Müziğini "Red Rap" olarak tanımlayan, sanatın mekanının yaşamın merkezindeki sokak olduğuna inanan, ‘’yeraltı çalışmaları’’ ile muhalif müziğe farklı bir cepheden katkı koyan Şerwan Hameran ile Onur Yıldırım söyleşti…

 

Müziğe ilginiz ne zaman, nasıl başladı ve gelişimi nasıl oldu? 

Yaklaşık olarak 1999 yılında müzik yapmaya başladım. 2001 ve 2003 yıllarında elden dağıtılmak üzere iki demo yaptım. Uzun bir süre çok aktif olarak ilgilenemedim müzikle, fakat daha sonra 2006 gibi Baran (kardeşi)  ile Nefs'ül Alem isimli grubumuzu kurduk, beraber 6 parça kaydettik ve internet üzerinden sunduk. Şu anda Nefs'ül Alem aktif değil, Şerwan Hameran olarak üretime devam ediyorum.

Bütün bu süreçte müzikal anlamda ilgi konuları değişti mi?

Dinleyici olarak her tür müziği dinlemeye çalışıyorum mutlaka, bir de beatlerimi de (alt yapı) kendim hazırladığım ve rap içinde müzikal anlamda her müzik türünden sample'lar kullanılabileceği için olabildiğince fazla tür dinlemek gerektiğini düşünüyorum. Son dönemde tercihim daha akustik beatler.

Hameran ya da Nefs'ül Alem ne demek? Neden böyle isimler tercih ediyorsunuz? Amaç marjinal olmak mı, orijinal olmak mı, yoksa müziğinin kendisi mi bu kavramları üretiyor?

Hameran "kalem oynatan" anlamında. Müziğimin söz yazımı aşamasına atıfta bulunuyor. Nefs'ül Alem ise "dünyanın ruhu" demek, tam olarak kelime anlamı için kullandık. Müziğimin kendisi bu anlamları üretiyor mu? Yaptığımız müziğe uygun isim kullanıyoruz da denebilir. Hameran örneğindeki gibi. Marjinal ya da orijinal olmak gibi bir kaygım yok; neticede müzik kullanılan ismin önündedir, kullanılan isim ile marjinal ya da orijinal olunabileceğine de inanmıyorum.

"Red Rap" tabirini kullanıyorsunuz, bundan ne anlaşılması gerekiyor? "Red Rock", "Red Jazz" daha önce duyulmadık tabirler.

"Kızıl rap" demektir, buradan devrimci/muhalif içerikli bir müzik yapıldığı anlaşılabilir. Rap'in kendi kültürü, dili, ifade biçimi ile harmanlanıyor. Bu dil ve kültür insanların çok alışık olmadığı bir yapı. Rap'in sunduğu olanaklar müzikal ve kültürel anlamda sınırsızdır, bu müzik türü ile uğraşan her insan kendi dünyasına kolaylıkla uydurabilir.

Müziğiniz çok anlaşılır görünmüyor, hızlı ve müzik yoğun tempoda sözler ne kadar güçlü olursa olsun etkisi zayıflıyor. Sizi anlamak için emek harcamak mı gerekiyor, yoksa herkes sizi anlayabilir mi? Bir tercih dayatması yok mu? 

İsteyen ve ön yargılı olmayan herkesin anlayabileceğini düşünüyorum. Bir de herkes dinleyip keyif almak zorunda değil, böyle bir mecburiyet yok. Emek değil de vakit gerektirdiği bir gerçek. Örneğin kitap ya da gazete okurken rap dinlemek zor.

Rap müziği, ekollerin neresinde görüyorsunuz? Rap'in kendine özgü bir müzik estetiği olduğuna inanıyor musunuz?

Rap, ABD'de yaşayan siyahların ve Latinlerin yarattığı bir tür. Sokağın kendi olanakları, dinamikleri ile ortaya çıkmış ve gelişmiş. Dünyanın her yerinde "öteki"nin müziğidir. İlk Türkçe rap'i Almanya'da yaşayan Türklerin yapması tesadüf değil. Her müzik türü ve kültür ile sürekli bir etkileşimi söz konusu. Birçok türden etkilenmiş ve etkilemiş. Dolayısı ile ekol bazında düşünüldüğünde çok önemlidir. Rap'in elbette kendine özgü bir müzikal estetiği mevcut, fakat teknik olarak insanlara yabancı geliyor, sonuçta bir "loop" müziği, yapısı "kes-kopyala-yapıştır". Örneğin en çok duyduğum eleştiri, kullandığım bir melodinin "çalıntı" olduğu yönünde, oysa rap "sample" müziğidir. Sonuçta kullandığım melodinin bana ait olduğunu iddia etmiyorum, onun üzerine "başka bir şey" inşa ediyorum.

SANAT, SOKAKTAN DOĞUP SALONLARA TRANSFER OLUYOR

Sokak ile sanat arasındaki bağı nasıl kuruyorsunuz?

Burada sanat kavramını biraz açmak gerekiyor. Nereden bakıp yorumlayacağız? Örneğin Jazz siyahların yaşadığı bölgelerde, genelevlerde icat olmuş, çalındığı mekanlarda sürekli kavga çıktığı için "lanetli müzik" olarak etiketlenmiş fakat şimdi literatürde yeri var ve en azından benim aklıma nispeten elit bir dinleyici kitlesini getiriyor. Blues plantasyon tarlalarının ürünü, temel enstrümanı mızıka -kolay taşınabilir olduğu için- fakat şu dönemde tarlalarda -ya da ait olduğu kültürel alanda- çalınmıyor. "Sanat, sokaktan doğup salonlara transfer oluyor" denilebilir belki. Rap, özelinde bu durumdan ayrılabilir, sokakta doğmuştur fakat yapısı icabı "salon müziği" olmaya çok müsait değil.

Rap müzik için özentilik diyenler var. Amerikalı rapçilere özenildiği, onların taklit edildiği söyleniyor. Bu konuda ne düşünüyorsunuz?

Rap müziğin daha ziyade bir şeylere özenmeye müsait bir kitleye hitap ettiği -en azından Türkiye'de- gerçek. Fakat bu taklit etme ve özenme boyutlu eleştirileri çok gereksiz ve sert bulduğumu söylemeliyim. Neticede bu bir kültür. Rock dinleyenler ya da jazz dinleyenler (ya da icra edenler) kime özeniyor? Amerikan rap'inin piyasaya hakimiyeti veya rap'in doğuşunun o bölgede olması ile ilgili olabilir eleştirilerin kaynağı, fakat Latin kökenliler de, Fransızlar da, Araplar da rap yapıyorlar.

SİSTEMİN EN ÖNEMLİ OYUNLARINDAN BİRİ İÇİNİ BOŞALTIP TEKRAR SUNMAK

Amerika ve Avrupa'da bu müziği yapanların büyük kısmı seksist/cinsiyetçi/kadın düşmanı, homofobik. Türkiye’de bu türün Batı'daki benzerlerinden farkı ne? 

Türkiye'de de benzer şeyler duyulabilir. Fakat bu şekilde yaklaşılması da çok doğru değil. Örneğin ABD'de Dead Prez, Immortal Technique gibi rap müzisyenleri başka bir yolu tercih ediyorlar. Fransa'da Keny Arkana örneği mevcut. Neticede kişisel hadiseleri bir kültürün geneline yaymak çok mantıklı değil gibi. Bir de rap müziği -avantajı olduğu kadar handikapı olarak da değerlendirilebilir- şartlara çok kolay uyum sağlayabiliyor. En önemli rap gruplarından Public Enemy politiktir. FBI, Kara Panterler Partisi için "Public Enemy Number One" ifadesini kullanıyordu, "bir numaralı halk düşmanı". İlk albümlerini 1987 yılında çıkaran Public Enemy'nin grup ismi bu ifadeye göndermedir. Fakat sistemin en önemli oyunlarından biri içini boşaltıp tekrar sunmak. Rap'in başına gelen de biraz bu. Toplumsal muhalefet arttığı oranda rap de muhalifleşecektir.

Parçalarınızı internet üzerinden yayınlıyorsunuz. Albüm yapmayı düşünüyor musunuz? Sizi dinlemek isteyenler nasıl ulaşabilirler müziğinize?

Albüm dendiğinde bandrollü/ticari bir albüm anlaşılabilir, böyle bir planım yok. Fakat bandrolsüz bir albüm üzerinde çalışıyorum, yaklaşık 18-19 parçalık. Her şeyi kendi imkanlarımız ile yapacağımız, "yeraltı" bir çalışma olacak. Myspace sayfam ve facebook sayfam var, oradan tüm çalışmaları takip edebilirler. http://www.myspace.com/hameran, http://www.facebook.com/pages/Serwan-Hameran/187549911257062