Özel sağlık kuruluşlarına 14 yıldır ruhsat verilmemesi yeni bir pazar alanı yarattı. Hastane, tıp merkezi ve poliklinik ruhsatlarında taksi pazarına benzer bir piyasa oluştu.

Kimi dernek temsilcilerine göre bu ruhsatı satmayıp, kiralayanlar bile varTürkiye’de özel hastanelerin ruhsatları ve kadrolarının el değiştirdiği büyük bir sağlık piyasası oluştu. 

Dünya’dan Yasemin Salih’in haberine göre ruhsatların alım satımlarına aracılık eden danışmanlık şirketlerinin ilanlarında onlarca hastane, tıp merkezi ve poliklinik ruhsatıyla kadroların milyon liralık değerle satışa çıkarıldığı görülüyor. Piyasada yılda ortalama 50 sağlık ruhsatının el değiştirdiği belirtilirken, fiyatlar kadrolardaki uzmanlıklara göre farklılık gösteriyor.

Buna göre sektörde ruhsat ve kadro piyasasının oluşması 2008’de Sağlık Bakanlığı’nın düzenlediği Özel Hastaneler Yönetmeliği ve Ayakta Teşhis ve Tedavi Yapılan Özel Sağlık Kuruluşları Hakkındaki Yönetmelik’le başladı. Yönetmelikle özel sağlık kuruluşlarının yeni ruhsat ve kadro izni alması durduruldu.

Türk Tabipler Birliği’ne (TTB) göre oluşan piyasa yasal değil. TTB Genel Sekreteri Vedat Bulut, ruhsat devirleriyle ilgili suç duyurusunda bulunduklarını bildirdi. Bulut, “İşi diploma kiralamaya kadar götürenler var. Bakanlık maalesef bunun önünü açtı” dedi.

"TAKSİ PLAKASINA DÖNDÜ" 

Bursa Özel Sağlık Kuruluşları Derneği Genel Sekreteri Dr. Feza Şen de durumun yasallığı hakkında şöyle konuştu: “Yasallığı belirleyen kriter ruhsat. Nasıl ki taksi plakası verilmiyorsa, böyle bir pazar oluşmuşsa sağlık kuruluşlarında da aynı şey söz konusu. Bakanlık yatak sayısından kadrolara kadar kısıtlama getirdi. Otomatikman o izin belgelerine fiyat biçilmiş oluyor. Rayiç bir bedel yok.”

SATMAYIP KİRALAYANLAR VAR

“Örneğin kardiyovasküler cerrahi istasyonunuz var, bunu da satabiliyor ya da kiralayabiliyorsunuz. Bu çok pahalı. Ekibe göre fiyat değişiyor. Kimi hastane sadece fizik tedavi kadrosunu satmak istiyor, yerine dermatoloji kadrosu vereyim, üzerine para verin diyor. Burada satılan o hekim ya da çalışan değil; kadro hakkı.”