İnsan sağlığı, yaşamın temel taşı. İnsanın sağlığı yerinde olmadan yaşamın anlamı, verimi olamamakta. İnsan sağlığının iyi, düzenli gitmesi, insanın sağlığını koruması yanında, sağlık çalışanlarının yardımlarıyla yaşama geçebilmekte.

Coronavirüs bulaşışı tüm Dünya’yı etkisi altına aldı. Tüm dengeleri altüst etti. Eskisi gibi yaşanan hiçbir alan bırakmadı.

Ülkemiz bu süreci gerektiği gibi iyi yönetemeyen ülkeler arasında oldu.

Algı değişikliği

Coronavirüs bulaşışı, cami değil sağlık kuruluşlarının, din görevlisi değil sağlık çalışanlarının daha yaşamsal görev gördüklerini ortaya koydu. Din görevlileri, dinsel tapınma yerleri olmadan yaşanabileceğini, sağlık kurumları, sağlık çalışanları olmadan yaşanamayacağını tüm insanlığın gözleri önüne serdi. Bu gerçeği henüz anlamayanlar, anlamak istemeyenler bir gün anlamak zorunda kalacaklar.

Sağlık çalışanlarımızın, coronavirüs bulaşışı sürecinde, canlarını vermeyi göze alarak, çok büyük bir özveri içinde çalıştıklarına tanık olduk.

Sürecin daha verimli yürütülmesi konusunda uyarılarda bulunanlar oldu. Bu çabaları, anlayabilenler için bir insanlık göreviydi.

İnsana saygılı, gerçekleri konuşmaktan korkmayan doktorlar olmasa paylaşılan verilerin yalan yanlış olduğunu öğrenemeyecektik.

Kapatma tartışmaları

Son günlerde, Türk Tabipler Birliği’nin kapatılması, yöneticilerinin yargılanmaları konusu kamuoyunun gündemine taşınmış bulunmakta.

Devlet bahçeli, "Ülkemizin yeni tip Coronavirus salgınıyla mücadelesini kösteklemek isteyen, vatandaşlarımızla birlikte sağlık çalışanlarımızı telaş ve paniğe sürüklemek amacı taşıyan kötü niyetli bir kampanya devamlı mesafe almaktadır. Bunu görüyoruz, karanlık emel sahiplerini biliyoruz" açıklamasını yaptı.

"Türk Tabipler Birliği isimli ihanet oluşumu” suçlaması çok ağır bir saldırı. Türk Tabipler Birliği, ülkemizde hekimlerin örgütü. Bu yapıya “ihanet oluşumu” diyebilmenin eleştiri ölçüleriyle bağdaşır bir yanı yok. Büyük bir karalama, değersizleştirme çabası.

“Coronavirus salgınıyla mücadelesini kösteklemek isteyen” suçlaması da akıl almayacak bir suçlama.

'Yönetemiyorsunuz, ölüyor, tükeniyoruz" diyen hekimler, nasıl oluyor da “salgınla mücadeleyi köstekliyorlar?” Bu suçlama akıl alacak türden bir suçlama değil.

Devlet Bahçeli doktorları, “Hükümete yönelik 'Yönetemiyorsunuz, ölüyor, tükeniyoruz' eylemi haince bir tertiptir" diyerek suçluyor. Doktorlarımızın çalışmalarını, daha iyi çalışmalar yapılması için yaptıkları uyarıları, eylemleri “Haince bir tertip” değil, coronavirüs bulaşışı sürecinin daha iyi yönetilmesi için “insanca, insan sevgisine dayalı bir uyarı” olarak görmek gerektiği kanısındayız.

“Türkiye husumeti” damgası, sağlık çalışanlarına yapılan yakışıksız bir suçlama. AKP-MHP ortaklığını beğenmeyenlerin Türkiye Cumhuriyeti’ne bir kinleri olamaz. AKP-MHP ortaklığı eşittir Türkiye Cumhuriyeti demek değil.

Suçlamanın tersine hekimler, halkı, sağlık çalışanlarını korumak için yönetime uyarıda bulunuyorlar.

Ülkeyi yönetenler, barolarda yapmaya çalıştıkları gibi, sağlık alanında kurulan örgütlenmeleri parçalayıp etkisiz duruma getirme çabası içinde olduklarını gizleyememekteler. Türk Tabipler Birliği tartışması bu amaçlarını ortaya koymakta.

Her gün coronavirüs bulaşışı nedeniyle onlarca insanın öldüğü bir ülkede, salgını başarılı biçimde yönetememenin suçunu, doktorların örgütlerini kapatma tartışmalarıyla örtmeye kalkmak gözlerden kaçmayan bir oyun.

Adı değişmeli

“Türk Tabipler Birliği” adı, “Türkiye Hekimler Birliği” ya da “Türkiye Doktorlar Birliği” olarak değişmeli. Bu kuruluş özerk olarak çalışmalı. Denetimini Yürütme organ değil bağısız Yargı organı yapmalı.

Kurumun yapısı, çalışma ilkeleri, sağlık alanında yaşanan yenileşmelere, gelişmelere göre yeniden gözden geçirilerek, günün koşullarına uygun hizmetler sunacak düzeye getirilmeli.

Sağlık çalışanlarımıza, doktorlarımıza saygı bir insanlık borcumuz. Onları sevmemiz, kendilerine her zaman saygılı olmamız gerekmekte.