PYD Dış İlişkiler sözcülerinden Zuhat Kabonê, Kürtlerin Kahire ve Moskova’daki toplantılarının baş aktörü olduğunu söyleyerek, bunu da Kobani’deki zafere bağladı. Zuhat Kobanê, “YPG’nin DAİŞ (IŞİD) karşısında elde ettiği zaferden sonra bölgede tarih değişmiştir” dedi.

ANF'den Ali Güler'e konuşan PYD sözcüsü Zuhat Kobanê'nin Mısır ve Rusya'da düzenlenen toplantılara, toplantılarda PYD'nin konumuna ve bunların önemine ilişkin açıklamaları şöyle:

Kahire toplantısı hangi amaçla yapıldı?

Suriye’de şimdiye kadar birçok yöntem ve senaryonun denenmesinin ardından yeni bir tablo oluşuyor. Eskiden uluslararası güçler tarafından Suriye için Suudi Arabistan, Katar ve Türkiye ülkelere gibi ülkelere roller verildi. Ancak bu başarılı olamadı. Şimdi ise bu rolü bunlardan alıp Mısır’a vermek istiyorlar. Tekrar Mısır’ın Arap dünyası içerisinde öne çıkmasını istiyorlar. Zaten Mısır’ın tarihinde bu var. Tarih boyunca hep bu tür roller oynamıştır. Bu toplantıda bunun bir parçasıdır. Bu toplantı aslında büyük bir kongreye hazırlık toplantısıdır.

Bir kongre mi yapılacak?

Evet, bu birleşimin katılacağı bir kongre çalışmaları var, şuanda. Büyük ihtimalle Nisan ayı içerisinde Kahire’de yapılacak, bir kongre ile Suriye’nin geleceği masaya yatırılacak.

Kürtler günümüzde bu tür toplantılarda aktör konumunda, bunu neye bağlıyorsunuz?

Evet hem Kahire hem de Moskova’daki toplantıda rolümüz böyle. Özellikle yapılacak kongrede PYD dışında kantonları temsilen de 3 kişilik bir heyet çağrılıyor. Bu Moskova’daki toplantılar için de geçerli. Bu kuşkusuz Kobanê ve Rojava’daki direnişle bağlantılıdır. Uluslararası güçler, Kürtlerin artık bölgede faktör değil, aktör olduğunu anladı. Suriye’nin geleceğinde önemli rol oynayabilir. Kürtler artık yapılan bütün görüşme ve toplantılarda öncü konumunda. Her tarafa çağrılıyoruz. Kendi öz savunmalarımızı oluşturup, bir sistem kurduk. Bu model ve örnek oldu. Ama diğer muhalif güçler hiç bir sistem kuramadığı gibi bir güvence de vermedi. Kürtlerin bu durumu da uluslararası arenada bir etki yarattı. Ve bütün güçlerde, Kürtlerin oluşturduğu sistemin geleceğin Suriye’sinde ‘bir model olur’ düşüncesi yarattı.

Bu durum şu anda uluslararası arenada kabul görülüyor mu?

Şu anda bir tartışma var. Birçok yerde de olumlu karşılanıyor, pozitif bir etkisi var. Resmi olarak böyle bir destek yok tabii. Ama Rusya büyük bir devlet eğer kanton temsilcilerini davet ediyorsa bu bir anlamda destek ve kabul görmedir. Bu Mısır içinde geçerli tabi... Bu tür adımlar kendisiyle birlikte önümüzdeki dönem için olumlu ve başarılı adımlar getirir. Diğer taraftan sömürgeci güçlerin yüz yıllardır Kürtlerin etrafında oluşturduğu çemberi yıktık. Rojava’daki direnişimiz, kurduğumuz sistem ve yarattığımız bu diplomasinin sonucudur.

Peki Kahire’deki toplantıda neler konuşuldu?

Aslında konuşulup tartışılan şeyler, Suriye’nin geleceği ve nasıl olması gerektiği üzerineydi. Toplantıda öne çıkan görüşler, Suriye’de eskisi gibi merkezi bir hükümetten ziyade halkların özgür ve demokratik bir şekilde yönetilmesi. Çok renkliliğin olması gerekiyor. Herkesin aynı halklara sahip olması lazım. Yerel özerkliklerin oluşması gibi konular tartışıldı. Aslında bizim kurduğumuz sistemin kabul edilmesi ve bunun ülkenin bütününe yayılması kabulü görüşü hakimdi.

Ama toplantının karar alma yetkisi ve durumu söz konusu değil. Zaten şimdiye kadar buna benzer çok sayıda toplantı ve konferans yapıldı. Bu da onlardan bir tanesidir böyle görmek lazım. Sadece tartışma ve görüş alış-verişinde bulunuldu. Bir arayış toplantısıdır. Umarız bu toplantı diğerlerine benzemez sonuç alıcı olur. Kahire’deki toplantının ardından Moskova’ya gidildi. Buradaki toplantı da Kahire’deki esaslar üzerinden yapılıyor.

Moskova ile Kahire’deki toplantılar bir biriyle bağlantılı mı?

Rusya gibi uluslararası bir devlet bu tür şeyleri takip ediyor. Böylesi bir toplantının yapılması kuşkusuz bağımsız değil. Kahire’den sonra orada yapılması önemli tabii. Şu anda orada yapılan bir müzakere toplantısı değil. Grupların görüş birliğine varma toplantısıdır. Eğer muhalif gruplar bu toplantılarda görüş birliğine varırsa sonraki adım “rejimden ne istiyor?” sorusunu sormak olacak. Geleceğin Suriye’sindeki sistemin müzakerelerine başlanacak. Çünkü rejim var olan bir realitedir. Şimdiye kadar muhalif gruplar arasında da bir görüş birliği yoktu, Rusya bu noktada bir rol oynamak istiyor.

PYD Suriye’den Kürtler için ne istiyor?

Biz her şeyden önce Suriye’de bir Arap Cumhuriyeti'ni istemiyoruz. Halkların özgürlüklerini esas alan demokratik bir cumhuriyet istiyoruz. Çünkü Suriye'de birçok halk yaşıyor. Bütün halkların, grupların hakları özgür ve eşit bir şekil de anayasa güvencesi altına alınması gerekiyor. Yine demokratik özerklik oluşması şart. Kürt bölgesine de özerkliğin olması ve yönetimin de kendilerinin yönetmesi ve kendi savunmalarının da kendilerinin yapması gerekiyor. Ama bu aynı zamanda demokratik Suriye içerisinde olmalı.

Kobanê DAİŞ çetelerinden temizlendi. Bu durum PYD’nin uluslararası diplomasi çalışmalarına ne gibi avantajlar getirir?

Her şeyden önce bu başarı başta Kürtler olmak üzere bütün insanlığın başarısıdır. Çünkü 134 gün boyunca dünyadaki bütün özgürlükçü ve demokratik kesimler bizim birlikte mücadele etti. Kuşkusuz bu pozitif bir etki yarattı. Rojava’da kantonların kabulü ve YPG’nin esas savunma gücü için büyük adımdır. Açıkçası bölgede Kobanê’den sonra tarih değişti. PYD’de uluslararası alanda da diplomasi atağına devam edecek. Bu aynı zamanda bizim yolumuzu da açacaktır. Zaten 4 yıldır bizim ciddi anlamda bir deneyimimiz var. Belki dünyada gitmediğimiz ülke kalmamıştır. Bir kaç sefer gittiğimizde olmuştur. Daha da devam edecektir.

Kobanê’de YPG ve YPJ’ye dünyada ciddi bir destek geldi. Bu konuda ne gibi bir mesajınız olacak?

Baştan Kürdistani güçlere olmak üzere YPG içerisinde yer alan herkese teşekkür ediyorum. Peşmerge, Burkan El Fırat, MLKP ve özelde HPG güçlerine teşekkürlerimi sunuyorum. Her ne kadar geç de olsa hava saldırısıyla DAİŞ darbeler vuran uluslararası koalisyonun katkılarından dolayı da teşekkür ediyorum. Biz bunun DAİŞ ve bölgedeki diğer çetelere karşı uluslararası bir ittifakın temeli olmasını umuyoruz.

Kuşkusuz bu başarıda sadece askeri güçlerin emeği yok. Başta Kürt basının ve diplomasinin çabalarını da görmek gerek. Yine başta Kuzey Kürdistan halkına minnettarız. 5 aydır sınırda gece gündüz demeden nöbet tutuyorlar. Bunun karşısında saygıyla eğiliyoruz. Bu zafer ‘Her yer Kobanê’dir’ şiarıyla sokaklara çıkıp 50 şehit veren halkımızındır. Güney, Doğu ve Avrupa’da ayağa kalkan halkımızın zaferidir. Kısacası dünyada Kürtlerle dayanışma içerisinde olan insanlığın zaferidir.