Artvin'in Hopa, Arhavi ve Borçka ilçelerini vuran ve 10 kişinin ölümüne sebep olan sel felaketinin ardından bölgede sele bağlı sağlık sorunları da kendini göstermeye başladı. Alt yapının çöktüğü ve atık suların içme suyuna karıştığı ve küçük çocuklarda ishal vakalarının görülmeye başlandığı Hopa'da incelemelerde bulanan Türk Tabipler Birliği (TTB) Olağandışı Durumlarda Sağlık Hizmetleri Kolu üyesi Dr. Zeynep Varol, tespit ettiği riskleri ve atılması gereken acil adımlara ilişkin DİHA'dan Deniz Nazlım ve Şerife Oruç'a değerlendirmelerde bulundu.

Başlangıç olarak en çok hasarın olduğu Hopa'nın Sugören ve Yoldere köylerinde çalışmalarını yoğunlaştıran Varol, Hopa'ya ilk ulaştıklarında Sivil Dayanışma İnisiyatif dışında hiçbir muhatap bulamadıklarını resmi bir kriz masasının oluşturulmadığına dikkat çekti.

'KANALİZASYON ATIKLARI BÜTÜN HOPA'YA YAYILDI'

Gittikleri köylerde bulunan binaların bodrum katlarında çok ciddi hasarlar oluştuğunu ve buralarda bulanan fosseptik kanallarının içme suyuna karıştığını belirten Varol, "Bölge açısından çok sıkıntılı bir durum çünkü sel felaketinden 4 gün sonra bulaşıcı hastalıklarının habercisi niteliğindedir. Gittiğimiz her yerde aslında bütün kanalizasyon kanallarının çok ağır hasar aldığını öğrendik. Aslında fosseptik atıkların bütün sel aracılığıyla Hopa'ya yayıldığını öğrenmiş olduk" dedi.

"'BULAŞICI HASTALIKLAR KONTROL KOMİTESİ' OLUŞTURULMALI"

Kanalizasyon suyunun içme suyuna karışması ve şehir içine akmasıyla birlikte ishal, hepatit A ve idrar yoluyla bulaşan hastalıklara karşı alarm halinde olunması gerektiğini söyleyen Varol, "Bu açıdan bir 'Bulaşıcı Hastalıklar Kontrol Komitesi' aracılığıyla Sağlık Bakanlığı ve TTB gibi meslek örgütlerinin katılım ile sağlık açısından bir kriz değerlendirmesi yapılmalı. Önümüzdeki günlerde sağlık sorunlarına hazırlıklı olunmalı" çağrısında bulundu.

'SAĞLIK BAKANLIĞI GEREKENİ YAPMALI'

Bulaşıcı hastalık konusunda hiç zaman kaybetmeden ciddi önlemler alınması gerektiğini belirten Varol, bu konuda yetkili olan Sağlık Bakanlığı'nın üzerine düşeni derhal yapması çağrısında bulundu. Toplumun da sağlık açısından bilgilendirilmesi gerektiğini söyleyen Varol, "Bir vaka görüldüğü zaman hemen hastaneye başvurmasını sağlayacak bir duyarlılık oluşturulması gerekiyor. Sular acilen yüksek miktarda klorlanmalı. Halka klor tabletleri dağıtılmalı. İçme suyu en kritik olandır, bulaşıcı hastalıklar açısından. Onun dışında bölgede ihtiyaç varsa sağlık çalışanı gönderilmesi lazım. Enfeksiyon uzmanları ve çere teknikerleri acilen bölgeye gönderilmeli" şeklinde konuştu.

AFAD YETKİLİSİ: SAYIMIZ DAHA ÇOK OLSAYDI DAHA FAZLA İNSAN KURTARIRDIK

Varol, şu anda Hopa'da UMKE ekipleri tarafından kurtarma çalışmaları devam ettiğini ve ulaşılamayan köylerde bulanan kronik hastalardan haber alınmaya çalışıldığını söyledi. Ulaşılamayan köylere yönelik çalışmaların hangi düzeyde olduğunu soracakları bir yetkili bulamadıklarını söyleyen Varol, "Hastalara ulaşma çalışmalarının nasıl ilerlediğini bilmiyoruz. Bir AFAD yetkilisi bana 'Keşke sayımız çok daha fazla olsaydı o zaman daha çok insanı kurtarabilirdik' dedi. Buraya daha fazla insanın getirilmesi ve çalışmalara katılması açısından önemli bir durum" diye konuştu.

Öte yandan Varol'un hazırlayacağı rapor sonucunda TTB Merkez Konseyi'nin kısa süre içinde felaket bölgesine görevlendirme yapacak.