Toplantı odalarında geçirilen uzun saatler, havasızlık, baş ağrısı ve yorgunluk hissi birçok ofis çalışanının yabancı olmadığı bir şey. Peki, kapalı mekanlarda hava kalitesini yükseltmek için neler yapılabilir?

Kaliteli filtre sistemi yoksa klima da işe yaramaz; dışarıdaki kirli hava dolaşıma sokulmuş olur.

Ancak bu sorunla ilgili fazla farkındalık da yok. Dışarıdaki havanın kalitesini az çok fark ederiz ama içerisi için aynı şey söylenemez. Uzmanlar bu konu daha az fark edilir olduğu için sorunun göz ardı edildiği kanısında.

HAVA KİRLİLİĞİ VERİMLİLİĞİ AZALTIYOR

Oysa önemli bir sorun bu. Dışarıdaki hava kalitesinin kötü olması ile solunum yolları enfeksiyonundan akciğer kanserine ve KOAH'ya kadar birçok hastalığın ilişkisi biliniyor.

Lancet adlı tıp dergisinin yaptığı bir araştırmaya göre, kötü hava kalitesi nedeniyle her yıl 6,5 milyon kişi ölüyor. Hava kalitesinin verimliliği de olumsuz etkilediği biliniyor.

Bundan kaçınmak için çoğu insan içeriden çıkmamayı çözüm olarak görüyor. Ancak bu da doğru değil. Amerikan Çevre Koruma Kurumu'na göre, kapalı mekânlardaki hava kirliliği dışarıdakinin iki ila beş katı kadar. Hatta uç durumlarda 100 katına bile çıktığı görülmüş.

Zira kapalı mekânda, dışarıda havayı kirleten etkenlere yemek pişirme, temizlik malzemelerinden çıkan gazlar gibi kirletici maddeler de eklenmiş oluyor.

Lancet dergisine göre, işyerindeki kötü hava her yıl 800 bin kişinin ölümüne yol açıyor. Ayrıca 'sağlıksız bina sendromu' olarak adlandırılan olgu baş ağrısına ve verimlilik azalmasına neden oluyor.

EN KİRLİ ŞEHİRLER

Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) verilerine göre, hava kirliliği en fazla olan 20 kentin 14'ü Hindistan'da bulunuyor. Çin'de de hava kirliliği önemli bir sorun.

Ancak uzmanlar Çin'in kapalı mekânlarda hava kalitesini kontrol etme bakımından önde gittiğini, bunun dışarıdaki hava kirliliğinin yüksek olmasından da kaynaklandığını söylüyor.

Hava temizleme cihazı satışlarının beş yıl öncesine kıyasla iki katından fazla artarak bu yıl sonunda 7,5 milyona çıkması bekleniyor. İmalatçılar talebi karşılamak için nanoteknoloji, enerji tasarrufu, gürültü seviyesini azaltma gibi birçok yeniliğe başvuruyor.

Şirketler önemli personellerini elde tutmak veya müşteri çekmek amacıyla da filtre taktırıp hava kalitesini yükseltmeye çalışıyor ve bundan sonuç da alıyor.

2009'da DSÖ kapalı mekânlardaki hava kalitesinin ne olması gerektiğine dair bir rehber hazırlasa da, işyerlerinde bunların uygulanmasını zorunlu kılacak düzenlemeler yok bugün. Bu konuda ABD ve İngiltere'de de yasal düzenlemelerden ziyade önerilerden söz ediliyor.

Uzmanlar, katı düzenlemelerin yararı konusunda emin değil. Ancak ofiste çalışanlar açısından iyi haber denebilecek şey, giderek daha fazla işverenin bu konuda adım atmaya başlaması. Hava temizleme filtreleri üreten firmalar özellikle Asya ve Avrupa'da artan ihtiyaçtan söz ediyor.

HAVA TEMİZLEYİCİ ADIMLAR

En zararlı kirletici unsurları temizlemek üzere işyerine filtre taktırmak atılacak ilk adım olabilir. Ayrıca karbon dioksit, nitrojen dioksit ve partiküller zararlı seviyeye ulaştığında uyarı veren monitörler yoluyla hava kalitesi sürekli kontrol edilebilir. NASA'nın yaptığı araştırmada belirlenen hava temizleyici bitkiler ofise yerleştirilebilir.

Bunlar: Kasımpatı, barış çiçeği, kırmızı şans bambusu, paşa kılıcı bitkisi, duvar sarmaşığı, yukka çiçeği, barberton papatya, salon palmiyesi, çim zambağı, flamingo çiçeği, şeytan sarmaşığı, benjamin, bambu palmiyesi, Çin herdemyeşili, kurdele çiçeği, aşk merdiveni, cüce hurma çiçeğidir.

Bunlara ek olarak, Manchester merkezli Hilson Moran bina tasarım şirketi Uluslararası WELL İnşaat Enstitüsü damgalı ofis mobilyası ile donattı ofislerini. Böylece ofis ortamındaki boya, yapışkan, mobilya ve halının yıllar içinde parçalanıp havaya karışan kirletici unsurlarından arınmış oldular.

Böylece İngiltere çapında WELL testini geçen üçüncü, Londra dışında ise ilk işyeri oldular. Şirket, eski ofisinde personeline 'standart işçi esenliği anketi' yaptırıldığında 650'yi aşkın ofis binası arasında en alttaki yüzde 10'luk dilimde yer alıyordu. Hava kalitesini artırma amacını da gözeten yeni binalarında ise en üst yüzde 2 dilimine girdiler.

Çalışanları belki hava kalitesinde belirgin bir farklılık hissetmiyor. Ama eskiden uzun toplantılarda üzerlerine çöken uyku ve baş ağrısından kurtulduklarını söylüyorlar.

Kaynak: BBC Türkçe