Yarın başlayacak kurultayı “Yeni CHP’nin kurumsallaşma kurultayı”na benzeten Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu şöyle diyor: Eski CHP seçmeni yeni CHP’yi terk etmez. Laikliği terk etmeden sosyal demokrasi ve hukuk devleti ilkelerini vurguluyoruz. Sorunlara çözüm üretmek zorundayız. Yeni CHP tabanda karşılık buluyor. Seçmende yukarı doğru bir yükseliş var

 

Satır arası

Gazetecilerin hayatları genelde beklenmedik olaylarla dolu ve maceralıdır. Ama bu söyleşinin arka planı benim hayatımın en ilginçlerinden biri. CHP’nin 34’üncü Olağan Kurultayı öncesinde parti lideri Kemal Kılıçdaroğlu’ndan söyleşi talebinde bulundum. Kurultay günü yaklaşırken söyleşi yapabileceğime dair olumlu bir sinyal gelmeyince, tatile çıktım. CHP Genel Merkezi’ne “Söyleşi ihtimali yoksa cumartesi yıllık izne çıkacağım” bilgisini çarşamba günü verdiğimde Baki Özilhan’ın yaptığı “Biz gazetecileri tatilden döndürmeyi severiz” esprisinin gerçeğe dönüşeceğini elbette ki bilmiyordum. Velhasıl, aşağıdaki söyleşinin yapılacağını öğrendiğim cumartesi günü eşimle İzmir yolundaydım. Ama Özilhan’dan gelen sürpriz telefon nedeniyle, eşimi tek başına tatile gönderirken, sandaletler ve sırt çantasıyla geldiğim başkentte süratli bir şekilde gazeteci moduma döndüm ve benden istenilen saatte CHP’nin 12’nci katında olmayı başardım. Olay CHP Genel Merkezi’nde de oldukça espri konusu oldu ki, kurultay öncesinde merak ettiklerimi sorduğum Kemal Kılıçdaroğlu beni “İyi tatiller” diyerek uğurladı. İşte böyle hengâmeli bir günün akşamüstünde Kılıçdaroğlu’yla yaptığım söyleşiyi ilgiyle okuyacağınızı düşünüyorum.

 

Şenay YILDIZ/ AKŞAM

 

Cumhuriyet Halk Partisi’nin 17-18 Temmuz tarihlerindeki 34’üncü Olağan Kurultayı öncesinde CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu AKŞAM’a hem kurultayı, hem yeni CHP tartışmalarını hem de “Alevi Partisi” eleştirilerini yorumladı:

 

- Bu kurultay CHP ve sizin için ne anlam ifade ediyor?
Değişim ve dönüşüm anlamını taşıyor. Bundan önceki kurultaylarda yine değişimi ve dönüşümü ön plana almıştık, önemli ilkeler açıkladık. Bu kurultay da onlardan birisi.

 

- Kurultay afişlerindeki değişim ve demokrasi vurgusu dikkat çekici. CHP’de değişim ve demokrasi mi eksikti?
Bunlar Türkiye’nin ihtiyaçları. Demokrasi açısından ciddi açmazlar var. Demokrasi karnemiz kırık. Demokrasi kültürümüz yeteri kadar oturmamış. Özgürlükler sınırlandırılmış, kişiler düşüncelerini çok rahat anlatamıyorlar. Böyle bir yapı içerisinde çok partili düzeni bu ülkeye getiren bir parti olarak CHP’ye düşen demokrasi vurgusunu öne çıkarmak.

 

KURUMSALLAŞMA KURULTAYI
- Bu kurultayı yeni CHP’nin kurumsallaşma kurultayı olarak mı görüyorsunuz?
Evet, yeni CHP’nin kurumsallaşma kurultayı da denebilir.

 

- Yeni Parti Meclisi seçilirken hangi kriterleri göz önünde bulunduracaksınız?
Hiçbir partinin yapmadığını yine bu değişim ve dönüşüm içinde yaptık. Yüzde 33 cinsiyet kotası getirdik. Yüzde 10 gençlik kotası getirdik. Böyle bakınca parti içindeki kriterler üçe ayrılmış oluyor. Yüzde 10 gençler, yüzde 33 cinsiyet, geri kalanı da partililer. Bu geri kalan genel yapı içerisinde toplumun her kesiminin kendisini bulacağı bir Parti Meclisi oluşturmak istiyoruz. İş, akademi, bilim çevresi, ev kadınları, emekliler, sendikacılar, engeliler... Böylece bu kesimlerin sorunları parti siyaseti düzleminde konuşulabilecektir.

 

- Flaş isimler var mı?
Yeni isimler olacak ama onlar ne kadar flaş olur bilemem. Mesela Sayın Burhan Şenatalar gelecek. İşadamlarımız olacak ama müsaade ederseniz isimleri söylemeyeyim.

 

-  Parti Meclisi’nde daha önce görev almamış insanların olması gibi bir denge gözetiyor musunuz?
Bölge dengesi gözeteceğiz. Her bölgeden insanların olması gerekiyor. Parlamento-parlamento dışı dengeyi ve tüzükten kaynaklanan kadın kotası, gençlik kotası dengelerini dikkate alacağız.

 

- Sizin kafanızda yeni CHP konseptiyle ilgili hedef nedir?
Halka dokunan, halkın sorunlarını çözen bir CHP, halka güven veren, günlük kısır tartışmaların ötesinde Türkiye’ye ve dünyaya daha derinden bakan bir CHP. Temel hedefimiz bu. Bunu yaptığınız zaman iktidar olursunuz. Sadece düşünmeniz, proje üretmeniz yetmiyor, bunları hayata geçirecek konumda olmanız lazım. Onun için de iktidarı yakalamalısınız. Bütün örgütlerin arı gibi çalışması lazım. Çünkü Türkiye’nin iyi yönetilmediğini artık sokaktaki vatandaş da çok iyi biliyor. Düşünün, koskoca Türkiye Cumhuriyeti’nin bir uçağı Suriye’de düşecek, nerede, nasıl düştüğünü kimse bilmeyecek. Dere yatağında konut yapacaksınız, 14 vatandaşınız ölecek, sorumlu bakanlar yerlerinde kalacak. Topluma yalan söyleyen bir siyaset kurumu olmaz. Uludere’de 34 yurttaşımız bombalandı ve öldürüldü. Sorumlu kim? Kocaman bir soru işareti olarak önümüzde duruyor.

 

LAİKLİKTEN ÖDÜN YOK
- Eski CHP daha Kemalist, milliyetçi, laik vurguların ve “şeriat geliyor” korkusunun altında bir söylem benimsemişti. Şimdi yeni CHP daha farklı açılımlar getiriyor. Siz bu dönüşümü yaparken, kemikleşmiş eski CHP seçmenini kaçırmaktan endişe etmiyor musunuz?
Kemikleşmiş, eski CHP seçmeni niye kaçsın? Biz hiçbir zaman laiklikten ödün verilmesini isteyen bir parti değiliz. Tam tersine bu ülkenin farklı inanç gruplarından insanlarını bir arada toplayan temel olgunun laiklik olduğunu biliyoruz. Hep derlerdi ki “CHP proje üretmez, sadece laiklik der ve oradan gider”. Anayasa’nın değiştirilmesi dahi teklif edilmeyen maddesi şöyle: Türkiye Cumhuriyeti laik, demokratik, sosyal bir hukuk devletidir. Sosyal devlet kavramının olduğu bir ülkede çocuklar, gaziler açlıktan ölmez; insanlar sel sularından ölmez; Şanlıurfa’da cezaevinde olduğu gibi 13 kişi yanarak ölmezdi. Biz CHP olarak laikliğin yanına unuttuğumuz hukuk devleti ve sosyal devleti koyuyoruz. Kimse ‘Türkiye’de hukuk devleti var’ diyemez. Eğer milletvekilleri hapisteyse siz bu ülkede hukukun üstünlüğünden bahsedemezsiniz. Onlar seçilirken halkın oylarıyla seçilmedi mi? Ama onlar Sayın Başbakan’ın gözünde mahkum. Başbakan tutuklu ile mahkum arasındaki farkı bilmiyor. Masumiyet Karinesi’ne göre onlar mahkum değiller. Yarın beraat de edebilirler. Onun için biz hukuk devleti ve sosyal devlet ilkelerini topluma yeniden hatırlatmak istedik.

 

PROJELERİ SİNDİRTEMEDİK 
- CHP’deki bu dönüşümün tabanda nasıl karşılık bulduğunu ölçümlüyor musunuz?
Tabii, yaptığımız açılımlar tabanda karşılık buluyor. Yalnız şunu söylemem gerekiyor. Son zamanlarda çok fazla proje ürettik. Tarım, eğitim, iklim, gençlik, askerlik... Nerede bir sorun varsa bir proje ürettik ve yoğun bir proje bombardımanına tabi tuttuk biz. Oysa belki 1 veya 2 proje üzerine durup, geniş kitlelerin bunu sindirmesini beklemeliydik. Burada bir eksikliğimiz var bizim. İkincisi, seçim yapılacağının açıklandığı tarihle seçim tarihi arasında kısa bir zaman vardı ve projelerimizi bu kadar kısa bir süre içerisinde kamuoyuna anlatamadık. Şimdi bir Parti Okulu açtık. Orada hem projelerimizi hem sosyal demokrasiyi, partimizin tarihini, Mustafa Kemal’in ilkelerini anlatıyoruz. Hem gençlerimiz, hem partililerimiz eğitiliyor. Bu sabır isteyen ve zor bir iş. Ama bunu da aşama aşama yapıyoruz. Bunların tabanda olumlu yansımaları var.

 

- Ne sıklıkla seçmen tepkisini anketlerle ölçüyorsunuz?  AK Parti galiba neredeyse her ay ölçüm yapıyor?
AK Parti kadar paramız yok. O kadar sık ölçüm yapamıyoruz. Zaman zaman, belli olayların ardından ölçüyoruz. Ama zaten tabanın size tepki gösterip göstermediğini mesela yurttaşlarla buluşunca anlıyoruz. Fakat başka şirketlerin yaptırdığı anketlerden görüyoruz ki fena değil. Yukarıya doğru giden bir ivmemiz var.

 

Eski yönetimle kıyaslarsak partide daha az Alevi var

- Bazı seçmenlerden “CHP Alevi partisi oluyor” eleştirilerini duyuyorum. Bu eleştiriyi sizin kimliğiniz kadar ve Alevi kökenli genel başkan yardımcılarınızın isimlerini tek tek sayarak yapıyorlar. Ne dersiniz, CHP Alevi partisi mi oluyor?
Hayır, CHP bir kitle partisi. Alevi’si de var, Ermeni’si de var, Süryani’si de, Sünni’si de var. Benim genel başkan olarak oluşturduğum yönetimde geçmişe göre Alevi arkadaşların sayısı daha az. Ama böyle bir algı bilinçli bir şekilde yaratılmaya çalışılıyor. CHP karşıtı kişiler böyle bir algıyı yaratmak için özel çaba harcıyor.

 

- Eski dönem ve şimdiki dönem rakamlarını tam biliyor musunuz?
Biliyorum tabii ama böyle rakamlara dökmek istemem. Sadece şimdi daha az Alevi yönetimde. 

 

DİN VE IRK TRAVMASI
- CHP Milletvekili Hüseyin Aygün’ün geçen hafta Meclis’e Cemevi açılması talebiyle başlayan ve daha sonra ‘Alevilik bir dindir’e varan açıklamaları oldu. Kendisi partinizin bir milletvekili. CHP’nin bu konudaki pozisyonu nedir?
Biz her yurttaşın inançlarını özgür bir şekilde yerine getirmesini isteriz. İnanç ister Alevi, ister Sünni, ister Yahudi, ister Yezidi olabilir. Çünkü biz Türkiye Cumhuriyeti’ni bir imparatorluktan devraldık. Çok farklı inanç grupları, çok farklı etnik kimlikler var. Dini ve etnik kimlikleri siyasetin gündemine alırsanız, Türkiye’yi parçalarsınız, kutuplaştırırsınız. İnsanlar arasında nifak tohumları ekersiniz. Zaten Türkiye’nin yaşadığı en büyük travma dinin ve etnik kimliğin siyasete konu edilmesidir. Oysa insanın etnik kimliği, inancı siyasetçiyi ilgilendirmez ki! Onun yoksulluğu, işsizliği, sağlık, eğitim sorunu beni ilgilendirir. Siyaset bunlarla ilgilenir. Bizse bunların tümünü bir yana bırakmışız, onun etnik ve dini kimliğine göre karar vermeye çalışıyoruz. Bu yanlıştır. Bunun bedelini insanlık çok ağır ödemiştir. Biz tarihe geçen acı olayları bilerek, kendimizi insan odaklı olarak 21’inci yüzyıla hazırlamalıyız.

 

Yeni PM’de Gürsel Tekin olsun istiyorum
- Gürsel Tekin ile bir görüşmeniz oldu yakın zamanda. Kendisinin yeniden parti yönetimine dönme isteği veya sizin onu parti yönetimine geri döndürme yönünde bir arzunuz var mı?
Var, benim böyle bir arzum var. Kendisinin arzusunu bilmiyorum ama benim böyle bir arzum var. Evet, Parti Meclisi’nde görev almasını istiyorum. Kendisiyle bu konuyu konuştum. O da olumlu bakıyor. Zaten şu anda da PM üyesi ve yeni yönetimde de seçilmesini isterim tabii.

 

Sarıgül başarılı partimize gelirse memnun oluruz
- Yerel seçimler için hedefiniz nedir?
İyi bir sonuç almayı bekliyoruz. Tabii tüm siyasal partiler gibi bizim de yerel yönetimlerde iktidar olma hedefimiz var. İstanbul ve Ankara büyük hedeflerimizden birisi. Bu seçimlerde sayıyı artıracağız.

 

- Mustafa Sarıgül’ün adı hep konuşuluyor CHP içerisinde de. “Belki İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı olabilir’ diye düşünenler olduğu da anlaşılıyor. Sizin kendisiyle bir görüşmeniz var mı partiye katılması için?
Genel Başkan olduğumda, İstanbul anakent belediye başkan adaylığım sırasında yine arayıp kutlamıştı. Böyle bir telefon görüşmemiz oldu, onun dışında yüz yüze görüşmemiz olmadı. Ama bizim kapımız herkese açıktır. Sayın Sarıgül de başarılı bir belediye başkanı. Partimize gelirse bundan memnun oluruz tabii.

 

Önder Sav kurultaya gelecek
-  Sayın Baykal Kurultay’a geliyor görünüyor. Merak ettiğimiz konulardan biri de Önder Sav. Kendisinin gelip gelmeyeceğine dair bir bilginiz var mı?
Sayın Sav da gelecek. Arkadaşlar bilgisini verdi bana. Gelmesinden de ayrıca mutlu oluruz tabi.

 

-  CHP’de bir toparlanma oluyor galiba?
Oluyor, olacak. Bir sabırlıyımdır, ikincisi insanları kırmak istemem. Yumuşak bir üslupla başaramayacağınız şey yoktur. İnşallah böyle gideriz.

 

Siyasette başarısız olursanız, ayrılırsınız
-  Biliyorsunuz AK Parti Numan Kurtulmuş, Süleyman Soylu gibi isimleri transfer için süreci başlattı. CHP’de benzer süreç görecek miyiz?
Daha erken. Bizim partimizin kapıları zaten açık. Kurultay’ı bir atlatalım, sonrasında belki bize de yeni isimlerin katıldığını görebilirsiniz.

 

- AKŞAM’da yayınlanan bir kulis haberde Deniz Baykal diyor ki “Kılıçdaroğlu’na engel olmak istemem, desteklerim. Ama başarının kriteri seçimdir. Seçime gidilir, görürüz. Başarılı olmazsa bir değerlendirme yapılmasını bekleriz”. Siz kendiniz için “CHP seçimlerde belli bir rakamın altında kalırsa, gereğini yaparım” gibi bir düşüncede misiniz?
Negatif bir tartışmanın içine girmek istemem. Ama etik olarak siyasette başarısız olursanız, ayrılmanız gerekir. Sanıyorum bu hepsine yanıttır.