Covid-19 pandemisinden kaynaklı ölüm ve vaka sayılarının her geçen gün artması üzerine sağlık meslek örgütleri Türkiye’nin dört bir yanında hükümete seslendi.

Büyüyen tehlikeye rağmen salgına dair önlemlerdeki yetersizlikleri eleştiren sağlık emekçileri, “Yaşam hakkımızdan vazgeçmiyoruz, ölümleri durdurun” diyerek, gerekli adımların atılmasını istedi.

ANKARA

Türk Tabipler Birliği (TTB), Türkiye’nin dört bir yanından gelen tabip odalarının yöneticileri ve demokratik kitle örgütlerinin temsilcileri ile birlikte Ulus Meydanı’nda açıklama yaptı. 

İlk sözü alan TTB Merkez Konsey Başkanı Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı, pandeminin başlangıcından itibaren sorumluluklarını yerine getirip, toplumsal uyarılarını en başta yaptıklarını belirtti.

FİNCANCI: SESİMİZİ ÇIKARMANIN ZAMANI GELDİ

Fakat ne yazık ki bu uyarılara kulak verilmediğini söyleyen Fincancı, “Resmi rakamlarda 62 bini geçen vakalar yine resmi rakamlarla 270’i aşan ölümlerle her gün bir insanımızı yitiriyoruz. Önlem alınması için çaba sarf ederken, vakaların sayılarını görmezden gelerek kontrolsüz bir açılış oldu. Bugün bunun bedelini ağır ödüyoruz. Tüm sağlık örgütleri, siyasi partiler, demokratik kitle örgütleri ile sesimizi çıkarmanın zamanı geldiğini düşündük” dedi.

SAĞLIK BAKANI YANIT VERMEDİ

Onun ardından konuşan TTB Genel Sekreteri Dr. Vedat Bulut ise, bir yıldan fazla süredir devam eden pandemi tehdidine ilişkin sağlık meslek örgütlerinin üzerine yüklenen sorumluluğa karşı Sağlık Bakanı ile görüşmeler talep ettiklerini, fakat randevu taleplerine yanıt alamadıklarını dile getirdi.

‘TAHAMMÜLÜMÜZ KALMADI!’

İlgili makamlara 50 metreye varan yazılar yazdıklarını ancak cevap alamadıklarını dile getiren Bulut, “Medya aracılığıyla uyardık, yapılması gerekenleri söyledik ama duyulmadı. Meslektaşlarımızın tükendiğine tanıklık etmeye tahammülümüz kalmadı. Geldiğimiz noktada eksik, yanlış, tutarsız politikalar, başarısız salgın yönetimi neticesinde kontrol altına alınamayan Covıd-19 pandemisi üçüncü ve en büyük pikini yapıyor. Günlük vaka sayılan 60 bine dayandı, can kayıplar gerçek rakamların ancak üçte birini yansıtan resmi rakamlarda bile 250'yi aştı” diye belirtti.

'SALGIN YERİNE ALGI YÖNETİLİYOR'

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın  13 Nisan günü yaptığı açıklamada, iki haftalık “kısmi kapanma” açıklamalarına atıfta bulunan Bulut, şunları ifade etti:

“1 Mart'tan bu yana uygulanan ‘kontrolsüz normalleşememe’ halinin ne denli başarısız olduğunun ifadesidir. Yeni kısıtlamalar adı altında alınan önlemler de iktidarın pandemi sürecine dönük bilimdışı bir anlayışın ürünüdür. Alındığı söylenen önlemler, ölümleri durdurmayacak, sağlık çalışanlarının karşılaştığı zorlu koşullan değiştirmeyecektir. Bu tedbirler paketi halkı oyalama paketidir. Yaşadıklarımız Gabriel Garcia Marquez'in ‘Kırmızı Pazartesi’ romanındaki gibi her şeyin herkesin gözü önünde olmasını andırıyor. Böyle olacağını başta Sağlık Bakanlığa olmak üzere bütün yönetenler biliyordu. Ancak tüm uyanlarımıza rağmen gereken önlemleri almak yerine tabloyu seyretmekle yetindiler. Baştan beri yaptıkları gibi hala salgın yönetmek yerine algıyı yönetmeye çalışıyorlar, ‘aşı umudu tacirliği’ yaparak insanları oyalıyorlar. Mızrak çuvala sığmayınca da ‘Maske, Mesafe, Hijyen’ tekerlemesiyle suçu vatandaşlara atıyorlar.”

Bulut, taleplerini ise şöyle sıraladı:

“* Mevcut sağlık politikalarının başarısız olduğu artık kabul edilmeli, sağlığa bütüncül hakan toplum ve sağlık örgütlerinin katılımıyla dayanışma içerisinde yeni bir sağlık sistemi kurulmalıdır. 

*Pandemi ile mücadele, derhal is katılımlı yerel pandemi kurullarına devredilmelidir. Bu kurullara yerel yönetimler, sağlık emek ve meslek örgütleri ve toplum dahil edilmelidir.

*Atölye, şantiye gibi kalabalık ve kapalı alanlar derhal kapatılmalıdır. En az 14 gün, tercihen 28 gün zorunlu üretim alanlar dışında çalışanlar hiçbir şekilde mağdur edilmeden çarklar durdurulmalıdır. Zorunlu üretim alanlarında çalışanlar için işyerine ulaşmada ve iş yerlerinde fiziksel önlemler alınmalı, dönüşümlü çalışma modelleri ile çalışma ortamlarında bulunan sayısı azaltılmalıdır.

* Uluslararası dolaşım en aza indirgenmeli ve yalnızca çok gerekli şartlarda olmalı, yurtdışı seyahatlerinde 14 gün karantina uygulanmalıdır.

* Aşılamada hedef toplumsal bağışıklık olmalıdır. Etkili bir aşılama programı uygulanmalıdır. Aşı temini ile ilgili süreç şeffaf bir biçimde kamuoyu ile paylaşılmalı, toplumun önüne net bir aşı takvimi konulmalıdır. Mevcut durumda hızlı aşılama salgınla mücadelenin en önemli parçasıdır. Aşıda patenti ortadan kaldıracak uluslararası adımlar atılmalıdır.

*Sağlık çalışanlarının mevcut pandeminin yükü yetmezmiş gibi iktidarın vurdumduymazlığıyla daha da tükendiği görülmelidir. COVID-19'un meslek hastalığı kabul edilmemesi halen bir ayıp olarak ortada durmaktadır. Atanmayı bekleyen ve KHK ile gerekçe gösterilmeden hukuksuzca ihraç edilmiş tüm sağlık çalışanları hızla salgınla mücadelede yerlerini almalıdır.”

Açıklamanın ardından meslek örgütleri, CHP ve HDP milletvekilleri ile STK temsilcileri  tek tek söz alıp, iktidarın yanlış politikalarını eleştirdi, salgınla mücadelede asıl muhatapların devreye girmesi gerektiği çağrısında bulundu. Açıklama, “Kurtuluş yok tek başına ya hep beraber ya hiçbirimiz” sloganı atılarak sona erdi.

İSTANBUL

İstanbul’da da İl Sağlık Müdürlüğü önünde açıklama yapmak isteyen sağlık meslek örgütleri polis engeli ile karşılaşıp, darp edildi. Türk Tabipler Birliği (TTB), İstanbul Tabip Odası, İstanbul Diş Hekimleri Odası, İstanbul Eczacı Odası, İstanbul Veteriner Hekimler Odası, Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) İstanbul Şubeleri, Devrimci Sağlık İşçileri Sendikası (Dev Sağlık-İş), Tüm Radyoloji Teknisyenleri ve Teknikerleri Derneği (Tüm-Rad-Der) yöneticileri ve üyeleri, “Yaşam hakkımızdan vazgeçmiyoruz, ölümleri durdurun” demek için Fatih ilçesindeki Çemberlitaş Tramvay Durağı’nda bir araya geldi. Sağlık emekçilerine Halkların Demokratik Partisi (HDP) Milletvekili Oya Ersoy ile Türkiye İşçi Partisi (TİP) Genel Başkanı Erkan Baş da destek verdi.

Açıklama Sultanahmet’te bulunan İl Sağlık Müdürlüğü önüne yürümek isteyen sağlık emekçileri, polislerce önleri kesilerek engellendi. Polisler, Fatih Kaymakamlığı’nın koronavirüs tedbirleri kapsamında aldığı yasak kararlarını gerekçe göstererek yürüyüşüne izin verilmeyeceğini belirtti. Bu konuda yaşanan tartışma sırasında yasadışı olduğunu ifade ettikleri kararı tanımayacaklarını söyleyen sağlık emekçilerine polisler kalkanları ile müdahale etti. Bu sırada çok sayıda sağlık emekçisi darp edilirken, onlara destek veren TİP Genel Başkanı Erkan Baş da polisin hakaretine maruz kaldı.

Kaynak: Artı Gerçek