Ercan Jan Aktaş / Demokrat Haber

Vicdani Ret Derneği 1 Temmuz tarihinden itibaren yeni bir Vicdani Ret Kampanyasıbaşlattı. Bir yıl sürece kampanya ile ilgili Vicdani Ret Derneği Eşbaşkanı Merve Arkun ile görüştük…

***

1 Temmuz’da başlayan “Vicdani Ret Kampanyası” hakkında neler söylemek istersiniz? Kimler ve hangi kurumlar ile bu kampanya yürütülecek?

Vicdani ret hakkının görünürlüğünü artırmayı, zorunlu askerlik hizmetine karşı bireysel bir tutum olan vicdani reddi daha da toplumsallaştırmayı amaçlıyoruz.

Türkiye’nin imzacısı olduğu uluslararası sözleşmeleri de yok sayarak, tanımamakta ısrarcı davrandığı bu insan hakkının, farklı disiplin alanlarıyla ilişkisini de göz önünde bulundurarak yürüteceğimiz bu kampanya boyunca, özellikle insan hakları alanında çalışan birçok sivil toplum kuruluşu, dernek ve örgütlenme ile organik bir ilişki halinde olarak; vicdani ret hakkının farklı alanlarla olan bağını da görünür kılmaya çalışacağız.

Kampanya ne kadar bir zaman devam edecek ve ne tür çalışmalar yürüteceksiniz?

2016 Temmuz’unda sonlanacak. Bir yıl sürecek bu çalışma dahilinde; savaşı, savaşa karşı bir direniş yöntemi olan vicdani ret hakkını ve bu hakkın görünürlüğünü, uluslararası savaş karşıtı hareketi konuşacağımız/tartışmaya açacağımız uluslararası bir sempozyum düzenleyecek; periyodik bir zaman aralığında, beş farklı ilde vicdani ret danışmanlığı eğitimleri gerçekleştireceğiz.

Vicdani retçilerin sayısını/görünürlüklerini/bu alanda yaşanan hak ihlallerini oluşturacağımız bir veri tabanında bir araya getirecek ve raporlaştıracağız.

Bu kampanya dâhilinde yürüteceğimiz lobi çalışması ile ilgili bakanlıklar, siyasi partilerin temsilcileri, milletvekilleri ve ilgili sivil toplum kuruluşlarıyla görüşecek, vicdani reddin görünürlüğünü arttırmaya çalışacak ve bir “insan hakkı” olarak tanınması noktasında faaliyetler yürüteceğiz.

Kampanya için bir çağrınız ya da beklentileriniz nelerdir?

Kampanyaya dair şu an için açık bir çağrı yapmamış olsak da, çalışmalarımız her zaman, dernek üyelerimize, vicdani retçilere ve savaş karşıtı hareket içerisindeki arkadaşlarımıza açıktır.

Önümüzdeki bir yıllık zaman diliminde gerçekleştireceğimiz çalışmalardan ana beklentimiz ise, Vicdani ret mücadelesinin görünürlüğünü artırmak, vicdani reddin, anayasal çerçevede, bir insan hakkı olarak tanınabilmesini sağlamak ve genel olarak savaş karşıtı harekete de katkıda bulunabilmektir.