Ruşen Çakır, Halkların Demokratik Partisi'nin (HDP) 2015 seçimlerine parti olarak girmesi durumuna ilişkin kaleme aldığı "HDP'nin zor seçimi" başlıklı yazısında, seçimlere bağımsız adaylarla katılma kapısının tam olarak kapatılmadığını belirterek, HDP’nin yüzde 10 barajını aşmasının imkânsız olmadığını düşündüğünü de söyledi.

Çakır'ın yazısından bir bölüm şöyle:

(...) Gerçekten zor bir durum. Yine bağımsız adaylarla girilmesi durumunda, bu yöntem konusunda epey tecrübeli olduklarını da hesaba katarsak HDP’lilerin 40 milletvekilini aşması şaşırtıcı olmaz. Ancak seçimlere parti olarak girmeleri ve tabii ki barajı aşmaları durumunda, zaten milletvekili çıkardıkları seçim bölgelerinde sayıyı iyice artırabileceklerini, hatta bugüne kadar sandalye kazanamadıkları bazı büyük illerde şeytanın bacağını kırabileceklerini düşünebiliriz. Böylesi bir durumda toplam milletvekili sayısı kolaylıkla 50’yi aşabilir.

Sandalye sayısının artmasından çok, HDP’nin seçimlere parti olarak girmesinin siyasi anlamı önemli. Ve bu sadece HDP’nin değil, genel olarak Kürt siyasi hareketinin geleceğini yakından ilgilendiren bir konu. Nitekim şu ana kadar gerek İmralı (Abdullah Öcalan), gerek Kandil (PKK/KCK), gerekse HDP’den yapılan açıklamaların tümünde seçimlere parti olarak girilmesi eğilimi ağır basıyor.

Bu yaklaşımı en iyi HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın, önceki gün yayınlanan söyleşimizdeki şu sözleri özetliyor: “Savunduğumuz şeylerin yüzde 10 bile değeri yoksa varsın parlamentoda olmayalım. Biz değil parlamentonun kendisi düşünsün. Bizim yokluğumuzun yaratacağı eksikliği ve boşluğu parlamento içine sindirebiliyorsa... İki dönem çok kritik olduğu için bunu yaptık ama bu dönem hem devletin bakışı değişmiyorsa hem de bizim savunduğumuz değerler sahiplenilmiyorsa varsın parlamentoda olmayalım.”

(...) Şahsen HDP’nin yüzde 10 barajını aşmasının imkânsız olmadığını düşünüyorum. Ancak zamanın ve HDP’nin maddi imkânlarının azlığı, medya ilgisi ve desteğinden büyük ölçüde mahrum olması gibi nedenlerle bu hedefe ulaşması pek de kolay olacağa benzemiyor.

Herhalde bütün bu hesapları HDP’liler de yapıyordur. Bununla birlikte, İmralı ve Kandil’den gelecek mesajlar ışığında HDP’nin seçimlere parti olarak katılma kararı alma ihtimalini hiç yabana atmamak gerekir.

Yazının tamamı için tıklayınız.