Hava Bakaç / Demokrat Haber

Ayta Sözeri, birçok film ve dizide travesti rolünü oynadı. Son olarak Kayıp Şehir dizisinde travesti Duygu’yu canlandırdı. Gerçek hayatında da bir trans birey ve sıkı bir insan hakları aktivisti. Nefret ettiği kelime “öteki”…

“Bir yere ait değilsen ötekisin ama trans bireyler ötekinin de ötekisi” diyor.

24 -30 Haziran LGBT Onur Haftası’nda Ayta Sözeri ile özel bir röportaj gerçekleştirdik. . .

"TRANS BİREYLER ZORUNLU SEKS İŞÇİLİĞİ YAPIYOR"

Birçok projede yer aldın ama insanlar seni Kayıp Şehir dizisinde tanıdı ve sevdi. Diziden sonra insanların sana karşı bakışı değişti mi? Yolda yürürken Ayta Sözeri olarak mı bakıyorlar yoksa trans birey olarak mı?

Trans birey olarak bakıldığımı artık hissetmiyorum. Ama Ayta Sözeri olarak mı bakıyorlar bilmiyorum. Bence Kayıp Şehir’in Duygu’su olarak bakıyorlar. Eğer bir trans birey olarak bakıyorlarsa bile trans bireylere ayrımcılık yapılmayacağını bilerek bakıyorlar.

Genelde dizilerde trans bireylerin rolü hayat kadını oluyor. Bu durum seni rahatsız ediyor mu?

Bu ülkede zaten trans bireylerin çoğu zorunlu seks işçiliği yapıyor. Hayat kadınını oynamalarında bir problem yok ama hayat kadını rolünü oynarken hayatın içinde yaptıkları diğer şeyleri de göstermek lazım. Çünkü trans bireyler de herkes gibi.

"ÖTEKİLER BİLE BİZİ ÖTEKİLEŞTİRİYOR"

Toplumda trans bireylerin durumu ne?

Bir yere ait değilsen ötekisin ama trans bireyler ötekinin de ötekisi. Bununla ilgi yaşadığım bir olayı anlatmak isterim. Arkadaşımla birlikte Eminönü’ne balık yemeğe gittik ve balıkları hazırlayan çocuk ayakta durduğumu görünce oturmam için ısrar etti. Orada turşu satan bir çocuk ise “Çağırma boş ver, o trodur” dedi. Ben de çocuğun yanına gidip “beni en iyi sen anlarsın, bana tro diyorlar sana da kro diyorlar” dedim. Yani biz ötekilerin de ötekisiyiz.

Yakın bir zamanda Diyarbakır’da ayrımcılığı gözler önüne seren bir cinayet yaşandı ve baba evladını eşcinsel olduğu için öldürdü. Cinayeti baba işledi ama tek suçlu baba mıdır?

O birey bu ülkenin vatandaşıydı ve bu ülke vatandaşını koruyamadı. Baba mahalle baskısının verdiği cehaletle oğlunu öldürdü ama devlet bu ölümü engelleyemedi. Bir yasa ile nefret ve ayrımcılık suçlarına karşı bireylerin hakları koruma altına alınmalıdır. Ayrıca bu ülkede baba gibi düşünen yani nefret ve ayrımcılık yapan milletvekilleri bile var. Bizler ayrımcılık istemediğimiz gibi ayrıcalık da istemiyoruz. Artık bu tür cinayetlerin son bulmasını istiyoruz.

Başbakan sürekli biz ötekilerin sesiyiz diyor. Fakat LGBT sorunları meclise taşındığında AKP milletvekillerinin tutumu “Ahlaksızlık, hastalık, toplumsal bozulmuşluk ve batı oyunu” olarak ifade edildi.

Aslında AKP milletvekillerine şunu hatırlatmak isterim. 2002 yılında genel başkanları ve başbakanımız Erdoğan “Eşcinsellerin hakları garanti altına alınmalıdır” demişti. Genel başkanları geçmişte bunu söylerken milletvekillerinin bu ifadeleri çelişkilidir. Eşcinsel olmaları, kadın ya da erkek olmaları önemli değil. Önemli olan artık insanların hak, adalet ve eşitlik istiyor olmaları.

Bir otobüs şirketi biletime “Trodur, yanına yolcu vermeyin” yazmıştı. Benim cinsiyet kimliğime trans birey diyebilirsin ama yanına yolcu oturamaz yazamazsın. Bulaşıcı hastalık mı taşıyorum ya da ben başka bir şey miyim, insanları rahatsız mı ediyorum? Madem yanıma yolcu vermiyorsun neden beni otobüsüne alıyorsun? Artık bu ve buna benzer olayların ortadan kalkması için meclisin en kısa sürede nefret ve ayrımcılığı durduracak bir yasa çıkarması gerekiyor.

"GEZİ’DEN ÖNCE ÇOK PARÇALANMIŞTIK"

Gezi Park direnişiyle ilgi ne düşünüyorsun?

Geziden önce çok parçalanmıştık ama Gezi’den sonra bir araya geldik. Ne kadar sürer bilmiyorum ama uzun bir süre kimse kimseye Kürt, Alevi, Eşcinsel olarak bakmayacak. Gezi Parkı direnişinden sonra farkındalığın değişeceğine çok inanıyorum. Çünkü artık kardeşçe yaşamayı öğrenmeliyiz.

Gezi Parkı direnişi farklı düşünen birçok insanı bir araya getirdi. Başörtülü kızlar üniversitelere alınmadığında, onlarla birlikte eğitim haklarının geri verilmesi için birlikte yürüdüm. Ben de şimdi başörtülü kızlarımızın bizlerle beraber “Trans bireylerin yaşama hakkı elinden alınmamalıdır” diye yürümelerini, destek vermelerini isterim.

"BAŞBAKAN KİBİRLİ, BENİM GİBİ"

Başbakan’ın Gezi Parkı olaylarındaki üslubu hakkında ne düşünüyorsun?

Başbakanın etrafında danışmanlarının dışında siyaset mühendislerinin de olduğunu biliyorum. Siyaset mühendisleri başbakana ne yaptırmak istiyorlar ya da başbakan onları dinlemeyip özüne geri mi döndü, onu bilemiyorum.

Herkes Başbakan Erdoğan’ın kibirli olduğunu iddia ediyor. Siz ne düşünüyorsunuz?

Evet, başbakanımız çok kibirli. Ben de çok kibirli bir insanım (gülüyor). Kendimden pay biçerek başbakanın kibirli olduğunu söyleyebilirim.

Peki, yeni projelerde nasıl bir rolde yer almak istersiniz?

Aslında oynamak istediğim birçok rol var. Örneğin İranlı bir transseksüeli oynamak isterim. Bir seri katili ya da bir dönem filminde bir gardiyanı oynamak isterim.

(Fotoğraflar: Kadir Kaçan)