Suriye Şengal'de geçen yıl 3 Ağustos'ta büyük bir Ezidi katliamı yaşandı. Ezidiler o günü artık bir 'soykırım' olarak anıyor. Yaşanan travma hala atlatılabilmiş değil. HDP'nin Ezidi milletvekili Ali Atalan, "Şengal'in bir kısmı hala işgal altında bulunuyor. Tamamen kurtulmuş değil. Ayrıca nüfusu dört bir yana dağıldı" dedi.

Yarın, 3 Ağustos, Ezidilerin, Şengal Soykırımı olarak adlandırılan, IŞİD katliamlarının hedefi oldukları gün. 7 Haziran seçimleri ardından Meclis’e giren iki Ezidi milletvekilinden biri olan Ali Atalan, “73 ferman”dan kurtulan Ezidiler’in hala yaşadıkları son travmayı atlatamadıklarını söylüyor. HDP Batman Milletvekili Atalan, son dönemde YPG/YPJ güçleri üzerinden başlayan tartışma içinse 1 yıl önceki soykırım sürecini hatırlatıyor: “Hükümet gitsin YPG/YPJ’nin 'terörist' olduğu iddiasını hayatlarını kurtardığı Ezidilere anlatsın. Mevcut iktidar ne kadar terörist derse desin Ezidiler için YPG/YPJ kurtarıcıdır.”

Radikal’den Serdar Korucu’nun HDP'nin Ezidi milletvekili Ali Atalan ile söyleşisi şöyle:

1 yıl önce başlayan Şengal Soykırımı olarak adlandırılan sürecin ardından bugün Ezidiler ne durumda?

Ezidiler 3 Ağustos’ta yaşananları atlatabilmiş değiller. Onlar için bu tarih travmatik. Hala tedirginlikleri devam ediyor. Yaşananlar belleklerinde çok taze.

Bunda bölgedeki savaşın devam etmesi de etkili mi?

Tabii. Üstelik IŞİD’in tamamen yenilmesi ümidi de gerçeklemiş değil. Soykırımın sonuçları henüz sona ermemiş durumda. Şengal’in bir kısmı hala işgal altında bulunuyor. Tamamen kurtulmuş değil. Ayrıca nüfusu dört bir yana dağıldı. Kendi yurtlarından oldular. İşin daha da acı yanı gittikleri her yerde rahat rahat kabul edilmemeleri. Kamplarda temel ihtiyaçlarının karşılanmasından, mülteci statüsüne alınmamış olmalarına pek çok problemleri devam ediyor.

“AFAD KAMPINA GİRMEME İZİN VERMEDİLER”

Kamplarda ne gibi problemler yaşıyorlar?

AFAD kampları ile ilgili bazı duyumlarımız var ama içeriyi bilmiyoruz. Cuma günü Midyat’taki AFAD’ın Ezidiler için olan kampını ziyaret etmek istedim. Bana yazılı olarak verdikleri cevapta “Kamplara girişler mümkün değil” deniliyor. Bir milletvekilinin devletin denetimi altında olan bir kampa girememesi mümkün mü? Sıkıyönetim mi ilan edildi? Mevcut hükümet ne yazık ki tamamen üçüncü dünya ülkelerinin yönetim tarzına sahip. Bu yolla “Her istediğimi yapabilirim” diyor.

AFAD’ın dışındaki kamplarda durum nasıl?

Bugün Şengal’den Türkiye’ye gelen Ezidilerin toplam nüfusunun 15 bin civarında olduğu tahmin ediliyor. AFAD denetimi dışında olan kamplar pek çok şehre dağılmış durumda. Bazıları eski Ezidi köylerine yerleştirildi. Ayrıca DBP’nin denetimde olan kamplar bulunuyor. Burada belediyenin ve halkımızın desteği ile hayatlarını sürdürüyorlar. Yurtdışında yaşayan Ezidilerin de dayanışması var.

Türkiye’deki Ezidilerin de yurtdışına çıkma girişimi olmuştu. Haziran ayının sonundaki bu çabalarının, bu kaçışlarının altında ne var?

Ezidiler, sadece Ezidi oldukları için, başka bir inanca, din sistemine sahip olduklarından dolayı Mezopotamya’nın en eski toplumlarından olsa da sayısız katliamlara uğradı. Geçen seneki uğradıkları soykırımların sonuncusuydu. Bugün hala din olarak kabul edilmedikleri, inançları hoşgörü ile karşılanmadığı için nereye gitseler dışlanma yaşıyor, hor görülüyor, küçümseme yaşıyorlar. Bir yıl önce gördüğümüz gibi karşılarında kendilerine ganimet gözü ile bakan, namuslarına el uzatmayı mübah sayan bir barbar zihniyet var.

Türkiye’de kendilerini rahat hissedemezken ne yapacaklar? Hepsi Avrupa’ya mı gitmek istiyor?

Çözüm bu barbar zihniyetten kaçmak, bunun için vatanını terk etmek, yurtdışına çıkmak, değerlerini, inancını geride bırakmak değil. Dik durmak, direnmek gerekir. Tabii ki tedbirli olmak gerekli,  güvenlik önlemleri almak da ama umutsuzluğa kapılmamak lazım.

Hükümetin politikaları Ezidileri nasıl etkiliyor?

Şunu ortaya koymak gerek. Hükümetin Suriye’den gelen Sünni Araplara yaklaşımı ile Ezidilere karşı tutumu farklı. Bu her aşamada hissettiriyor. Sadece Ezidilere karşı da değil. Rojavalı Kürtlere yönelik de ayrımcılık var.

1 yıl önceki IŞİD saldırısından kurtulan Ezidiler’e kaçış için koridor açan YPG/YPJ bugünse Türkiye’de “terör örgütü tartışması”nın da odağında. Hatta HDP Eşbaşkanı Figen Yüksekdağ’a bu sözleri nedeniyle soruşturma başlatıldı.

Bu durum trajikomik. Eşbaşkanımızın “Sırtımızı YPG’ye, YPJ’ye dayıyoruz, ona yaslanıyoruz” sözleri, vahşet hareketine, IŞİD’e karşı direnen YPG/YPJ’lilere destek vermek içindi. YPG/YPJ bölgede dışlanan grupların tümü için, Araplar, Türkmenler, Hristiyanlar ve Süryaniler için de direnişini sürdürüyor. Bu hareketi terörist olarak görmek, eşbaşkanımızı da terör örgütünü savunuyor diye mahkemelik eden bir zihniyetin ancak IŞİD ile paralellik içinde olduğu söylenebilir.

Ezidiler için YPG/YPJ ne demek?

YPG geçen sene IŞİD’in vahşetine maruz kalan Ezidilerin yüz binlercesini kurtardı. Üstelik IŞİD saldırısı öncesinde bölgedeki Ezidiler YPG/YPJ’nin bölgede olmasını istemiyordu. Soykırımdan hemen sonra Şengal’e gittiğimde bunu bana “O dönem Barzani ile sorun yaşarız diye YPG/YPJ’lileri istemiyorduk, korkuyorduk.” diye itiraf ettiler. Bu nedenle mevcut hükümet gitsin YPG/YPJ’nin “terörist” olduğu iddiasını hayatlarını kurtardığı Ezidilere anlatsın. Mevcut iktidar, hükümet ne kadar terörist derse desin Ezidiler için YPG/YPJ kurtarıcıdır. Bugün başlayan savaşı da bu süreçten ayıramayız. HDP’nin köklü demokratikleşme için siyasi çekim merkezi olması üzerine hedef göstermeye çalışıyorlar. Şoven bir dalganın hesabını yapıyorlar. Ama bunu da başaramayacaklar.