Roboski katliamının ardından Meclis’te kurulan Uludere İnceleme Alt Komisyonu’nun Başkanı İhsan Şener, dün raporu komisyon üyelerine sunmak için 28 Şubat günü toplantı yapılması yönünde çağrı yaptı. Şener, Roboski’de yapılanın "masum güvenlik operasyonu" olabileceğini belirtirken, raporda emri kimin verdiğine ilişkin bilginin de olmayacağını söyledi.

Roboski’deki katliamda kardeşini ve yakınlarını yitiren Veli Encü, komisyonun açıklayacağı rapordan bir beklentilerinin olmadığını açıkladı.

'RAPORDAN HİÇBİRŞEY BEKLEMİYORUZ'

"Katliamdan bu yana devlet tarafından gün geçmedi ki tehdit, gözaltı, idari para cezaları almayalım" diyen Encü, şöyle konuştu: 

"Her geçen gün yenileriyle karşılaşıyoruz. Komisyon için şunu söylemek istiyorum. Komisyondan kamuoyunda paylaşacağı rapordan hiçbir şey beklemiyoruz. Buraya gelerek samimi duygularla bizim acımızı, içinde, yüreğinde yaşadıklarını düşünüp, gelip yardımcı olacaklarına inanmıştık. Bu inancımızı tamamen yitirdik. Komisyon burada 15 Mart 2012’de raporun hazırlanıp yayınlanacağını söylemişlerdi. Bu olmadı, her geçen gün ertelendi. Zamana yayıldı. Komisyona yönelik üyelerin her birinden farklı açıklamalar geldi."

HÜKÜMETİN KOMİSYON ÜZERİNDE BASKISI VAR

Encü, bazı üyelerin çok samimi bir çalışma içinde olduğunu dile getirerek, şöyle devam etti: 

"Ancak bu vahim olayda, masum insanların katledildiği, bilinçli ve planlı yapılan operasyon sonrasında yaşananları katliam olarak tanımlıyoruz. Bu insanlar öyle biçimde öldürüldüler ki insanlık tarihinde böyle olaylar çok az. Katliamdan bu yana 430 gün geçmesine rağmen bir tek kişinin ifadesine başvurulmadı. Gülyazı Alay komutanının görev yerinin değiştirilmesi dışında bugüne kadar herhangi bir şekilde iğne ucu kadar adım atılmadı. Bunu şuna bağlıyoruz; katliamın ucu siyasi sorumlulara dayanmaktadır. Bunu böyle görüyoruz. Kesinlikle de öyledir. Siyasi sorumluluk var. Ucu hükümete dokunduğu için hükümetin komisyon üzerinde baskısı olduğunu düşünüyoruz."

KOMİSYON'UN KURULMA AMACI KAMUOYUNDAKİ TEPKİLERİ AZA İNDİRMEK

Uludere İnceleme Alt Komisyonu’nun Başbakanın, Genelkurmay’ın yönlendirmesiyle yönetildiğini belirten Encü, komisyonun kurulmasındaki amacın Türkiye ve uluslararası kamuoyundaki tepkilerin en aza indirilmesi olduğunu vurguladı.

'BİR DEDİKLERİ BİR DEDİKLERİNİ TUTUMUYOR'

Uludere Alt Komisyonu Başkanı İhsan Şener’in farklı açıklamalarda bulunduğunu ifade eden Encü, "Bir dedikleri diğerini tutmuyor. Yapacakları idari soruşturmadan hiçbir şey beklemiyoruz. Kendi fikirlerince hazırlayacakları raporla olayı zamana yayma ve üzerini örtme içerikli bilgilerle kamuoyunun karşısına çıkacaklardır" diye belirtti.

VELİ ENCÜ HAKKINDA BİR SORUŞTURMA DAHA

"Biz Roboskili aileler olarak mücadelemizden hiçbir zaman taviz vermeyeceğiz. Geri durmayacağız" diyen Encü, Uludere Savcılığı’nın hakkında yeni bir soruşturma açtığını söyledi. Savcılıktan kendisini arayarak acilen ifade vermesi için çağrıldığını dile getiren Encü, şunları belirtti:

"Hangi suçtan dolayı ifade vereceğimi bilmiyorum dedim. Konu nedir diye sordum, bilmiyoruz dediler. Bunun üzerine savcılığa gittim. Savcılıkta masanın üzerinde gördüğüm dosyada 'PKK propagandası yapmaktan' ifadem alınacağını öğrendim. Bana söylediklerinde de şaşırdım. Kulaklarıma inanamadım. Savcı yanıma geldi. Koca bir dosya vardı elinde. Dosya da 9 Mart 2012’den bu yana kardeşimi yitiren biri olarak telefonumun dinlendiğini öğrendim."

SAVCIDAN 'SESİNİZİ KESİN' TEHDİDİ

Devletin Roboskili acılı aileler üzerindeki baskı, şiddet, tehdit, idari para cezalarının her geçen gün artırdığını vurgulayan Encü, "Bize bu tip uygulamaları yaşatmaktan gergi durmadılar. 9 Mart 2012 tarihinden itibaren genelde karşı taraftan arandığım telefon görüşmelerinde bulundu. Şu an bu size bu bilgileri verdiğimde bile ‘suç işlediğim’ savunuluyor. Savcı bana ‘Niye orada burada konuşuyorsun? Sesinizi keseceksiniz’ diyor. Çünkü konuştuklarımız ‘propaganda’ymış" dedi.

'SAVCI KİMİN AVUKATI?'

Encü, telefon görüşmelerinden oluşan kayıtların savcının elinde olduğunu söyleyerek, sözlerini şöyle tamamladı:

"İlgisiz alakasız pankartları benim hazırladığımı düşünüp, katliamın yıldönümünde Roboski’ye gelen misafirlerle ilgilendiğim için bunu ‘suç işlemişim’. Diyarbakır’a gidip savcıyla, Ankara’ya gidip Meclis’te yaptığımız görüşmelerde anlattıklarımız ‘suç’ olarak önümüze geldi. Savcı kimin avukatlığına soyundu onu bilmiyoruz. Ancak şunu söylüyorum; biz korkmuyoruz." (ANF)