İstanbul Fatih’te Hırka-i Şerif Mahallesi’nde bulunan avukatlık ofisinin önüne gelen dört kişi, iddiaya göre avukat Tamer Yılmaz’ı tehdit etti ve ofisinden çıkmasını engelledi.

Bunun üzerine Yılmaz, 155 Polis İmdat’ı arayarak polislerden yardım istedi.

Avukat Yılmaz’ı tehdit eden dört kişiden ikisi olay yerine gelen polisleri görünce kaçtı. Kalan iki kişiden biri ise “Benim bir ilgim yok” diyerek olay yerinden uzaklaşmaya çalıştı.

Yılmaz, polise şahsın kaçması durumunda faillerden birinin firar etmiş olacağını ve kaçan kişiye bir daha ulaşamayacaklarını söyledi.

Bunun üzerine polis memuru, “Geç lan arabaya avukatsan avukatsın bana ne lan” diyerek görgü tanıklarının önünde Yılmaz’a hakaret etti. Ardından aynı polis şüphelilere dönüp “Bu avukatlar hep böyle, siz de ondan şikayetçi olun” dedi.

Kendisini tehdit eden dört kişiden şikayetçi olan avukat Yılmaz, şikayetiyle ilgili ifade vermek üzere polis otosuyla Fatih’te bulunan Şehit Tevfik Fikret Erciyes Polis Merkezi’ne götürüldü. Polis memurunun hakaretleri polis merkezinde de devam etti.

Yılmaz, “Beni, sen çok terbiyesizsin seni burada parçalarım diye tehdit etti” diyor.

Tehdit ve hakaretler sebebiyle olay yerine gelen polislerden şikayetçi olmak için polis merkezinin amirliğine yöneldiğini söyleyen Yılmaz, polis merkezi amiri izinde olduğu için vekaleten onun yerine bakan polis memuru ile görüştü.

Kendisine hakaret ve tehditte bulunan polis memurundan şikayetçi olacağını söyledi. Bunun üzerine avukat Yılmaz, üzerinde “Danışma” yazan bir odaya alındı.

Odaya izinli olan amirin yerine bakan polis memuru ve ilgili polis merkezinde görevli olmayan ancak olay yerine gelen polis otosu ekipler amiri olduğunu söyleyen bir polis de geldi.

‘HÜRRİYETİMDEN YOKSUN BIRAKTILAR’

Duvar’dan Aynur Tekin’in haberine göre, üç polis tarafından yaklaşık bir saat boyunca “Danışma” adı verilen odada tutulduğunu öne süren Tamer Yılmaz, yaşadıklarını şöyle anlatıyor:

“Beni hürriyetimden yoksun kılıp adı geçen polis memurundan şikayetçi olmamam için baskı yaptılar. Yaklaşık bir saat boyunca psikolojik işkenceye maruz bırakıldım, adeta bir ikna odası kuruldu. Önce iyi polis kötü polisi oynadılar. Polislerden biri ‘O zaman ben de seni Adalet Bakanlığı’na şikayet ederim. Ben de senin avukatlığını yakarım’ dedi. Diğeri ise ‘İşleri stresli iş, herkes şikayetçi olursa ben polislerime hiçbir işi yaptıramam. Zaten adli tatildeyiz dosyanın işleme alınması aylar sürer, bu işi uzatmayalım’ dedi.”

Yılmaz, polislerden şikayetçi olacağını söyleyince polis merkezindeki tüm işlerinin zorlaştırıldığını ve psikolojik baskıya maruz kaldığını söylüyor. Kendisini tehdit eden dört kişiye dair şikayetiyle ilgili ifadesi alınmadan önce polis merkezinde 3 saat bekletilen Yılmaz, olay yeri tutanağının da gerçek dışı ifadelerle hazırlandığını belirtiyor. Soruşturma dosyasına taraf olması sebebiyle tutanağın bir suretini almak istediğindeyse “Tutanağı vermiyoruz” yanıtını aldığını ifade ediyor.

‘TANIKLAR YA ŞİMDİ GELSİN YA DA İFADELERİNİ ZAPTA GEÇİRMEM’

İfadesinde tehdit edildiğine dair tanıklarının olduğunu söyleyen Yılmaz, ifadeyi alan polisin kendisine “Tanıklar hemen şimdi gelsin yoksa ifadelerini zapta geçirmem” dediğini iddia ediyor. Soruşturmanın her aşamasında tanıkların bilgi sahibi sıfatıyla ifade verebileceğini söylediğinde ise polis memurunun kendisine “Buranın hakimi de savcısı da benim” çıkışıyla karşılık verdiğini söylüyor. Bu sırada başka bir polis memurunun devreye girerek “Tanıkları yarın gece 23.00’te getir, başka saatte gelirlerse ifade almam” dediğini anlatıyor: “Tanıklar hemen gelsin, tutanak yok diyorlar. Üstelik bunları bir avukata söylüyorlar. Buradaki amaç psikolojik işkenceyi devam ettirmek.”

Olay yerinde ve polis merkezinde tehdit ve hakarete maruz kalan Tamer Yılmaz, adalet aramaktan vazgeçmeyeceğini belirtiyor. Meslektaşlarıyla beraber Çağlayan Adliyesi’ne giderek suç duyurusunda bulunan Yılmaz, tehdit, hakaret, görevi kötüye kullanma, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma ve adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs suçlarından şüpheli polislere kamu davası açılmasını istiyor.