, 25 yaşından büyük üniversite öğrencileri ile yoksulluğunu kanıtlamaya davet edilen kesimler açısından tartışmalı hükümler içeriyor. Türk Tabipleri Birliği (TTB) "paran kadar sağlık" dönemi başladığını öne sürdü.
 
Sosyal güvenlik uzmanı Ali Tezel'in CNN Türk'te verdiği bilgilere göre, yeni düzenleme ile 25 yaşını aşmış üniversite ve yüksek lisans-doktora öğrencilere bugüne kadar prim ödemeden yararlandıkları sağlık hizmetini artık devletten prim karşılığı alabilecekler. Liseyi bitirip üniversiteyi kazanamayanlar da, 18 yaşından sonra sağlık hizmeti alabilmek için prim ödeyecekler.
 
Yeni uygulama için Türk Tabipleri Birliği (TTB) 6 Ocak'ta bir basın toplantısı düzenlemişti. Basın toplantısına TTB Genel Sekreteri Prof. Dr. Feride Aksu Tanık, TTB Merkez Konseyi üyeleri Dr. Osman Öztürk, Dr. Hüseyin Demirdizen ve Prof. Dr. Gülriz Erişgen katıldı. Basın açıklamasını okuyan Dr. Osman Öztürk, GSS ile "hükümetin zaten vatandaşın cebinde olan elinin daha da derinlere ineceğini" savundu. "GSS'nin özellikle yoksul yurttaşları çok olumsuz biçimde etkileyeceğini" belirten Öztürk, yeşil kart sahibi vatandaşlar arasında büyük bir "eleme" yapılacağını, çoğunun ücretsiz sağlık hakkını yitireceğini ve ek olarak prim ödemek zorunda kalacağını kaydetti. 
 
Dr. Hüseyin Demirdizen de, sigorta kapsamında olmayan vatandaşlara GSS'ye başvurmak için bir ay süre tanındığını anımsatarak, bir ay içinde başvurmayanların, asgari ücretin iki katı gelir düzeyine sahip olduğunun varsayılacağını ve primlerini buna göre ödemesi gerektiğini belirtti.
 
Prof. Dr. Feride Aksu Tanık da, vatandaşların sağlık üzerinden çok ciddi bir borçlanma ile giderek yoksullaştırılacaklarını savundu. Prim ödüyor olsalar bile vatandaşların tam bir sağlık hizmetine kavuşamayacağını belirten Feride Aksu Tanık, SGK'nin Sağlık Uygulama Tebliğleri (SUT) ile bu hizmetin kapsamını giderek daraltacağını, kapsam içinde olan vatandaşların da katkı/katılım payları ödemeye devam edeceklerini kaydetti.  

'Sadece kişi başı aylık geliri 295 liranın altındakiler yoksul sayılacak'

TTB'nin yazılı açıklamasında da şu görüşlere yer verildi:
Son günlerde sağlık alanında önemli iki gelişme yaşandı. İlk olarak, 6262 Sayılı “Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanunu İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” 23.12.2011 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde kabul edildi. (Söz konusu Kanun, emekli milletvekili maaşlarında yapılan düzenleme nedeniyle Cumhurbaşkanı tarafından bir kez daha görüşülmek üzere TBMM’ye geri gönderilmişse de sağlıkla ilgili maddelerinin tekrar aynen kabulü sürpriz olmayacak.) 
 
İkinci olarak, 5510 Sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun ertelenen hükümleri 1 Ocak 2012 tarihinde yürürlüğe girdi. 

Her iki yasal düzenlemenin getirdiği başlıca uygulamalar:  
1-   Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK), aile hekimlerince yazılan reçeteler dâhil olmak üzere reçetede yer alan üç kaleme/üç kutuya kadar ilaç/ilaçlar için 3 Türk Lirası, ilave her bir kalem/kutu ilaç için 1 Türk Lirası olmak üzere katılım payı tahsil etmeye yetkili olacak. 
2-   Yeşil Kartlı vatandaşlar SGK kapsamına alınacak. 
3-   Genel Sağlık Sigortası (GSS) primi ödeme gücü olmayan vatandaşlar sosyal yardımlaşma ve dayanışma vakıflarına başvurarak gelir testi yaptıracaklar. 
4-   Sadece kişi başına düşen aylık geliri 295 TL’den az olan vatandaşlar fakir olarak kabul edilecek ve primleri devlet tarafından ödenecek. 
5-   Aile içindeki kişi başı geliri asgari ücretin üçte birinden fazla olan bütün vatandaşlar bundan sonra Genel Sağlık Sigortası primi ödemek zorunda kalacaklar. Geliri asgari ücretin üçte biri (295 TL) ile asgari ücret (886,5 TL) arasında olanlar aylık 35,4 TL; asgari ücret ile asgari ücretin iki katı (1.773 TL) arasında olanlar aylık 106,38 TL, asgari ücretin iki katından daha fazla olanlar 212,76 TL tutarındaki zorunlu primlerini ödeyecek.  
6-   Gelir testi yaptırmayan vatandaşların aylık geliri asgari ücretin iki katından (1.773 TL) fazla kabul edilecek ve aylık 212,76 TL prim alınacak.  
7-   SGK kapsamındaki diğer vatandaşlardan farklı olarak aylık geliri 295 TL’nin altında olanlar ile  “65 Yaşını Doldurmuş Muhtaç, Güçsüz ve Kimsesiz Türk Vatandaşları” üniversiteler ile “istisnai hallerde” özel sağlık hizmeti sunucularına ancak SGK tarafından belirlenecek koşullarda müracaat edebilecek. 
8-   Her türlü sağlık hizmeti SGK tarafından “kurumca finansmanı sağlanmayacak sağlık hizmetleri” olarak tanımlanabilecek ve SGK tarafından “Temel Teminat Paketi” dışına çıkarılabilecek. (Bu durumda bütün bedeli vatandaşlar tarafından ödenecek). 

'PRİM ÖDEMEYEN DEVLETE BORÇLANMIŞ SAYILACAK'

TTB açıklamasında şöyle devam edildi: Kısaca özetlemeye çalıştığımız bu gelişmelerin hastalarımız açısından anlamı açıktır:  
1-   AKP Hükümeti’nin Genel Sağlık Sigortası’yla ilgili “Gelir düzeyi ne olursa olsun bütün vatandaşlar doğumdan ölüme kadar sağlık sigortasına sahip olacak” propagandası tam bir aldatmacadır.  
2-   1 Ocak 2012’den itibaren aylık geliri asgari ücretin üçte birinden fazla olan bütün vatandaşlar her ay düzenli olarak GSS primi ödemek zorundadırlar. Ödenmesi zorunlu olan primler, ödenmediği takdirde sürekli olarak birikecek ve daha sonra faizi ile birlikte vatandaştan tahsil edilecektir. 
3-   GSS’de yapılan  bu düzenlemelerle birlikte vatandaşlar için sağlık güvencesi artık ancak prim ödeme ile mümkün hale gelmiş; yurttaşlık hakkı olan sağlık hizmeti “paran kadar sağlık”a dönmüştür. Parasını ödeyemeyen yurttaşlar yoksul olduğunu devlete ispat etmeye mecbur kılınmakta ve “sadaka” niyeti ile hizmet almaya mahkûm edilmektedir.  
4-   Keza; Sosyal Güvenlik “Reformu”nun gerekçesi olarak kullanılan “norm ve standart birliğini sağlamak” iddiası boş bir yalandan ibarettir. AKP Hükümeti açısından GSS primi ödeyebilenlerle ödeyemeyenler hiçbir şekilde eşit olarak kabul edilmemektedir.  
5-   Yapılan düzenlemeler başta yoksullar olmak üzere bütün vatandaşlarımızın sağlık hakkı için çok ciddi tehdit oluşturmaktadır.  
6- Hükümetin eli vatandaşların cebindedir ve bu elin gün geçtikçe daha derinlere ineceği anlaşılmaktadır.   

Türk Tabipleri Birliği (TTB) olarak yıllardır söylüyoruz;  
Sağlık finansmanı açısından GSS Türkiye için uygun bir tercih değildir. Son gelişmelerin bir kez daha gösterdiği gibi sağlık hizmeti almayı prim ödeme koşuluna bağlayan GSS, milyonlarca vatandaşı kapsam dışında bırakacak ve sağlık hizmetine ulaşmasına engelleyecektir.  
Oysa sağlık bütün vatandaşlar için doğuştan kazanılmış bir haktır ve toplumun bütün kesimlerine eşit ve ücretsiz sağlık hizmeti ancak ve ancak genel vergilerle finanse edilen kamusal bir sağlık sistemiyle verilebilir.  
TTB, son yapılan düzenlemelerin sağlık hakkı açısından yarattığı tehlikeyi de hatırlatarak, bütün toplumu bir kez daha hep birlikte EŞİT, ÜCRETSİZ, NİTELİKLİ SAĞLIK HİZMETİ için mücadeleye davet eder. (T24)