Mehmet Göcekli / Demokrat Haber

Türkiye’nin tüm seçim bölgelerinde seçimlere katılan, adaylarının yarısı kadınlardan oluşan ve çok farklı kesimlerden gösterdiği adaylarıyla gündem olan Halkların Demokratik Partisi Bartın’dan Bartınlı bir çevre ve insan hakları aktivisti Avukat Diren Cevahir Şen’i aday gösterdi. Şen, “Bu kenti çok iyi tanıyorum, çok seviyorum ve bu kente ait meseleleri biliyorum” diye konuşuyor.

Avukat Diren Cevahir Şen, Bartın’ın en önemli meselesinin doğanın tahribatı ve ekolojik yıkım olduğunu iddia ediyor ve iktidar partisi milletvekilinin termik santrale karşı imza metnini dahi imzalamadığını, AKP eliyle Zonguldak ve Bartın'a 7 adet yeni termik santral yaptırılmak istendiğini belirtiyor.

Bartın’ın genç kadın adayı Diren Cevahir Şen’le neden HDP’den aday olduğunu ve seçim sürecini konuştuk…

Diren Cevahir Şen kimdir?

1984 yılında Bartın'da doğdum. İlk, orta ve lise eğitimimi Bartın'da tamamladım. Sonra Kocaeli Üniversitesi'nde Hukuk Fakültesi okudum. 2007'de mezun oldum. Şu an İstanbul'da avukatlık yapıyorum.

Partinizde kadının yeri ne?

HDP 550 milletvekili adayının 268'ini kadınlardan seçerek bu konuda diğer tüm partilerin daha ilerisinde olduğunu gösterdi. Siyasi partilerin aday listelerinde yer alan kadınların oranlarıyla, kadına yaklaşımlarını bir kez daha gördük. Seçmenin %51'i kadınken, kadın aday oranının diğer partilerde ne durumda olduğu ortada.

Erkek egemen sistemin sözcüsü gibi davranan diğer partilerle kıyaslandığında "kadın partisi" olduğumuz açık. Kadınların siyasetteki temsiliyeti adına olması gerekeni yapan tek parti görünen o ki HDP'dir.

HDP ayrıca bir “kadın seçim bildirgesi” açıklayan tek parti. Biz dedik ki :“Dünyanın tüm kirli çamaşırlarını ve kirli bulaşıklarını biz yıkamayacağız. Bütün dünyayı kendi emeğimizle doyurmayacağız. Biz’ler özgürleştiğimiz bir ülke hayal ediyoruz. ”

Bizi diğerlerinden ayıran işte bu.

Kadına yönelik şiddetin önlenmesi için kadınlar tarafından yaratılan özsavunma biçimleri desteklenecek. Bağımsız kadın örgütleri desteklenecek, açtıkları sığınakların giderleri Kadın Bakanlığı tarafından ödenecek. TCK’da kadının meşru müdafaa hakkı net tanıma kavuşacak ve özsavunmanın hukuksal boyutu olarak işletilecek diyoruz.

Biz anayasada kadına yönelik her türlü kötü muamele ve şiddetin, kadın ticareti ve kadın bedeninin istismarının engellenmesini; aile içi şiddet ve kadın cinayetlerinin insanlığa karşı işlenmiş suç olarak kabul edilmesini istiyoruz. Ev dışında başka bir işte çalışmayan kadınlar da dahil olmak üzere tüm kadınların, ev içi emeğini de gözeten sosyal güvenlik haklarının sağlanmasını istiyoruz. Siyasi partiler yasası değiştirilerek eş başkanlığın sadece genel başkanlıkta değil bütün yönetim organlarında geçerli olması ve kadın kotasının uygulanması sağlanacak diyoruz. Hatta ve hatta eş başbakanlık öngörüyoruz. Daha ne diyelim :)

Neden Bartın’dan ve neden HDP’den aday oldunuz?

Bartın'dan aday oldum çünkü Bartınlıyım. Bu kenti çok iyi tanıyorum, çok seviyorum ve bu kente ait meseleleri biliyorum. Bartın'dan aday oldum çünkü böylesi tarihi bir seçim döneminde hayatımın yarısından fazlasını geçirdiğim kentin geleceği için elimi taşın altına koymak istedim. Sorunlarının çözümüne şimdiye kadar bir biçimde katkı koymaya çalıştım. Şimdi ise milletvekili adayı olarak bunu yapmak istedim.

HDP'den aday oldum çünkü HDP toplumun en geniş kesimlerinin partisi. HDP kadınların, yok sayılanların, doğadan yana olanların, yaşamın partisi. Çünkü HDP ekolojik bir yaşamdan yana olanların, termik santralsiz, HES'siz ve nükleersiz bir yaşam isteyenlerin partisi. HDP bir Türkiye partisi.

“EN ÖNEMLİ MESELESİ DOĞANIN TAHRİBATI”

Bartın’ın sorunları ve çözüm önerileriniz nedir?

İnsan olmaya dair en önemli mesele bence yaşamdır. Bartın'ın en önemli meselesi doğanın tahribatı, ekolojik yıkım meselesidir.

Bartın 20 yıldır termik santral tehlikesi ile karşı karşıya ve iktidar partisi milletvekili kentte yıllardır mücadelesi verilen termik santral'e hayır imza metinlerine imza dahi atmamıştır. Örneğin, bizzat AKP eliyle Zonguldak ve Bartın'a 7 adet yeni termik santral yaptırılmak isteniyor. Bartın'ın geleceği karartılmak isteniyor. Kömürlü termik santraller ile bizler Bartın'da ve Zonguldak'ta nefes dahi alamayacak hale getirilmek isteniyoruz.

AKP milletvekili Yılmaz Tunç sürekli Bartın'ın doğasına ve yeşiline gönderme yapıyor fakat bu yeşil şu anda dahi adım adım katledilmekte. Bartın-Sinop yolu bahanesi ile her yer talan edilmekte, yeşil örtü gelişi güzel ve projesiz biçimde yok edilmekte, her yer toz ve toprak içinde bırakılmakta.

Amasra tepeleri dahi villalarla, betonlarla doldurulmuş. Adeta betona tapan bir yönetim anlayışıyla karşı karşıyayız. Doğanın korunması mı daha önemli yoksa ulaşım ve barınma adıyla bize yutturulmaya çalışılan doğayı talan eden inşaat çalışmaları mı? Yol yapacaksanız doğaya zarar vermeden yapılacak yöntemler vardır. Ev yapacaksanız ve buna ihtiyaç olduğunu düşünüyorsanız yeşil örtüye zarar vermeden ve nefes alabileceğimiz biçimde yaparsınız. Bu iktidarın ne doğaya, ne yaşama saygısı var.

Anadolu coğrafyasındaki en önemli yeşil alan olan Karadeniz bölgesi adım adım katlediliyor. Bartın da bundan nasibini alıyor maalesef. Her akarsuyun başına HES dikilerek suyu ticarileştirmek istiyorlar. Bunların hepsini de enerji ihtiyacı bahanesiyle yapıyorlar. Biz ne Türkiye'yi ne Bartın'ı enerji çöplüğü yaptıracağız. Yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelmek tek çözümdür.

Siz elektrik aktarımındaki kayıpları önlerseniz enerji kaybınız olmaz, siz güneş enerjisine yönelirseniz doğaya zararlı yöntemlere ihtiyacınız olmaz. Ama amaç birilerini zengin etmektir. Amaç suyu şişeleyip halka satmaktır. Ama doğa sadece insan odaklı değildir ve bu ormanlarda başka bir yaşam da var. Ve biz o yaşamın sonlandırılmasına izin vermiyoruz. Büyük kentlerin ve zenginlerin elektrik ihtiyacı karşılansın diye biz Bartın'ın doğasının tahrip edilmesine izin vermiyoruz.

Bartın ülkedeki genel sorunlara da sahip bir kent. Burada da insanlar işsiz, yoksul ve çaresiz. Verimli tarım alanları bomboş. Fındık tarlalarıyla ilgilenen yok. Sebzecilik ise eskisi gibi değil. İnsanlar hayvancılık yapmayacak durumda. Yerli halk adeta üniversite öğrencilerinden kazanacağı paraya bel bağlamış. Tarımın desteklenmesi tek koşulumuz. En verimli toprakların ortasındayız biz, fakat tarım politikaları ortada. Dışa bağımlıyız ve AKP eliyle bu hale getirildik. Tarım desteklenmiyor, üretim desteklenmiyor, halk yoksullaştırılıyor. Tüm bunlar sadece Bartın'dan değil, ülkedeki tarım politikalarının dönüştürülmesi ile değişecek.

“BARTIN'IN YÜZÜ TÜRKİYE'NİN YÜZÜ GÜLERSE GÜLECEK”

Bartınlı neden size oy versin?

Çünkü HDP eşitliğin, kardeşliğin, özgürlüğün, mutluluğun partisi. Çünkü 13 yıllık yasakçı, baskıcı ve farklılıkları yok sayıcı iktidar ancak HDP'nin barajı aşması ile gidecek. Çünkü HDP'ye verilecek her bir oy bizi baraja yakınlaştıracak ve Türkiye'de özgürlüklerin önü açılacak.

Çünkü biz'ler özgürlükçüyüz, biz'ler eşitlikçiyiz, biz'ler eşit özgür ve demokratik bir ülkede bir arada yaşamı savunuyoruz.

Biz'ler doğadan yanayız ve nefes almak istiyoruz, biz'ler ekolojik bir yaşamı savunuyoruz ve biz'ler kadınız dünyanın yarısıyız.

Bartın ancak Türkiye özgür olursa özgür olacak. Bartın'ın yüzü de ancak Türkiye'nin yüzü gülerse gülecek. O nedenle Bartınlılardan oy istiyoruz biz.