1990’lı yıllarda zorla kaybedilen veya infaz edilen 19 kişi ile ilgili açılan “Ankara JİTEM” davasının karar duruşması Ankara 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü.  Ankara ve çevresinde işlenen faili meçhul cinayetlerle ilgili soruşturma süreci 2011 yılında başlamıştı. Dava sanıklarından Ayhan Çarkın’ın o süreçte itiraflarda bulunmuş, işlenen cinayetleri keşiflerde birebir göstermişti. 

20 Aralık 2013’te hazırlanan iddianamede zorla kaybedilen veya infaz edilen şu isimler yer aldı: Abdülmecit Baskın, Namık Erdoğan, Metin Vural, Recep Kuzucu, Behçet Cantürk, Savaş Buldan, Haci Karay, Adnan Yıldırım, İsmail Karaalioğlu, Yusuf Ekinci, Ömer Lutfi Topal, Hikmet Babataş, Medet Serhat, Feyzi Aslan, Lazem Esmaeılı, Asker Smıtko, Tarık Ümit, Salih Aslan ve Faik Candan.

Sanıklar "cürüm işlemek için oluşturulan silahlı teşekkülün faaliyeti kapsamında insan öldürmek" suçlarından yargılanıyorlardı. İlk duruşması 16 Mayıs 2014’te görülen dava yargılamasında eski MİT Güvenlik Daire Başkanı Mehmet Eymür, kendisine verilen 29 kişilik infaz listesini de mahkemeye sunmuştu. 

Tüm bilgi ve belgelere rağmen Mahkeme, görülen duruşmada aralarında eski İçişleri Bakanı Mehmet Ağar’ın da bulunduğu 17 sanığın “delil yokluğu” gerekçesiyle beraatine hükmetti.

Sanıklardan Ahmet Demirel hakkındaki dosya öldüğü gerekçesiyle düşürülürken, firari “Yeşil” kod adlı Mahmut Yıldırım hakkındaki dosyanın ise ayrılmasına hükmedildi.

 ‘LANET OLSUN’

Duruşmayı izleyenlerden biri de Kürt gazeteci yazar ve aydın Musa Anter’in (Ape Musa) kızı Rahşan Anter’di. 1992 yılında JİTEM tarafından silahlı saldırı sonucu katledilen Musa Anter’in davası en son JİTEM ana dosyasıyla birleştirilmiş ve güvenlik gerekçesiyle Ankara’ya taşınmıştı. 

Jinnews’e konuşan Rahşan Anter, mahkemeden çıkan beraat kararlarına  “Davanın böyle neticeleneceğini bildiğimiz halde yine bir ümidimiz vardı. Lanet olsun diyorum. Başka ne diyebilirim. Bu bitmeyen bir acı ve mücadele. Devamı gelecek gibi de gözüküyor” diyerek tepki gösterdi.

‘SANIKLAR HALKIN NEZDİNDE CEZALANDIRILDI’
 
“Suçlu insanları beraat ettirmek için her türlü taklayı attılar” diyen Anter, ancak sanıkların halkın nezdinde cezalandırıldığını ifade etti. Anter, “Bunlar müebbet hapis cezası aldı, halkın gözünde cezalandırıldı. Eminim bir gün herkes uyanacak ve burada mahkemeleri bekleyen üç beş kişi olmayacağız. Bu süreci uzatarak zaman aşıma uğratıyorlar. Bu insanların aileleri gidiyor kalan sağlar da eğer mecal kalırsa onlar devam ettiriyorlar. Ettiremeyenlerin de mücadelesini gençler devam ettiriyor. Bu nereye kadar gidecek bilmiyorum” diye konuştu.

‘KARAR VERİLDİĞİNDE BABAMIN ÖLÜMÜNE KADAR GİTTİM’

Karar verildiğinde babasının katledildiği 92 yılına kadar gittiğini söyleyen Anter, şunları dile getirdi: “Babam öldürüldükten sonraki o adalet sürecine gittim. Hep gelgitler yaşıyoruz. Babam öldürülmeden evvelki 70 yaşına kadar olan babamın serüvenlerine evlatları olarak sahibiz zaten. Mahkeme mahkeme gezdik. İçeride dışarı da ‘babamız nerede işkencede mi, orada mı burada mı’ hayatımız hep böyle geçti. Ben nasıl acılı olmayayım? Nasıl güleyim? Gençlerden bir şey yapamadık diye özür diliyorum. Hepimiz kararlı ve ilkeli olmamız lazım. Ne istediğimizi açık ve net söylememiz gerekli artık.” 

‘HANGİMİZ NE YAPABİLİYORSAK YAPACAĞIZ’

Mahkeme kapılarında insanların yıllarca adalet beklediğini vurgulayan Anter, “İnsanın kıymeti olmayan az ülkelerden birisi. Beraat kararından sonra berbat haldeyim. Bir gün gülemeyecek miyiz? Tek başına değil, ben tek başıma gülmem. Eğer herkes de mutluluk olursa ben ona gülerim. 70 yaşına kadar bu adalet arayışını sürdürdüm. Bundan sonra da devam edecek. Musa Anter’in çocuğu olmak doğduğun andan itibaren adalet ve insan hakları için yaşaman demektir. Ben babamın yaşına geldim neredeyse, mücadele nereye kadar da gitse devam edeceğiz. Bastonumla nereye gidebiliyorsam ne yapabiliyorsam yapacağım. Kıyamıyorlar bazen ‘yaşlısın gelme’ diyorlar ama bir yerde kıyılacağız. Kıyılacağız ki var olacağız. Hangimiz ne yapabiliyorsak yapacağız” ifadelerini kullandı. 

‘TÜRKİYE MAHKUM OLACAK’

İç hukuk yollarının tükendiğini, kararın Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) gideceğini belirten Anter, sonunda Türkiye’nin mahkum olacağını söyledi.