Deniz Güneş / Demokrat Haber

Halkların Demokratik Partisi 31 Mart yerel seçimleri için güçlü olduğu yerleri kazanma, kazanamayacağı yerlerde aday göstermeyip muhalefetin en güçlü adayını destekleme, bu yolla iktidar bloğuna kaybettirme stratejisi izliyor. Ancak Manisa gibi bazı yerlerde de kendi adaylarıyla bir etki yaratma peşinde. Manisa’da Cumhur İttifakı MHP ile, Millet ittifakı İyi Parti ile seçimleri girince HDP de Fatsa Belediye Başkanı Fikri Sönmez’in oğlu Naci Sönmez’i aday göstererek seçmene üçüncü bir yol daha olduğunu göstermek istedi. Naci Sönmez, “Kampanya boyunca hem sandıklardan başarı elde etmek hem de 1 Nisan sabahı bütün Türkiye’ye mesaj vermek istiyoruz”, “AKP seçmeninin de oyuna, desteğine talibiz” diyor.

Naci Sönmez ile seçim kampanyasının gidişatını konuştuk…

-Manisa’da HDP adayı oldunuz ve gördüğümüz kadarıyla batı illerinde HDP’nin görünür olan bir seçim kampanyasını yürütüyorsunuz. Biraz çalışmalarla ilgili olarak, ilk ağızdan bilgi alabilir miyiz?

Evet oldukça emek sarf ettiğimiz ve Manisa’da hissedilen, rüzgar estiren bir seçim kampanyası yaptığımızı söyleyebilirim. Seçimlere bir miktar geç müdahil olduk ama hızla bu açığımızı gidermiş durumdayız. Öncelikle seçim kampanyamızı, Manisa’da sol bir seçenek oluşturmak üzerine kurduk. Aslında sizde biliyorsunuz, Türkiye’nin batı illerinde HDP mevcut iktidar bloğuna seçim kaybettirmek, iktidarın bugünkü hegomonik ilerleyişini durduracak bir sonuç üretmek üzerine strateji kurdu. Ancak kimi batı illerinde hem HDP’yi hem de bütün demokrasi güçlerini rahatsız eden kimi sonuçlar ortaya çıktı. Daha doğrusu sınırlı sayıda il ve ilçelerde, sol demokrat güçleri seçeneksiz bırakan CHP ve İyi Parti ittifakının üretmiş olduğu politik tercihler, HDP’nin omuzlarına bazı sorumluluklar yükledi. Bunun en bariz olduğu illerin başında Manisa gelmekte. Manisa’da Cumhur ittifakı alanı MHP’ye bıraktı. Diğer taraftan ilginç olan Millet ittifakı da İyi Partiye bıraktı. Bu durumda sol demokrat seçmen iki yanlış tercih arasında sıkıştı. HDP toplumsal tabandan gelen yoğun talep üzerine aday çıkarmış oldu.

-Yani bu durumda siz HDP dışındaki kesimlerin oyuna da talipsiniz.

Evet kampanyamızı Manisa’da biraz bu ortaya çıkan tablo üzerinden yürütüyoruz. Kampanyamızı tek düze bir strateji üzerinden kurmuyoruz. Bir yandan HDP’nin toplumsal tabanına dönük çalışma yürütürken diğer taraftan bütün Manisalılara söz kuruyoruz. Bir yandan halkımızla buluşmalar yapıyor diğer taraftan farklı siyasi ve sosyal çevreleri ziyaret ederek Manisa’nın seçeneksiz olmadığını, Manisa’nın bu sonuca mahkum olmadığını anlatmaya çalışıyor destek istiyoruz. Aslında HDP Manisa’da HDP’den hep beklenen Türkiyelileşme stratejisine uygun bir çalışma yürütüyor. Kampanya boyunca hem sandıklardan başarı elde etmek hem de 1 Nisan sabahı bütün Türkiye’ye mesaj vermek istiyoruz.

-Nasıl yani, 1 Nisan derken tam olarak ne anlatmak istediniz?

Bugün Türkiye’de bu iktidarın gidişatı karşısında muhalefetin aklı oldukça karışık. Muhalefetin bu iktidar bloğu karşısında ortak bir politik aklı ve eylem planı yok. Farklı ideolojik öncelikler ve politik tercihler iktidarın elini rahatlatmakta muhalefetin işini zorlaştırmakta. Son yıllarda iktidar bloğunu en çok rahatsız eden şey HDP’nin toplumsal tabanda karşılık bulmaya devam etmesi. İktidar yeni rejim inşasında Kürt siyasetini ve bu siyasetin genişleme stratejisi olabilecek olan HDP gerçeğini önünde engel görmekte. HDP’yi geriletmeden onu etkisiz kılmadan başarısını olanaklı kılamamakta. O nedenle bütün saldırıların odağında HDP bulunmakta. Bu nedenle Manisa’da HDP’nin alacağı sonucun önemi büyük olacak. HDP’nin seçim sonrasında ne olacağı, siyasetin nasıl şekilleneceği konusunda önemli bir deneyimi açığa çıkarma şansımız var. Ayrıca Manisa’nın temel sorunlarını çözme irademiz var. Manisa hem bir sanayi kenti hem de tarım. Gerek çalışma hayatı gerek ekolojik meselelerden kaynaklı sorunlar ilgi alanımızda.

-Kampanyaya dönecek olursak.

Evet kampanyamız bu stratejik akılla ve büyük bir emekle devam ediyor. Seçimler doğaldır ki bir yerel seçim gibi yaşanmıyor. Adeta bir referandum havasında geçiyor. Tabi bizim iddialı bir şekilde çalışmaları derinleştirmemiz, ittifakların tabanında etkili oluyor. AKP seçmeni mevcut MHP adayından rahatsız. AKP’ye oy veren yurttaşlarımız MHP adayını içselleştirebilmiş değiller. Biz bu AKP seçmeninin de oyuna desteğine talibiz. AKP’ye mahkum olmadıklarını anlatmaya çalışıyoruz. Kimsenin İnancından, kimliğinden dolayı ayrımcılığa uğramamasının HDP eliyle olabileceğini bu konuda da doğru bir seçenek olduğumuzu ifade ediyoruz. Diğer taraftan sosyal demokrat seçmene de kötü kurulmuş bir oyuna ve dayatmaya mecbur olmadıklarını anlatmaya çalışarak, Manisa’dan çıkarılacak demokratik seçeneğe destek olmalarını talep ediyoruz. Tabi bu arada özellikle sosyal demokrat tabanda seçmeni ikna etmekte zorlanan parti yöneticileri, hakkımızda asılsız söylemler geliştiriyorlar. HDP’nin AKP’ye seçim kazandıracak bir politik yol izlediğine dair. Onlara da şunu söyleyebilirim; HDP Türkiye’nin batı illerinde mevcut iktidara kaybettirecek bir politik strateji kurmuştur, bunu herkes idrak etmişken Manisa’dakilerin idrak etmemiş olmaları ya da idrak etmek istememeleri gariptir. Diğer taraftan Manisa’nın birçok yerinde adaylarımızı geri çektik. Sadece İyi Parti seçeneğinin dayatıldığı Şehzadeler ve Yunus Emre ilçeleri hariç. Bu durum bile HDP’nin sağduyulu siyasetini göstermek için yeterlidir. Biz kendi politik stratejimizi hayata geçiriyoruz. Açık ve şeffaf bir şekilde.

-Bunu bir ittifak içinde mi yapıyorsunuz?

Asla hiçbir ittifak içinde değiliz. Bir ittifakın parçası değiliz. Bunu aslında herkes biliyor. Biz halkımızın toplumsal taleplerine ve beklentilerine yanıt üretiyoruz. Siyaset böyle bir şey. Toplumsal talepleri ıskalarsanız, siyaseten devre dışı kalırsınız. HDP bugün izlediği seçim siyasetiyle sonuç alabilecek bir siyasi çalışmanın içindedir. Biz de aslında Manisa’da bunu yapmaya çalışıyoruz. Sapla saman bir birine karışmasın, siyaset daha fazla bulanmasın, iki yanlış seçenek arasında doğru bir seçeneği inşa etmeye çalışarak, siyasetteki belirsizliği önlemek istiyoruz.

-Peki, seçim sonuçları itibarıyla beklentiniz ne?

İşin doğrusunu konuşmak gerekirse, HDP’nin kendi toplumsal gücüyle Manisa’da seçim kazanması mümkün değil. Ancak Manisa’da ortaya çıkan tablo HDP’nin burada seçim yarışında başarı elde etmesine olanak sağlıyor. Toplumun bütün kesimlerinden oy alabilmemiz için reel durum müsait. Neden olmasın ki. Ancak bunu seçim sonuçlarında görebileceğiz. Biz iddialıyız ve bu sonucu üretmek için çaba göstereceğiz. Ancak sonuç ne olursa olsun bizim siyaseten kazandığımızı düşünüyorum. Manisa’ya baharı erken getirdiğimizi ve sadece Manisa için değil bütün Türkiye için anlamlı bir politik sonuç elde edeceğimizi düşünüyorum. Bu tür tarihsel eşiklerde nerede durduğunuz ve ne yaptığınız çok önemli. Tarih 31 Mart 2019 yerel seçimlerini bu özgün yönüyle kaydedecektir.

- Son olarak seçimi kazanmamanız halinde nasıl bir yerel yönetim anlayışınız olacak?

Bundan kırk yıl önce ‘Terzi Fikri’ seçim kampanyasında Fatsa’da size tek bir şey vaat ediyorum demişti. Ne yapacaksak sizlerle birlikte karar alacağız ve sizlerle birlikte gerçekleştireceğiz. Açıkçası bizim de bugün tek vaadimiz budur. Bizim yerel yönetimimizde bütün Manisalılar yönetimde “söz, yetki ve karar” sahibi olacaklar. Kadın özgürlükçü, engelsiz, ekosistemi koruyan, kuralsız çılgın büyümeyi hedef almayan, sürdürülebilir, yeşil bir Manisa için çalışacağız. Manisa’nın bitirilmiş durumda olan Gediz Ovası’na, nehrine sahip çıkan, jeotermallerle bitirilen tarım alanlarını yenide ele alan önceliklerimiz olacak. Betona değil, yaşama, canlı hayatına yatırım yapan, sosyal kültürel varlıkları çoğaltan yani yaşanabilir bir kent yaşamı temel önceliğimiz olacak. Sadece insana değil bütün canlı yaşamına yatırım yapmayı amaçlayarak “aslolan hayattır” diyeceğiz.