Prof. Dr. Baskın Oran, geçtiğimiz yıla ilişkin değerlendirmelerde bulundu. 

Oran, "Ben şahsen 'reform' kelimesi telaffuz edilecek diye ödü kopanlardanım. Çünkü her 'reform yapacağız' dediklerinde AİHM veya AYM'nin kararları elinin bir hareketiyle kenara süpürülüyor ve insanlar mahkumiyet alamadan 5 yıl içeride tutuklu kalmış oluyor. Selahattin Demirtaş mı, Ahmet Altan mı, Osman Kavala mı dersin, saymakla bitecek gibi değil. Bunun özetini söyleyeyim ben. Komple bir karşı devrim yaşıyoruz" dedi. 

Artı Gerçek yazarı Baskın Oran, Türkiye için yaptığı genel değerlendirmede şu ifadeleri kullandı: 

'EKONOMİK DURUM KÖTÜLEŞTİKÇE SİYASİ BASKI ARTTI' 

"İç ve dış politika diye ayrılmasının zor olduğunu düşünüyorum. Bu yaşa geldim, benden 15 yaş büyük ağabeylerimin kuşağını da tanırım, hiçbir yıldan bu kadar yılmamışlardı. 'Hiç bu kadar kötüsünü yaşamadık' dediler. Dışta pandemi, içte pandemi artı rejim, biraz ağır geldi Türkiye'ye. Şimdi dışa bakınca, hiç olmazsa Trump gitti. Bu ciddi anlamda çok olumlu bir gelişme. Ama içte olumlu bir gelişme olmadığı gibi her şey daha da sertleşti. Ekonomik durum kötüleştikçe siyasi baskı arttı. Siyasi baskı artınca muhalefetin yeterince karşı koyamayışını gören rejim, siyasi baskıyı gittikçe artırıyor. 

'KOMPLE BİR KARŞI DEVRİM YAŞIYORUZ' 

"Ben şahsen 'reform' kelimesi telaffuz edilecek diye ödü kopanlardanım. Çünkü her 'reform yapacağız' dediklerinde AİHM veya AYM'nin kararları elinin bir hareketiyle kenara süpürülüyor ve insanlar mahkumiyet alamadan 5 yıl içeride tutuklu kalmış oluyor. Selahattin Demirtaş mı, Ahmet Altan mı, Osman Kavala mı dersin, saymakla bitecek gibi değil. Bunun özetini söyleyeyim ben. Komple bir karşı devrim yaşıyoruz. Neye karşı? 1920'de Mustafa Kemal'in Kurtuluş Savaşı'nı başarıya ulaştırdıktan sonra çağdaş uygarlık seviyesi diye bildiğimiz batılı düzeni getirmesi, onun üst yapısını getirmesi. Buna karşı, bir karşı devrim. 

'BUNUN SEBEBİNİ DEVRİM YAPANLARIN TORUNLARINDA ARAMAK LAZIM' 

"Peki hangi yöntemleri kullanıyor bu karşı devrimleri yapan AKP ve MHP? Devrimin kullandığı aynı yöntemi, yani kuvvetler birliği. Yürütme, hem yasamaya hakim, hem yargıya hakim. Mustafa Kemal de kuvvetler birliği ilkesini uyguladı ama bir Kurtuluş Savaşı vardı, düşman orduları Polatlı'ya kadar gelmişti. Onun arkasında zafer kazanılınca batılılaşma başladı. İşte Erdoğan ve Bahçeli'nin yaptığı karşı devrim, bu batılılaşmaya karşı. Özet bu. Bunu nasıl yapabiliyorlar? Çünkü 100 yıl geçti aradan ve Türkiye bu 100 yılda batılı bir ülke oldu, ağır aksak da olsa demokrasisi oldu. Bir kere bunun sebebini devrim yapanların torunlarında aramak lazım. Devrim yapanların torunları 1950'den bu yana hiç evrim geçirmediler.  

'HDP'Yİ DIŞLAMAKTAN GEÇİYOR DEVRİMCİLERİN TORUNLARININ YÖNTEMİ' 

"Siz, dış politikadan başlayalım dediniz, değil mi? S-400 dediğiniz zaman, Libya'ya 18 ay asker dediğiniz zaman, Azerbaycan'a asker yollamak dediğiniz zaman, muhalefet ne yapıyor? Tabii, tek muhalefet partisi olan HDP'yi tenzih ediyorum. İyi Parti'yi memnun etmek için bir partinin adına Türkiye'nin baş faşistinin adını veriyor; Nihal Atsız. Nihal Atsız, saçını bile Hitler gibi tarıyordu. İkincisi, 'hiç evrim geçirmediler Kemalistler' derken, baş örtülü kızları üniversiteye sokmamak başta olmak üzere bugünü hazırladılar. Üçüncü olarak, Kürtlerle birlikte mücadele edip de gerçek demokrasiyi getireceğiz diye ödleri kopuyor. HDP'yi dışlamaktan geçiyor devrimcilerin torunlarının yöntemi. Bu durumda tabii ki MHP ve AKP'nin baskısı gittikçe artabiliyor."  

"Neden bu kadar belirleyicidir Kürt siyaseti?" sorusuna Baskın Oran, şu yanıtı verdi: 

"İktidarda AKP ve MHP var dedik ama bu eksik bir tanım. İktidarda benim mahşern dört atlısı dediğim dörtlü bir koalisyon var. Dinci AKP, ırkçı MHP, ehlileştirilmiş Ergenekon, ulusolcular. Pokerde beş benzemez derler ya, bunlar da dört benzemez, hiçbir ortak paydaları yok, Kürt aleyhtarlığından başka. Dolayısıyla devamlı Kürt aleyhtarlığı yapıyorlar ki bu koalisyonu bir arada tutabilsinler."   

'UMUTLUYUM' 

Oran, 2021 için öngörülerini şöyle açıkladı: 

"Bu soruyu keşke sormasaydınız çünkü ben genellikle iyimser bir insanım. Fakat önümüzdeki ayların, gerek pandemi gerekse rejim açısından fazla umutlu olmaya imkan vermeyeceğinden korkuyorum. Ben gene umutluyum. İktidardaki koalisyon, işin o kadar cılkını çıkardı ve çıkarmaya devam edecek gözüküyor ki, buna karşı bir ciddi tepkinin doğmaması mümkün değil."