Rusya’nın Ukrayna’yı işgalinin ardından yürütülen ateşkes ve barış müzakerelerine iki kez ev sahipliği yapan ve hem Kiev hem de Moskova ile “denge politikası” izlemek adına ilişkilerini koruyan Ankara’nın vereceği mesajlar dünya başkentlerinde merak konusu.

Türkiye’nin Suriye’ye yapacağı olası askeri operasyon öncesi bu ziyaretin gerçekleşmesi bu ülkede uzun bir süredir birlikte hareket eden Ankara ve Moskova’nın sahadaki son durumu gözden geçirmesi açısından da önemli bir fırsat olacak.

Karadeniz'de güvenli koridor oluşturulması, özellikle tahıl taşıyan tankerlerin Karadeniz'e ve limanlara giriş çıkışı ile ilgili konuların görüşülecek olması da küresel gıda güvenliği açısından bütün dünyanın dikkatle izlediği bir gündem başlığı olacak.

TÜRKİYE’NİN SURİYE’DEKİ OLASI ASKERİ MÜDAHALESİ

Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov’un, beraberinde askeri bir heyetle Türkiye'yi ziyaret edecek olması Suriye operasyonunun özellikle ele alınacağını gösteren somut bir işaret olarak değerlendiriliyor.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan geçen ay Türkiye’nin ABD’nin desteklediği Kürt militanlara karşı Suriye sınırı boyunca içeri doğru 30 kilometre genişliğinde bir güvenlik bölgesi oluşturmayı planladığını duyurdu.

Türkiye’nin bölgedeki Kürt militanları geriye püskürtmek amacıyla Suriye’ye bir askeri operasyon yapıp, sınır boyunca güvenli bir bölge oluşturma planına ABD’nin karşı çıktığı Rusya’nın ise mesafeli yaklaştığı biliniyor.

Lavrov geçen ay yaptığı açıklamada, Türkiye'nin Suriye'de olup bitenlere kayıtsız kalamayacağını belirtirken şunları söylemişti:

“Hâlâ kimsenin oraya çağırmadığı ülkelerin ordularının birlikleri var orada. ABD askerleri, Fırat Nehri'nin doğu yakasının büyük bölümünü işgal ediyor. Orada sözde devlet kurmaya çalışıyorlar, bölünmeyi destekliyorlar ve bölgedeki Iraklı Kürtlerin bir kısmının duygularını kullanıyorlar. Bu şekilde Iraklı ve Suriyeli Kürtleri birleştiren yapıda sorunlara yol açıyorlar.”

Türkiye ve Rusya, Suriye’de 11 yıldır farklı tarafları desteklemelerine rağmen ülkenin kuzeyinde işbirliği içinde hareket ediyor.

Rusya’nın Türkiye sınırı yakınındaki üssüne son dönemde savaş uçağı ve helikopteri gönderdiği biliniyor. Rusya’nın Suriye’deki savaşa müdahalesi Esad’ın yenilip düşmesinin önüne geçmişti. Suriyeli muhalifler ülkenin kuzeybatısında konuşlanırken, Türkiye’nin de desteğini alıyor.

Moskova’nın Ukrayna'ya odaklanmışken, Vladimir Putin'in Türkiye'nin güney sınırı boyunca uzanan bir toprak şeridi üzerinde Erdoğan'ın yoluna çıkması ise pek olası görülmüyor.

ABD ise açık bir şekilde IŞİD ile mücadeleye zarar vereceği gerekçesiyle Türkiye’nin operasyonuna karşı olduğu mesajını veriyor.

Dış politika uzmanları, Rus birliklerinin varlığı yüzünden Kobani ve Tel Rıfat’a yönelik operasyonların oldukça zor olacağı, Moskova’nın operasyonların buralara kadar uzamaması konusunda ısrar edeceği görüşünde.

Tankerlerin Karadeniz'de güvenli yolculuğu için adım atılacak mı?

Rusya Dışişleri Bakanı Lavrov ile Ankara’daki görüşmelerde ele alınacak bir diğer önemli konu Karadeniz'de tahıl tankerleri için oluşturulacak güvenli koridor konusu.

Görüşmede tankerlerin Karadeniz'de güvenli yolculuğu, Karadeniz ve limanlara güvenli giriş-çıkışı ile Rusya ve Ukrayna'nın bu konuda yaşadığı endişelerin görüşülmesi de gündemde.

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'nun verdiği bilgilere göre Ukrayna, özellikle Odessa bölgesindeki deniz mayınlarının kaldırılması ile oluşacak güvenlik sorunlarından endişe ederken Rusya ise tahıl tankerlerinin Ukrayna'ya silah taşımasından endişeli.

Sırbistan'a yaptırımlardan dolayı gidememesinin ardından acil basın toplantısı düzenleyen Lavrov, "Limanların açılması konusunda Rusya üzerine düşeni uzun süredir yapıyor" açıklamasında bulundu.

Rus tarafının, Ukrayna'daki tahılın limanlardan çıkması için uzun süredir her gün insani koridor açtığını belirten Lavrov, limanlardaki yabancı gemilerin çıkması için ise Ukrayna tarafının buradaki mayınları temizlemesi gerektiğini ifade etti.

Lavrov, "Türk meslektaşlarımız, mayınları temizlemeye yardımcı olabileceklerini söyledi. Bizim askerlerimiz eminim bu hususu organize etmeye hazır. Daha sonra gemiler, mayın tarlasından çıkacak ve biz bağımsız ya da Türk meslektaşlarımızla birlikte bu gemilerin boğazlara kadar gidişini garanti ediyoruz. Ondan sonrası zaten Akdeniz. Biz üzerimize düşeni uzun süredir yapıyoruz" dedi.

Bu arada Ukrayna Dışişleri Bakanı Dimitro Kuleba ise bu açıklamalara Twitter'da tepki göstererek "Putin Odesa'ya saldırmak için ticaret yollarını kullanmayacağını söyledi. Bu, ülkemize yönelik geniş çaplı bir işgal başlatmadan günler önce Almanya Başbakanı Scholz ve Fransa Cumhurbaşkanı Macron'a Ukrayna'ya saldırmayacağını söyleyen aynı Putin. Putin'e güvenemeyiz, sözleri boştur" dedi.

Bu ziyareti en yakın takip eden ülkelerin başında Ukrayna ve ABD geliyor.

ABD Dışişleri Sözcüsü Ned Price, Lavrov’un Türkiye ziyaretini yakından takip edeceklerini ve ziyaretten sonra görüşmelerle ilgili Ankara ile konuşacaklarını açıkladı.

Lavrov’un Türkiye ziyaretine ilişkin bir soruya Price, "Buradan çok önemli bir şey beklemeli miyiz bilmiyorum. Elbette ki bunu yakından takip edeceğiz ve ziyaret sonrasında Türk müttefiklerimizle konuşacağız. Yine ifade ediyorum, Ukrayna ile dikkatli bir şekilde yakından koordine edilmiş her diplomatik çabayı destekliyoruz." dedi.

Price, Ukrayna’nın gıda ve gübresinin küresel piyasaya ihracı konusunda bu ülkenin de masada olması gerektiğini belirtti.

Gıda ve gübre konusundaki sorunun Rusya’nın 24 Şubat’ta Ukrayna’ya müdahale ettiğinden bu yana devam eden bir sorun olduğunu vurgulayan Price, Lavrov’un Ankara’daki temaslarının bahsi geçen gübre ve gıda ihracatı sorunun çözmeye yetmeyeceğini, Ukrayna’nın da bu konuya dahil olması gerektiğini savundu.

ERDOĞAN SAVAŞTA ARABULUCULUK ROLÜNÜ SÜRDÜRMEK İSTİYOR

Türkiye, Rusya’nın Ukrayna’yı işgalini kınayan ülkeler arasında yer aldı ancak Rusya’ya yönelik yaptırımlara katılmadı.

Ukrayna’ya SİHA satan Türkiye, şu ana kadar iki ülke arasında dengeli bir politika yürütmeyi denerken, ateşkes ve barış müzakerelerine biri İstanbul, diğeri Antalya’da olmak üzere iki kez ev sahipliği yaptı.

Bu görüşmeler sırasında Türkiye yeniden ilgi odağı olurken, savaş öncesi Batı ile çeşitli konularda yaşanan krizler yüzünden Ankara sık sık temas kurulan diplomatik bir başkent haline geldi. Türkiye’deki siyaset yorumcularına göre, arkasındaki halk desteği düşen Erdoğan, seçim öncesi bu konuyu kendi lehine kullanmaktan kaçınmayacak.

Bununla birlikte Türkiye’nin Finlandiya ve İsveç’in NATO üyeliğine Suriye’deki PKK ile bağlantılı PYD ve YPG’ye verdikleri destek yüzünden veto edeceği masajını vermesi Moskova’yı mutlu ederken, başta ABD olmak üzere Batı ülkelerinin Ankara ile ilişkilerinin tekrar gerilmesine yol açtı.

TÜRKİYE RUSYA’DAN DOĞAL GAZ ALIYOR, RUS TURİSTLER TÜRKİYE İÇİN ÖNEMLİ

Ekonomik krizle mücadele eden Türkiye için turizm sektörü önemli bir gelir kaynağı. 2019 yılı rakamlarına göre Türkiye’yi 7 milyon Rus, 1,6 milyon Ukraynalı turist ziyaret etti.

Türkiye doğal gaz ihtiyacının önemli bir kısmını Rusya’dan alırken, önemli miktarda tarım ürününü yine bu ülkeye ihraç ediyor.

İki ülke 2010 yılında nükleer santral anlaşması imzaladı ve bu santralin inşaatına 2018 yılında başlandı.

Dış politika uzmanları ne düşünüyor?

Marmara Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Profesörü Emre Ersen, Batı ülkelerinde Rusya ve Türkiye arasındaki ilişkileri stratejik ittifak veya stratejik ortaklık gibi tanımlanmasına karşı çıkarak, iki ülkenin bir çok konuda birbirlerine ihtiyacı olduğu için başta Suriye ve Ortadoğu bölgesinde olmak üzere iki ülkenin bölgesel işbirliği içinde olduğu görüşünü dile getirdi.

Türkiye’nin Finlandiya ve İsveç’in NATO üyeliğine karşı çıkmasından Rusya’nın mutlu olduğunu kaydeden Ersen, bu durumun Suriye konusunda Rusya ve Türkiye arasındaki müzakereleri belki de daha fazla kolaylaştıracağına dikkat çekti.

Merkezi Washington’da bulunan Ortadoğu Demokrasi Projesi Türkiye Direktörü Merve Tahiroğlu ise Erdoğan’ın Türkiye’de halk desteğini kaybettiğini, artan enflasyon ve ekonomik sorunlarla birlikte gelecek yıl yapılacak seçimler öncesi Erdoğan’ın hem Suriye operasyonu hem de dış politikada atacağı bazı adımlarla oylarını artırmaya umut ettiğini dile getirdi.

Tahiroğlu, Türkiye’nin Rusya’ya enerji açısından önemli ölçüde bağımlı olduğunu belirterek, bu konun da ikili ilişkilerde önemli bir yer tuttuğuna dikkat çekti.

Ziyaretin, Ukrayna işgaliyle birlikte derinleşen gıda krizine nefes aldırabilecek bir 'tahıl koridoru' anlaşmasıyla sonuçlanabileceğini söyleyen Rusya uzmanı Kerim Has ise, ziyaretin sadece dışişleri değil, askeri heyetle birlikte yapılıyor olmasının tarafların bir mutabakata varabilecekleri düşüncesini kuvvetlendirdiğine dikkat çekti.

Söz konusu “tahıl koridorunun” oluşturulmasının ancak Ukrayna limanlarındaki mayınların temizlenmesiyle mümkün olabileceğini dile getiren Kerim Has, "Olası bir anlaşmada Türkiye’ye düşen ana görev de bu olacağa benziyor. Mayınların temizlenmesinin ise ilerleyen aylarda Odessa’yı da ele geçirmek istediği takdirde Rusya’nın işine geleceği varsayılabilir. Dolayısıyla “tahıl koridorundaki” işbirliğinin ileride askeri alanda sahada Rusya lehine dolaylı yansımaları da pek olası." ifadelerini kullandı.

Has, Moskova'nın Suriye'ye bir askeri harekata izin verme ihtimalinin ise 6 ay öncesine göre daha yüksek olduğunu belirtti:

"Zannımca Suriye’ye yeni bir 'askeri harekat' için önce Ukrayna mayınlarının temizlenmesi işinde Erdoğan’ın 'kendini göstermesi' gibi bir şart öne sürecek Moskova, zımni olarak. Öte yandan, Erdoğan’ın seçimler öncesi Suriye’de yeni bir askeri harekatına Rusya’nın 'yeşil ışık' yakma ihtimali 6 ay öncesine göre daha yüksek."