ABD’nin başkenti Washington’da bu yıl 19’uncu kez düzenlenen Dünya AIDS Konferansı yaklaşık 20 bin katılımcıyla sürüyor. Konferansa iyileşen ilk AIDS hastası olduğu öne sürülen Timothy Ray Brown da katıldı.
Washington'da bir otelde düzenlenen konferansa katılan Timothy Ray Brown, konuşmasını yapmak üzere ağır adımlarla kürsüye ilerliyor. Koyu renk bir takım elbise giymiş olan bu zayıf adam, elindeki metni de büyük bir güçlükle okuyabiliyor. İki kemik iliği nakli Brown üzerinde derin izler bırakmış. Brown'un konuşmasında sarf ettiği iki cümle, milyonlarcası için yaşam umudu anlamına geliyor: “Benim vücudumda artık HIV yok, AIDS virüsünden kurtulmayı başardım.”
Doktorların söylediğine göre Timothy Brown, AIDS hastası iken iyileşmeyi başaran dünyadaki ilk kişi. Tedaviyi üstlenen Berlinli Onkoloji Uzmanı Dr. Gero Hütter, kan kanserine yakalanan Brown’un her iki hastalığını da tedavi etmeyi amaçlayan bir yöntem kullanmış. Bir ilik bağışçısı arayan doktor, HIV'in hücre içerisine girmesini sağlayan CCR5 molekülünün olmadığı bir bağışçı bulmuş. Zira bu moleküller olmadığında, virüsler de tahrip edici eyleme geçemiyor.
Son dönemlerde Brown’un vücudunda gerçekten mi virüs kalmadığı, yoksa virüslerin yalnızca gizlendiği mi konusunda spekülasyonlar ortaya atılınca Brown, en azından şimdilik vücudunda aktif virüs olmadığını açıkladı. AIDS tedavisinin mümkün olduğunu savunan doktorlar, bilim insanları ve AIDS aktivistleri artık onu örnek gösteriyor.
"KARMAŞIK ve RİSKLİ"
Barcelona’daki AIDS araştırmaları enstitüsü IrsiCaxia uzmanlarından Dr. Javier Martinez-Picado, Brown’a uygulanan ilik nakline dayalı tedavi yöntemine eleştirel yaklaşıyor: “Ne yazık ki böyle bir müdahale öylesine karmaşık ve riskli ki, kapsamlı şekilde uygulanmasına imkân yok.”
Ancak uzmanlar genetik araştırmalar sayesinde beyaz kan hücrelerinde CCR5 moleküllerinin susturulabileceği, böylelikle de HIV'e dirençli hücreler oluşturulabileceği konusunda iyimser. Dr. Martinez Picado, AIDS'le mücadelenin iki önemli ayağı olduğuna şu sözlerle dikkat çekiyor: “Her başarılı müdahale güvenilir, uygun fiyatlı ve bu tedaviye ihtiyaç duyan herkese uygulanabilir nitelikte olmalı. Doğru tedavi yöntemi arayışı ile aşı konusundaki araştırmalar, AIDS’siz bir dünya için olmazsa olmaz nitelikteki iki önemli unsur.”
AŞI GERİ PLANDA KALDI
Ne var ki AIDS aşısı konusundaki araştırmalar henüz ciddi bir aşamaya gelmedi. Birkaç yıl önce aşının denendiği insanların AIDS hastalığına yakalanma ihtimalinin daha fazla olduğunun ortaya çıkması üzerine araştırmalar yarıda kesilmişti.

HIV’in bulaştığı insanların AIDS semptomlarını göstermemesini sağlayacak ilaçlar konusunda ise büyük ilerlemeler sağlandı. Antiretroviral tedavi yöntemi adı verilen ve ilaç kombinasyonlarına dayanan bu yöntem hastalığın ilerlemesini engellemede oldukça başarılı sonuçlar verirken, virüsün partnere bulaşması da bu yolla engellenebiliyor. Öte yandan AIDS'le mücadelede diğer alanlarda da gelişmeler kaydedildi. Bağışıklık sistemi uzmanı Anthony Fauci, özellikle HIV’in bulaştığı annelere değiniyor: “Anneleri tedavi ediyoruz, bu doğrultuda bebek sağlıklı dünyaya geliyor ve anne de bebeği emzirebiliyor.”

Ancak, tedavi yöntemlerindeki ilerlemelere rağmen, Alman Sağlık Bakanı Daniel Bahr, AIDS’in köklerinin yakın bir tarihte kazınabilmesine pek ihtimal vermiyor. Almanya’nın önleme, bilgilendirme ve aydınlatma çalışmalarına ağırlık verdiğini belirten Bakan, Almanya'da bir yılda ortalama 2 bin 700 kişiye virüs bulaştığını ve bunun yüksek bir rakam olduğunu söylüyor:

Bakan, okullarda erken yaşlarda başlayan bilgilendirme çalışmalarının da hastalığın önlenmesi bakımından önemine değiniyor. Zira AIDS’in bulaşmasını engellemenin en emin yolu hala korunmak. Dünya üzerinde yaklaşık 34 milyon kişinin AIDS virüsü taşıdığı düşünüldüğünde, önlem almanın önemi daha da ortaya çıkıyor.
© Deutsche Welle Türkçe