(Assasins, Haşhaşiyan, xweşxweşik, Suikast...)

Aslında bir şeyi çözdüğüm yok, asıl mesele insanın kendi içine doğru olan yolculuğudur...

...

İnsan da diğer canlılar kadar kendi biyolojik sisteminin üretmiş olduğu kimyasallar sonucunda davranış sergiliyor, diğer hayvanlar bu davranışları için gerekçeler uydurmuyor, biz ise daha gelişmiş bir beyinden ötürü inşa ettiğimiz yalanlar silsilesinin içinde boğulup gidiyoruz, hakikatin içinde kaybolup gidiyoruz bir yanımızla...

...

Kendimizi, ancak kendi içimize doğru yolculuk yaparak açığa çıkarabiliriz ve böyle bir yolculuk esnasında ne bir kula, ne bir tanrıya ne de başka bir şeye ihtiyaç vardır...

...

Bizler, tek tek bireyler olarak, homosapiens türünün son iki yüz bin yıllık tarihsel süreçte üretmiş olduğu yapay organizasyonlar ve büyük yalanlar içinde yitip gidiyoruz...

...

Yaratmış olduğumuz onca soyut kavramı aslında sadece şu iki hakikatimizi gizlemek için kullanıyoruz;

1-: Hayatta kalmak için bir sürünün korumasına ihtiyaç duyuyoruz ve birincil amacımızdır hayatta kalmaktır

2: Üreme arzumuzu gizlemek için de yığınla kavram ve yalan uydurmuşuz...

...

Oysa çırılçıplak bir biçimde amacımız hayatta kalmak ve kendi genlerimizi yarına kopyalamaktır.

İşte bu hakikat son derece acı ve saftır...

...

Bu yüzden hayatın anlamını kimseler bulamamıştır!

...

Kesin olan şudur ki; dünyanın herhangi bir yerindeki herhangi bir toplumun, bilcümle bir biçimde, henüz konuşup anlamaya ve sormaya başlayan bir çocuğa öğrettiği ilke ve en büyük yalan; kendi sürüsünün değerlerinin tek hakikat olduğu ve diğer bütün sürülerin değerlerinin hepsinin sapkın ve saçma olduğudur...

...

Oysa hepsi külliyen yalan ve hak ile hakikat ile hiç alakası yoktur hiç birisinin...

...

Hani şöyle bir sözü vardır bir düşünürün; ''bir maymuna maymunlar cennetinde sonsuz ve sınırsız miktarda muz vaat ederek onun elindeki muzu (hakikati) alamazsınız...'', ama insan öyle midir?

...

İnsan, az önce çok büyük ve çapsız yalanlar üretip şimdi o büyük ve çapsız yalanlara kendisi inanabilen zeki ve kurnaz bir hayvandır...

Tek öz amacı hayatta kalmak ve üremek olan bu insan kendi canını ve genlerini hiç tereddüt etmeden ait olduğu sürü için feda edebiliyor, ruhu şad olsun Hasan Sabbahın!

...

Ve işin ilginç yanı insanın kendi içine doğru olan yolculuğu da külliyen yalandır, bu iddia da kendi kendini aldatmaya yeltenmektir bir yanıyla!

...

Kimileri nefis der, oysa çok açık bir hakikat var karşımızda kendi biyolojik mekanizmamızın ürettiği karmaşık kimyasallardır verdiğimiz her tepkinin sebebi ve en ilkel duygularımızın, yani içgüdülerimizin hep arkasında olacak bilincimiz...

...

Bu sebepten her zaman duygularımıza hitabedilsin istiyoruz ve aklımızı, ekseriyetle, duygularımıza hitabedilsin diye yoruyoruz...

...

Kompleksif sanal örgüler yaratıp o örgüler içine sıkışmışız, ama özünde basit birer tek hücreli bakteri gibi davranıyoruz, aklımız hala o kadar kurnazca çalışıyor esasında....

Peki bakterilerin amacı ile bizim amacımız arasındaki fark nedir?