Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan’ın “müjde”, iktidar temsilcilerinin de Türkiye için “Eksen değişikliği” olarak ilan ettiği Karadeniz’de bulunan doğal gaz rezervine ilişkin tartışmalar sürüyor.

Açıklanan doğal gaz rezervi, iktidarın ne halk ne de piyasalarda beklediği heyecanı buldu. Çalışmaların henüz başında olunmasına rağmen 320 milyar metreküp rezerv bulunduğu tahminine ise uzmanlar temkinli yaklaşıyor.

Petrol Mühendisleri Odası Başkanı Yüksel Kurt, henüz “2023 yılında gazın kullanıma açılacağı iddiasını ise fazla iyimser bulduğunu ifade ederek, “Teknik olarak mümkün görünmüyor” deröntgen” çekildiğini ifade ederek bu tahminin ispatlanmadığını vurguladı.

Konuya ilişkin sorularımızı yanıtlayan Petrol Mühendisleri Odası Başkanı Yüksel Kurt, Karadeniz’de süren doğal gaz çalışmalarını adım adım anlattı.

Bölgede son olarak sismik arama faaliyetlerinin yapıldığını aktaran Kurt, “2 bin 100 metre deniz derinliğinden sonra ses dalgalarının  yansımasıyla aşağıdan bir resim çekiliyor. Tıpkı röntgen çektiğinizdeki gibi yer altında flu bir tablo elde ediyorsunuz. Tuna 1, buna göre kuyu kazıyor ve tamam diyorsunuz, doğru yeri bulduk. Sismikte 250 kilometrekarelik bir alanda gazın olabileceği görülüyor. Sondaj sırasında aşağıda 100 metre büyüklüğünde gazlı kaya olduğu söyleniyor. Buradan bir tahmin yürütebilirsiniz” dedi.

Burada kazılan kuyunun ardından tespit kuyularının kazılacağını belirten Kurt, böylece kaç kuyu olacağı ve sınırların tespit edileceği sürecin olduğunu söyledi.

Her kuyunun üretim potansiyelinden sahanın toplamının görüleceğini ifade eden Kurt, bugün doğal gaz arama faaliyetinde gelinen noktada ise 320 milyar metreküp rezerv açıklamasının yalnızca bir tahmin olduğunu, birçok sondaj ve test çalışmasının ardından kanıtlanmış rezerv miktarının görülebileceğini kaydetti.

2023 HEDEFİ MÜMKÜN GÖRÜNMÜYOR

Peki Karadeniz doğal gazının enerjide dışa bağımlılığı bitirmesi veya azaltması mümkün mü? Yüksel Kurt, burada teknik bir açıklama yaparak şöyle yanıt verdi:

“Gazın çıkarılarak BOTAŞ’ın iletim şebekesine verilmesine kadar olan süreç önemli. Tabii buradan gaz çıkarılarak kullanılması, yurt dışından daha az gaz almanıza neden olur ama burası net değil. Cumhurbaşkanı 2023 yılında kullanılacak dedi. Fakat 2 bin 100 metre su derinliği var. Elimizde sondaj gemisi iki tane, şu an üçüncüsü hazırlanıyor. Üçü de çalışsa bunların ne kadar zamanda, ne kadar kuyu kazacağı önemli. Yine Tuna 1’de de işler bitmedi. Geliştirme kuyularıyla birlikte bir iki yıl sürecek. Ardından üretim tesisleri yapmak için 2 bin 100 metre derinliği olan denizde üretim platformu yapmanız lazım. Yerli teknoloji olmadığı için Japonya, Amerika, Çin gibi ülkelere ihale verecek veya onlarla ortaklık kuracaksınız. Ayrıca doğal gazı deniz tabanından mı yoksa sıvılaştırılarak gemiler yoluyla mı getireceksiniz? Bunlar büyük yatırımlar. Öngörmek kolay değil. Bu sebeple 2023 hedefi çok iyimser ve teknik olarak mümkün görünmüyor.”

‘GEÇMİŞTEKİ HATALARDAN DERS ÇIKARMAK GEREKİYOR’

TPAO’da yıllardır süren özelleştirme ve tasfiye adımlarının sonucunda bu süreçte kamunun payını sorduğumuzda Kurt, bu adımlar ve kurumun Varlık Fonu’na devrinin mühendislik çalışmalarını etkilemediğini söyledi. Yerli sismik gemilerle dışa bağımlılığa karşı bazı adımların atıldığını söyleyen Kurt, “Bu geç kalınmış ama doğru, önemli bir adım. Sismik ve sondaj gemilerini de dışarıdan aldık, ancak öğreniyoruz. Çünkü bunların imalatını yapabilecek bir aşamada değiliz. Fakat bundan sonra geçmişteki hatalardan, eksiklerden ders çıkarmak gerekiyor. Kurum olarak liyakatin sağlanması gerekiyor. İnsanımıza yatırım yapmamız lazım” diye konuştu.

YAVUZYILMAZ: VATANDAŞIN REFAHINA YANSIMALI

CHP Zonguldak Milletvekili ve KİT Komisyonu Üyesi Deniz Yavuzyılmaz ise bir doğal gaz rezervinin minimum 100 milyar metreküp olduğunda yatırımın dönmesi ve ticarileştirilmesinin mümkün olduğunu söyledi.

Karadeniz’de bulunduğu açıklanan tahmini doğal gaz rezervi miktarının 320 milyar metreküp olduğunu belirten Yavuzyılmaz, “Açıklanan tahmini rezerv miktarının tek blokta mı olduğu, sondaj yapılan bölgede başka bloklarda doğal gaz olup olmadığını tespit etmek için çok sayıda kuyu açmak ve sondaj yapmak gerekiyor. Bu nedenle çalışmaların kararlılıkla sürdürülmesi gereklidir. Yapılacak testler sonrasında ticarileştirilebilecek miktarda rezerv olduğu kesinleştirilirse, bu ispatlanmış rezerv olarak ekonomiye katkı sağlayacaktır. Farklı katmanlar ve bölgelerde yapılacak testler neticesinde tahmin edilen rezervin kesinleştirilmesi önemli. Açıklandığı gibi miktar 320 milyar metreküp ise ticarileştirmeye uygun anlamına geliyor” dedi.

1954 yılında kurulan ve Türkiye’nin köklü kamu kuruluşlarından biri olan TPAO’nun bu doğal gazı çıkarabilme kabiliyeti olduğunu ifade eden Yavuzyılmaz, milli servetin yandaş firmalara peşkeş çekilmemesi, buradan sağlanacak katma değerin vatandaşların refahına eşit bir şekilde yansıtılması gerektiğini söyledi.

Aksi takdirde bunun yandaşların servetine servet katan bir fırsata dönüştürülüp hiç edileceğini belirten Yavuzyılmaz, “Yer ve deniz altındaki enerji kaynakları tüm halkımıza aittir ve onların refahı için kullanılmalıdır. Açıklanan bu tahmini rezerv miktarının gerçek anlamda bir müjdeye dönüşebilmesi için, ekonomik krizle boğuşan vatandaşlarımızın geçimine katkı sağlanması, fahiş fiyatlardaki doğal gaz faturalarına indirim olarak yansıtılması ve pek çok sektördeki enerji maliyetlerinin düşürülmesi gerekiyor” dedi.

Kaynak: Evrensel