Halk Sağlığı Uzmanı Prof. Dr. Çağatay Güler, Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın “Virüsün yayılma hızını kontrol altına almış bulunuyoruz. 4. haftada vaka artış hızı düşüşe geçti” sözlerinin halktaki etkilerinin göz ardı edilmemesi gerektiğine dikkat çekti. Güler, “Bu gibi açıklamalar, ‘yalancı bir güven duygusu’ yaratarak toplumda rehavete yol açabilir” dedi.

Prof. Dr. Güler, Sağlık Bakanı Koca’nın önceki gün Bilim Kurulu toplantısının ardından yaptığı açıklamalara ilişkin Cumhuriyet’e değerlendirmelerde bulundu.

Bakan Koca’nın, filyasyon yöntemiyle temaslıların en az yüzde 90’ını tespit ettiklerine ilişkin açıklamasını yorumlayan Güler, 81 ildeki filyasyon çalışması ile temaslı takiplerinin yüksek oranda sonuçlanmasının mümkün olmadığını dile getirdi.

Güler, “Bir alışverişe veya düğüne giden bir kişinin kimlerle temas ettiğini nasıl bulacaksınız? Filyasyon ile temaslı takiplerinin tamamlanması ancak bunlar yapılabildiğinde mümkün olur. Bu açıklamalar, yatıştırıcı olması için yapılıyor olabilir ama halka yalancı güven duygusu vermemek gerekir. Süreç yönetimindeki asıl problem, birtakım açıklamalarla önce panik yaratılıp sonrasında da bu paniği yatıştırmak için rehavet yaratılmasıdır. Bu, toplumda da dengesiz davranışlara ve inişli çıkışlı hareketliliğe yol açıyor” dedi.

ENGEL DEĞİL, ÇÖZÜM GETİRİLSİN

Prof. Dr. Güler, maske satımının yasaklanması ve dağıtımının koordineli yapılamamasının halk sağlığını olumsuz etkileyeceğini söyledi. Belediyelerle işbirliğinin önemine işaret eden Güler, “İstanbul’daki maske dağıtımını İstanbul Büyükşehir Belediyesi de yapsa ne olurdu? Bir sürü zabıtası ve temsil noktası var. Yaratılan engeller, çözüme katkı yapan engeller değil. Belediyelerin yardımları engellenmeseydi süreç böyle keşmekeşle yönetilmezdi” diye konuştu.