Kürdistan Bağımsızlık Referandumu’nun yapıldığı 25 Eylül günü Kürt halkı sandık başında kendi kaderini belirlemek için oy kullanırken, Türkiye’nin Güney Kürdistan’a karşı ilk uygulaması Kürt medyasına yönelik oldu. Merkezi Erbil’de bulunan Rûdaw ve Kurdistan24 ile merkezi Duhok’ta olan Waar Tv’nin Türksat üzerindeki yayınlarına son verildi.

Medyaya karşı antidemokratik yönelimleriyle sürekli dünyanın eleştirisine maruz kalan Türkiye, sınırlar ötesi alana da yayılarak bu yönlü sicilini daha da kabartı. Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) alelacele eksik üye ile toplandı. RTÜK aslında hukuki olmayan bir yöntemle gelen siyasi emri uygulamak zorunda kaldı.

Kararın açıklamasından sonra RTÜK üyesi kişilerle yaptığımız görüşmelerde, bu kararın aslında hukuki bir sorun olduğunu, alınan kararın hukuki değil siyasi olduğunu belirtmeden de edemediler.

Zira bu televizyonların kapatma gerekçesi “bir vatandaşın” güya şikayeti üzerine gerçekleştirilmiş. Aslında bu çıkışın fitili Doğu Perinçek’e ait Aydınlık gazetesi ile ateşlendi, ardından da Türk medyası üzerinde yapılan propagandalarla Rûdaw Tv hedef tahtasına oturtuldu. İleri sürülen gerekçeler ise bu televizyonlarda sunulan hava durumunda gösterilen haritanın Türkiye’nin “Doğu Anadolu” ve “Güneydoğu Anadolu” bölgelerini büyük Kürdistan haritası içinde göstermesi olarak yansıtıldı. Kaldı ki bu durum yeni bir şey de değildi. Bu televizyonlar Türksat üzerinde yayın yapmadan öncesinde de benzer görselleri kullanmaktaydılar. Anlaşılan o ki Türkiye’de her şey siyasi yürümekte, hukuk ise siyasetin basit bir aracı olarak görülmekte.

Türkiye’nin Kürt medyasına karşı bu çıkışı ikinci saldırı dalgasıydı. Daha öncesinde de Kuzey Kürdistan menşeli Türksat üzerinden yayın yapan Kürt televizyonlarının Türksat üzerindeki yayınlarına son verilmişti. Bu ikinci dalga ise Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi altında yayın yapan Kürt medyasına karşı yürütüldü.

Öyle görünüyor ki AKP her geçen gün Türkiye’deki derin güçler tarafından dört bir yandan kuşatılıyor. Rûdaw, Kürdistan 24 ve Waar Tv uzun süredir Türksat üzerinde yayın yapmaktaydılar. Bu televizyonların Türksat üzerindeki yayınların durdurulması tamamıyla gelen baskılara AKP’nin boyun eğmesinden öte bir şey değildir.

Görülen o ki başta Kürt medyası özelde de Güney Kürdistan medyası Kürdistan’ın bağımsızlık referandumuyla birlikte Türkiye’yi kaygılandırdı. Son yıllarda Güney Kürdistan medyası aslında Türkiye’nin içindeki birçok olumsuz gelişmenin teşhirinde önemli bir görev yüklendi. Varlıkları zaman zaman hükümetin işine gelse de hükümette Güney Kürdistan medyasına karşı bir muhalefet de vardı.

Peki Kürt medyası daha önce nasıl bir konumdaydı da bu kadar gelişkin bir hal aldı. 1991 Körfez savaşı döneminden başlayan ve özellikle 2000’lerden sonra gelişen Güney Kürdistan Kürt medyasına göz atmakta yarar var.

Güney Kürt Medyasına

1991 yılı öncesinde Kürt medyası son derece cılız ve toplumu bilgilendirme konusunda zayıftı. Var olan iletişim araçları da siyasal partilerin kontrolünde daha çok propaganda amaçlı kullanılmaktaydı. Medya kanalı olarak da ağırlıkta radyo, gazete ve dergiler kullanılıyordu. Bunlar arasında radyo en aktif konuma sahipti.

Birinci Körfez Savaşı’nın ardında Kürdistan’da ortaya çıkan fiili durumun, Kürt siyasal kurumları üzerinde yarattığı etkinin bir benzeri Kürt medyasında yansıma buldu. 1991’de Ranya Kürt ayaklanmasıyla birlikte o dönem en etkin kitle iletişim aracı olan radyo çok önemli bir işlev yüklenmişti. Kürt siyasal örgütleri gelişmeler konusunda halkı bilgilendirirken halkın Saddam sistemine başkaldırması radyolar üzerinden sağlanıyordu.

Savaş ve mücadele konseptine dönük yayın yapan bu dönemin medyası 1991-1998 yılları arasında önemli mesafeler katetti. Parti yayın organları salt örgüt ihtiyaçlarına dönük yayın yapma yerine toplumsal gelişmelere de yanıt verme amacıyla yayın çizgilerinde kısmi bir genişlemeye gittiler. Radyo, gazete, dergi gibi yayın araçlarına yerel yayın yapan televizyonlar eklendi.

Kürdistan Bölgesi’nde medyanın dönüm noktası uydu üzerinden yayın yapan televizyonlarla başladı. Kurdistan TV (KTV) 1 Ocak 1999’da ilk kez uyduya çıkarak Nilesat, Hotbird, Eutelsat ve Galaxy’den oluşan geniş bir ağ üzerinde Ortadoğu, Avrupa, Batı Asya, Kuzey Afrika ve Kuzey Amerika üzerinden yayın yapmaya başladı.

Kürdistan Demokrat Partisi (PDK)’nin yayın organı olan bu televizyon, mümkün olduğu kadar tüm Kürtlere seslenmeye çalıştı. Ancak siyasi nedenlerden dolayı bütün Kürtlere hitap etmede başarılı olamadı. Merkezi Erbil’e olan KTV, kendi izleyici kitlesi üzerinde önemli bir saygınlık elde etti. Kürtçenin Soranî ve Kurmancî lehçesinde ve Arapça yayın yapan Kurdistan TV Kürt coğrafyasında uydu üzerinde yayın yapan ilk televizyon olarak da tarihe geçti.

Kürdistan Bölgesi’nin ikinci büyük siyasi gücü Kürdistan Yurtseverler Birliği (YNK) de 1 Ocak 2000 yılında KurdSat TV adlı televizyonu kurdu. Kürtçenin Soranî ve Kurmancî lehçelerinin yanı sıra Türkçe, Arapça, İngilizce ve Farça yayın yapan KurdSat TV, Hotbird, Nilesat, Thaicom uyduları üzerinden Ortadoğu, Avrupa, Asya ve Kuzey Afrika gibi geniş bir alan üzerinde yayınını sürdürdü.

Yayın konseptleri hemen hemen aynı olan Kurdistan TV ve KurdSat TV genel televizyon kapsamı içinde daha çok haber ağırlıklı olarak yayın yaparken, bunun yanı sıra belgesel, siyasi talk show, gezi programı, dizi ve eğlence programlarına yer verdiler. Ancak son dönemlerde toplumsal ihtiyaçların farklılaşmasıyla konseptlerinde genişlemeye giderek daha değişik yayın akışlarıyla izleyicilerinin karşısına çıkmaya başladılar.

Erbil ve Süleymaniye merkezli bu televizyonlar aslında konumlanmalarıyla da siyasi bir içerik oluşturmaktaydılar. 2010 yılına kadar özel televizyonlar olmadığı için yayın yapan televizyonların çoğu siyasi partilerin güdümündeydi. Erbil’de açılan televizyonlar PDK (KDP) ve Süleymaniye’de açılan televizyonlar da YNK’nin (KYB) resmi kontrolünde yayın yapmaktaydılar.

Kürdistan Bölgesi’nin Başkenti Erbil’de 3 Mart 2007 günü yayın hayatına başlayan Zagros Tv, ilk kez diğer televizyonlardan farklı bir konsept izledi. Daha sonra kurulan Kanal 4 ve Korek TV çok kısa bir süre zarfında toplumun tüm kesimi tarafından izlenme rekorları kırdı. Müzik, magazin, talk show, milyoner, gezi eğlence programları ile dizi ve sinema filmlerinin yayınlanması toplum nazarında büyük bir beğeni topladı.

Yerel ve ulusal yayın yapan birkaç televizyon haricinde yayın yapan hemen hemen tüm televizyonlar mutlaka bir siyasi partinin uzantısı şeklindedir. Kürdistan Demokrat Partisi’nin denetimindeki televizyonlar Kurdistan TV, Zagros TV, Kanal 4, Korek TV, Rûdaw TV, WAAR TV, Kurdistan24 Tv.

Kürdistan Yurtseverler Birliği denetimindekiler: KurdSat TV, Gelî Kurdistan TV, NRT TV, NRT2 TV, Kerkuk TV, Badînan TV.

Goran Hareketi’nin KNN TV, Komünist Parti’nin Rêga TV, Sosyalist Demokratik Kürdistan’nın Jamawar TV, Bizûtnewayî Yekgirtû’nun Speda TV, Mafê Gel (Halk Hakları)’ın Hewlêr TV gibi, daha birçok televizyon siyasi partilerin uzantısı olarak yayın yapmaktadır. Hiçbir partiye bağımlı olmayan özel televizyonlar da var. Bunlar “KURDMAX TV”, “Vîn TV”, “Net Tv” ile yine Kürdistan Bölgesi’nin ilk çocuk kanalı olan “Pêlîstank TV”’dir.

Partilerle organik ilişki içinde olan televizyonlar arasında iki televizyon var ki, diğerlerinden oldukça farklı bir yayın çizgisi izlemektedir. Bunlardan biri Süleymaniye merkezli NRT TV, diğeri de Erbil merkezli Rûdaw TV’dir. Her iki televizyon da haber kanalı olarak yayın yapmaktadırlar. NRT gerçek anlamda habercilik kriterleri üzerinde yayın yapan Kürdistan’ın ilke televizyonu sayılır. İlk başlarda korkusuz haber ve tarafsız duruş sergileyerek, özellikle de dokunulması sakıncalı görülen olayların üzerine gitmekle ün saldı.

Türksat’tan çıkarılan üç kanal

Nêçîrvan Barzanî’nin başbakanlık yaptığı dönemde ciddi reformlar yapılırken, demokratikleşmenin de önü açıldı. Türkiye ile ilişkilerin geliştirilmesinde de Neçirvan Barzani’nin etkisi büyüktür. Bağımsızlık referandumunun yapıldığı gün Türkiye Türksat üzerinde yayın yapan üç televizyona birden operasyon çekti ve Türksat yayınlarını kesti.

Neçirvan Barzani’nin kurdurttuğu haber kanalı “Rûdaw TV” 2013 yılında yayına geçerken Kürt televizyonculuğuna hem teknik, hem de içerikte farklı bir atmosfer getirdi. Birçok uydu üzerinden yayın yapan bu televizyon son model HD yayınıyla izleyicisinin karşısına çıktı. Rûdaw TV, bunun da ötesinde yayıncılık alanında bağımsız medya kuruluşlarının benimsediği ilkeyle yayın hayatına başladı. Dünya’nın birçok ülkesinde temsilcilik açan Rûdaw TV, yayına başlar başlamaz yaptığı haberlerle Kürdistan’ın gündemine oturdu, gündem yarattı, dünyanın dikkatini ekranlarına kilitledi. Hiç kimsenin beklemedi bir yayın başarısı sağladı. Yaptığı haberlerde tüm ilgiyi üzerine çekti. Türkiye’deki birçok televizyonun ekranında Rûdaw logosu rahatlıkla görülüyordu. Rûdaw aynı zamanda Türk medyası tarafından Güney Kürdistan’ın en çok kaynak gösterilen televizyonu konumundaydı. Türkiye’de ilk resmi temsilcilik açan Kürt televizyonu da Rûdaw idi.

RTÜK tarafından yayını durdurulan ikinci televizyon da Erbil merkezli Kürdistan24 (K24) haber kanalıdır. K24 Tv 1 Kasım 2015 tarihinde yayın hayatına başladı. Fransız 24 ile benzer bir yayın politikası izleyen ve uluslararası standartlarda yayın yapan Kurdistan24 haber kanalı geniş bir uydu ağı üzerinde dünyaya açılan ikinci bir kanal oldu. Çok kısa bir sürede dört parça Kürdistan halkının ilgi odağına yerleşerek, güvenilir bir televizyon konumuna geldi. Özellikle Şengal’i DEAŞ’tan özgürleştirme operasyonunda yaptığı yayınla tüm dünya televizyonlarının haber ve görüntü aldığı kanal oldu. Yaptığı yayınlarla Kürdistan’ın nabzını tutarken, dünyadaki gelişmeleri sıcağı sıcağına yerinde izleyerek habercilik açısından Kürtlerin zihin dünyasını genişletti.

RTÜK tarafından yayını durdurulan üçüncü televizyon olan Waar Tv ise, 2014 yılı Newroz’unda yayın hayatına başladı. Merkezi Duhok’ta bulunan bu televizyon daha çok Kurmancî konuşan Kürt kesimine hitap etmektedir. Waar Media Grubu altında yayınını sürdüren Waar Tv, Kürdistan Bölgesi’nin Behdinan kesimi başta olmak üzere Türkiye, İran ve Suriye Kürdistan’ı ile diasporadaki Kürtler başta olmak üzere geniş bir Kürt kesimini hedeflemektedir. Türkiye ve Kuzey Kürdistan’da da kayda değer bir izleyici potansiyeli yakaladı. Waar Tv yayın konseptini de bu geniş ağa göre biçimlendirmekte.