Sağlık-Sen Haziran Ayı Sağlıkta Şiddet Raporu’nu yayımladı. Buna göre, Haziran ayında 17 saldırganın yer aldığı 13 şiddet olayında 15 sağlıkçı şiddete uğradı. Haziran ayı verileriyle birlikte yılın ilk 6 ayında 140 sağlık çalışanı şiddete maruz kaldı.

Şiddete maruz kalan sağlıkçıların 4’ü kadın, 11’i erkek olurken; yaşanan 13 vakanın 12’si hem fiili hem sözlü, 1’i ise sözlü olarak gerçekleşti. Raporda, “Olaylardan 3’üne bizzat hastalar, 4’üne hasta yakınları, 6’sına ise kendini bilmez kimseler sebep oldu” denildi.

Sendikanın hazırladığı raporda, aşılama çalışmalarının yoğunlaştığı, vaka sayılarının düşmeye başladığı Haziran ayında da şiddetin devam ettiği belirtildi. Ay boyunca, sağlık çalışanlarına yönelik 13 şiddet olayının yaşandığı kaydedilerek, "17 saldırganın yer aldığı bu vakalar dolayısıyla 15 sağlık çalışanı mağdur oldu. Bir önceki aya göre kısmi bir azalış görülse de yılın ilk 6 ayındaki vaka sayısının 88’e ulaşmış olması, durumun vahametini gözler önüne sermekte. Haziran ayında yaşanan şiddet olaylarını da dahil ettiğimizde, geride kalan 6 ay boyunca, toplamda 140 sağlık çalışanı, 173 saldırganın şiddetine maruz kalmıştır. Bu tabloya, kayda girmeyen şiddet olaylarını da dahil ettiğimizde, neredeyse her güne bir şiddet olayının düştüğü sonucuna ulaşmış oluyoruz. Başta Sağlık Bakanlığı olmak üzere her kurumun ve toplumun her bir ferdinin bu vahim tablodan kendine pay çıkarması gerekmekte" denildi.

"12'Sİ HEM FİİLİ HEM SÖZLÜ OLARAK GERÇEKLEŞTİ"

Şiddetin; coğrafi, fiziki ve sosyal statü açılarından herhangi bir sınır tanımadığı belirtilerek, "Şöyle ki doğudan batıya, güneyden kuzeye her ilde her yerleşim yerinde şiddet vakalarına rastlanmakta. Aynı şekilde güvenlik tedbirlerinin sıkı tutulduğu hastanelerden, sokak sokak hasta peşinde koşan ambulanslara kadar her yerde sağlık çalışanları şiddetin kurbanı olabilmekte. Şiddet uygulayanlara baktığımızda da toplumun her kesiminden kimseler olduğunu görüyoruz. Eğitimli-eğitimsiz, zengin-fakir, genç-yaşlı her bir vatandaş, maalesef sağlık çalışanlarına şiddet uygulayabiliyor. Tüm bunlar bizlere, sağlık çalışanlarına yönelik şiddetin toplumsal bir sorun olduğunu göstermektedir. Durum böyle olduğu için de çözümün, daha doğrusu çözüm yollarının toplum temelli olması kaçınılmaz hale gelmektedir. Sağlık birimlerindeki güvenlik önlemlerinin arttırılması, cezai müeyyidelerin kararlılıkla uygulanması, ne yazık ki rutin hale gelen şiddet olaylarını önlemeye yetmeyecektir. Yapılması gereken, sağlık çalışanlarına şiddeti önlemeye yönelik 'acil eylem planı'dır. Geçen her gün, yaşanan her şiddet olayı, sağlık çalışanlarının tamamını yaralamakta, meslekten soğutmaktadır. En nihayetinde bu durum, sağlık sisteminin hasar görmesine neden olmakta.

Bu tespitler ışığında, haziran ayında yaşanan şiddet olaylarına baktığımızda, yine hasta ve hasta yakınlarını baş failler olarak görüyoruz.  Ay boyunca tespit edilen 13 şiddet vakasının 3’ünde bizzat hastalar,  4’ünde ise hasta yakınları rol aldı. Geri kalan 6 olaya ise kabaca 'maganda' diyebileceğimiz kimseler sebep oldu. Yaşanan 13 olayın 12’si hem fiili hem sözlü olarak gerçekleşirken 1 olay sözlü olarak vuku buldu.

Olayların 8’i hastanelerde, 2’si ASM’lerde, 3’ü ise saha çalışmaları sırasında meydana geldi. Yaşanan şiddet olaylarının 12’sinin hem fiili hem sözlü, 1’inin sözlü olarak meydana gelmiş olması da dikkat çekici.

Şiddet olaylarının hedefindekiler, bu ay çoğunlukla doktorlar oldu. Haziran ayında saldırıya uğrayan doktor sayısı 9’u bulurken,  farklı birimlerde hizmet veren sağlık çalışanlarından şiddet görenlerin sayısı ise 6 oldu" ifadesine yer verildi.

4'Ü KADIN 11 'İ ERKEK

Şiddete maruz kalan sağlık çalışanlarının 4’ünün kadın, 11’inin erkek olduğu belirtilerek, "Tüm bu yaşananlar neticesinde adli ve kolluk hizmetlerinin uygulamalarına baktığımızda ise ne yazık ki yürekleri ferahlatıcı bir durumla karşılaşmıyoruz. Şiddet olaylarına sebebiyet veren 17 saldırganın sadece 2'si tutuklandı. Bunların dışında 7 saldırgan gözaltına alınıp serbest bırakıldı, 4 saldırgan hakkında ise hiçbir işlem yapılmadı. Ayrıca 2 saldırgan hakkında arama kararı çıkarılırken, 2 kişi hakkında ise soruşturma başlatıldı. İzmir’den gelen bir yargı haberi ise tüm sağlık çalışanlarını derinden sarsmıştır. Önceki yıllarda Dr. Kadir Songür’e jiletle saldıran ve boynunda kesikler oluşmasına neden olan sanık hakkındaki 20 yıl ağır hapis cezası kararı, adli tıp kurumundan istenen akli denge raporu nedeniyle İstinaf Mahkemesi tarafından bozuldu.

Haziran ayında Antalya’da alınan bir mahkeme kararı ise sağlık çalışanlarının yargıdan ümit var olmalarına neden olmuştur.  Şöyle ki yerel mahkeme, önceki aylarda doktor ve hemşirelere saldıran 3 kız kardeşten birine 4 ay 20 gün hapis ve 12 bin 420 lira adli para cezası verirken, diğer 2 sanığın beraatine hükmetti" denildi.

‘BAŞKA ÇIKAR YOL BULUNMUYOR’

Sağlık-Sen’in Haziran Ayı Sağlıkta Şiddet Raporunu değerlendiren Sağlık-Sen Genel Başkanı Semih Durmuş, "Sağlık çalışanlarına yönelik şiddet, maalesef artık bir rutine dönüştü. Yaralanmayla sonuçlanmadığında haberlere bile konu olmuyor. Bu çok vahim bir durum. Her ay yayınladığımız şiddet raporlarıyla bu tablonun vahametini ortaya koyuyoruz. Buna rağmen sahada çok da bir şey değişmiyor. En çok da faillerin uyguladıkları şiddetin yanlarına kar kalması sağlık çalışanlarını yaralıyor. Haziran ayında bunun en çarpıcı örneği Çankırı Kurşunlu’da yaşandı. Kurşunlu Devlet Hastanesi’ne aşı olmak için giden bir vatandaş, iki sağlık çalışanının 'ikinci aşı için daha süreniz var' uyarısı üzerine arabasının bagajından çıkardığı baltayla uyarıda bulunan görevlilere saldırdı. Bu vandallığı yaparken hakaret ve küfrü de eksik etmedi. Tüm bunlar yaşanmasına rağmen saldırgan ifadesi sonrasında serbest bırakıldı. Bu durumu kabul etmek mümkün değildir. Sağlık Bakanlığı’ndan adli ve kolluk birimlerine, eğitim kurumlarından medya organlarına topyekun her kurumun her şahsın dahil olduğu acil eylem planı ile bu toplumsal illetle mücadele etmekten başka çıkar yol bulunmuyor. Bu noktada Bakanlığı öncü rol üstlenmeye davet ediyoruz" dedi.