HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, Cumhur İttifakı'nın uzlaştığı yüzde 7'lik seçim barajı hakkında, "Seçim barajı yüzde 7 değil, hiçbir şekilde uygulanmaması gereken anti demokratik bir uygulamadır. Barajın sıfıra indirilmesi Türkiye'nin demokratikleşmesi için elzem olacaktır." dedi.

HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, parti genel merkezinde düzenlenen Kadın Meclisi Toplantısı'nın açılışında yaptığı konuşmada, kadının siyaset hakkının olmadığı, kadın kimliğinin tamamen yok sayıldığı bir eşikten, kadınların kendi özgün mücadelesini örgütlediği ve bağımsız bir şekilde yükselttiği güçlü bir aşamaya geldiklerini belirtti.

Kadın meclisinin çalışmaları hakkında bilgi veren Buldan, partinin Türkiye'nin temel sorunlarına ve acil gündemlerine yönelik olarak tutumunu ve çözüm yollarını 27 Eylül'de bir deklarasyonla açıklayacağını bildirdi.

Buldan, Afganistan'da Taliban'a karşı direnen kadınlarla birlikte olduklarını ifade ederek, kadınlar arasındaki dayanışmanın sınırı, coğrafyası, vatanı bulunmadığını söyledi. Buldan, "Kadına yönelmiş her türlü şiddet ve sömürüye karşı bu ülkede de, Rojava'da da, Şengal'de de, İran'da da, Afganistan'da da ve dünyanın neresinde olursa olsun her yerde aynı bilinç ve duygudayız." diye konuştu.

"BARAJ SINIRI İNDİRİLMELİ"

Seçim barajı tartışmalarına da değinen Buldan, baraj başta olmak üzere, demokratik temsiliyetin önündeki tüm engellerin kaldırılması gerektiğini dile getirdi. Buldan, şunları kaydetti:

"Seçim barajı yüzde 7 değil, hiçbir şekilde uygulanmaması gereken anti demokratik bir uygulamadır. HDP Kadın Meclisi olarak ifade ediyoruz barajın sıfıra indirilmesi, Türkiye'nin demokratikleşmesi için elzem olacaktır. Demokratik siyaseti engelleyen tüm hukuksuzluklar son bulmalıdır. Seçilmişlere yönelik hukuksuzluklar son bulmalıdır. Halkın iradesi tam olarak parlamentoya yansıtılmalıdır. Bizim tutumumuz bu yöndedir."

'İKTİDARINIZ BAŞ AŞAĞI GİTMEKTEDİR'

Ama bunlar boşa kürek sallıyorlar. Biz kadınlar buradan bir kez daha söylüyoruz. Barajı da aşağı çekseniz, seçim yasalarını da değiştirseniz, binbir türlü hile dalavere de çevirseniz, iktidarınız baş aşağı gitmektedir. Siyasal çöküşünüz daha da hız kazanacaktır. 20 yıllık iktidarlarında halkı açlıkla, yoksullukla, işsizlikle karşı karşıya bıraktılar. Zamlarla, vergilerle, yarattıkları adaletsizliklerle, yasaklarla toplumsal yaşamı çökerttiler. Kutuplaştırmayla, nefret siyasetiyle toplumu ayrıştırdılar. Gençlerin geleceğini çaldılar. Geleceğe dair hiç kimsede güven bırakmadılar. İnsanlarını umudunu dahi çaldılar. Tek yaptıkları ise hakikatleri çarpıtmaktadır, inkâr etmektir. Bir yandaşları çıkmış, bu ülkede açlık yoktur diyor. İktidarın inkâr siyasetine destek sunarak sarayın ihtişamlı sofrasından bir lokma da bana düşer mi diye hesap yapıyorlar.