Film Arası Dergisi’ne konuşan ünlü oyuncu Nur Sürer, Türkiye’nin sorunlarından ancak vicdanla kurtulabileceğini söyledi. Salih Mirzabeyoğlu’nun 28 Şubat’ın bedelini tek başına ödediğini belirten Sürer, bazı çevrelerin Sezen Aksu’ya yönelik eleştirileri için ‘Sezen Aksu sussa, bu ülkede kimse şarkı söyleyemez’ dedi.

Bir Günün Hikâyesi, Yılanların Öcü, Derman ve Uçurtmayı Vurmasınlar gibi pek çok önemli filmde rol alan usta oyuncu, dergide Suat Köçer’in sorularını yanıtladı.

Aktivist kimliği ve politik duruşuyla da dikkat çeken Nur Sürer, sinema serüveni ve Türkiye’de yaşanan sosyal, politik olaylara dair çarpıcı tespitlerde bulundu.

İşte o söyleşiden bazı başlıklar:

FİLMDEN ÇIKIP DEVRİM YAPAN KİMSE OLDU MU?

Hastalık derecesinde bir sansürün uygulandığı dönemlerden geçtik.  İkinci filmim, Bir Günün Hikâyesi. Yönetmen Sinan Çetin’in de ilk filmiydi. İlk ismi Sabah’tı. Önce ismine itiraz edildi. İsmi değişti. 1980 yılının Temmuzuydu. Zaten iki ay sonra da darbe oldu. Ve o film tam iki yıl yasaklı kaldı. Sendika kavramını ele alan bir filmdi. Bir de aşk vardı. O filmin sansürden geçebilmesi sevgili sahneleri çektik. Hatırlıyorum, iki tam gün çalışmıştık. Filmi biraz yumuşattılar diye çıkmasına izin verildi. Maalesef yaşandı bunlar. Bir film seyredip, bir şarkı dinleyip, konser izleyip devrime giden kimse gördünüz mü? Sanattan bu kadar korkmanın ne manası var diye düşünüyorum.

KENAN VE KIVANÇ ÇOK BAŞARILI

Belki çok farklı iki alan gibi gözüküyor ama model, manken olup da sinemaya geçtikten sonra burada başarılı olan birçok oyuncu var. Çoğunu çok yetenekli buluyorum. Çağatay Ulusoy’a bakıyorum mesela. Bir önceki çalışmalarına bakıyorum, bir de şimdi oynadığı Medcezir dizisine. Kenan İmirzalıoğlu, Kıvanç Tatlıtuğ, inanılmaz başarılılar. Bu işe kafa yordular ve bence bu çok sevindirici bir şey. Ciddiye alıyorlar yaptıkları işi.

TÜRK SİNEMASI BAŞÖRTÜLÜ KADINI GÖRMEK İSTEMEDİ 

Dikkat edersen başı örtülü karakterler son dönemlerde dizilerde filan gözükebildiler sadece. Türk sinemasında olmadılar. Sinemacılarımız steril olsun istiyorlardı herhalde. Aman bizi meşgul etmesinler denmiş olabilir. Ama geçmiş yıllara dair Filiz Akın’ın oynadığı bir filmi hatırlıyorum. Birkaç dindar yönetmen vardı, Yücel Çakmaklı gibi. Onların çektiği filmlerde de cami, ezan sesi falan vardı. Ezan sesi güzel bir sestir. Kimsenin buna itirazı da olmazdı. Ne bileyim, sinemacılarımız bu tür kavramlardan korumuşlar kendilerini, korkmuşlar. Hani herkes der ya “benim annem de başörtülü” diye. Benim annem de öyleydi. Başörtüsü olan bir kadın. Alışkanlıktan öyle olduğu için gözüken bir kadın.

SEZEN AKSU’YU NASIL REDDEBİLİRİZ?

Sezen Aksu Gezi direnişine şarkı yapmış. Samimiyetini sorguluyorsun. Sen kimsin peki? Sezen Aksu’yu nasıl reddedebiliriz biz ya? Sezen Aksu’yu çek al müzikten, bu ülkede kimse şarkı söyleyemez. Artık o hale geldik. 35 yıldır şarkı yazıyor bu kadın. Çok ayıplıyorum bunu. Çok kötü bir şey bu. Kahramanlık o kadar değersizleşiyor ki bir anda bitiyorsun insanların gözünde. Vefasızlık var.

SALİH MİRZABEYOĞLU HAMAMIN NAMUSUNU KURTARIYOR

Salih Mirzabeyoğlu hakkında bir tweet attım. Birisi çok karşı çıktı. “Nur hanım niçin Salih Mirzabeyoğlu’na özgürlüğü savunuyorsunuz” diyor. Ya 28 Şubat’tan ötürü kimse yok, adam tek başına hamamın namusunu kurtarıyor orada! 10 senedir niye yattığı belli değil. Benim kocamın yattığı ceza evinde yatıyor. Duvarlarla konuşuyormuş adam, tek başına, delirmiş yani. Zavallı bir insan, yoksul bir adam. Karısını falan gördüm ben. Yani niçin o tutulur orda? 28 Şubat’tan ötürü kimi tuttunuz da onu tutuyorsunuz içerde? Ve de çok işkence görmüş bir adam. Hiç arkası yok, arayanı yok, soranı yok. Zavallı karısı 3 kuruşunu da avukatlara verip bir şeyler yapmaya çalışıyor. Evet, bu ülkeyi vicdan ancak kurtarabilir ama herkes kendi işine geldiği gibi görüyor. (sinefesto.com)