HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, Hükümet Sözcüsü Bekir Bozdağ'ın "Türkiye Kandil'e girebilir" açıklamasına tepki gösterdi. Buldan, "AKP Hükümeti kaybettiğini gördü, şimdi sandıklarını Minbiç’e ve Kandil’e götürmeye çalışıyor. Seçim çalışmalarının kampanyasını Minbiç ve Kandil’den yapmaya çalışıyor" dedi. 

Diyarbakır'ın Silvan ilçesinde konuşan HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan'ın konuşmasından satır başları şöyle: 

Silvan, acıların kentidir. Silvan yüreklerden çıkmayan, her zaman yüreklerde yeri olan, bu coğrafyada en büyük acıları yaşayan, her evimizde bir bedel olan, her anamızın gözyaşının aktığı bir kent olan Silvan halkıyla bir arada olmaktan büyük onur duyuyorum.

Bu kent, yüzyıllardır büyük acılara tanıklık etti. Bu coğrafya her daim bu ülkeye yönetenler tarafından inkar edildi. Bu kentteki her bir evimizde, her bir insanımızın yüreğinde kopan büyük bir fırtına var. Bu fırtına çocuklarımızın yaşamını yitirdiği yıllarımızın fırtınasıdır. Yüreklerimizden çıkmayacak olan büyük bedellerimizin fırtınasıdır. Bizlere büyük acılar yaşattılar, bu acıları en fazla Silvan halkı ödedi. Sizlere saygı duyuyoruz, selamlıyoruz.

ERDOĞAN'IN ÖNÜNDE DİZ ÇÖKMEYECEĞİZ

Hiç kimse Silvan halkının içinde yaşadığı acıyı hiçbir zaman görmedi. Bu ülkeyi yönetenler Silvan halkının acısını hiçbir zaman hissetmedi. Bizler bu acılarla yoğrulduk, bu bedellerle büyüdük. Hiç kimsenin önünde diz çökmedik, Recep Tayyip Erdoğan’ın önünde de diz çökmeyeceğiz. Şimdi bu acılar yetmiyormuş gibi, bu bedeller yetmiyormuş gibi Kürt halkına, Amed halkına yeni acıları yaşatmanın oyununu oynuyorlar. 

SEÇİM KAMPANYALARINI KANDİL'DE YÜRÜTMEK İSTİYORLAR

AKP Hükümeti kaybettiğini gördü, şimdi sandıklarını Minbiç’e ve Kandil’e götürmeye çalışıyor. Seçim çalışmalarının kampanyasını Minbiç ve Kandil’den yapmaya çalışıyor. Fırat’ın Doğusu’na savaş açarak, Fırat’ın Batısı’na huzurun gelmeyeceğini bilmeyecek kadar siyasetten yoksunlar. Bu halk yıllardır bu acıyı yaşarken hep barışı, özgürlüğü, demokrasiyi, kardeşliği ve insan haklarını savundu. Biz barış dedikçe onlar savaşta ısrar ettiler, biz demokrasi dedikçe onlar faşizmde ısrar ettiler. Biz adalet dedikçe onlar gözaltı ve tutuklamalara devam ettiler.

KİMSE KÜRT KANI ÜZERİNDEN SİYASET YAPMASIN 

Bu ülkeyi savaşla yönetemezsiniz. Bu ülkede halklar arasında kurulan kardeşlik köprüsünü yıkmaya kimsenin hakkı yok. İşte AKP Hükümeti buradan, size sesleniyoruz, Recep Tayyip Erdoğan'a sesleniyoruz; Kürtlerin yakasından elinizi çekin, kimse Kürt halkının kanı üzerinden siyaset yapmasın. Kimse Kürtlerin çocuklarının kanı üzerinden siyaset yapmasın. Bu ülke artık çocuklarının ölmesini istemiyor. Burada toplanan halk, kardeşlerinin yaşamını yitirmesini istemiyor. Hiçbir anamız gözyaşı dökmek istemiyor. Biz bunları söylerken Ankara’da savaş kararı aldılar.

Ölen her bir askerin, polisin, sivil vatandaşın, gerillanın acısını yüreğimizde taşıyoruz. İşte bunun için sizin görmediğiniz bu sorun, yani Kürt sorunu yüzyıllardır aynı yöntemlerle çözülmeye çalışılıyor. Ancak sizden öncekiler de bu ülkeyi yönetenler de bu sorunu böyle çözemedi. Aynı yöntemde ısrar ediyorsunuz biz de diyoruz ki bu sorun barışla, diyalogla ve müzakere ile çözülür. Artık kardeş kanının akmadığı bir coğrafya istiyoruz. AKP Hükümeti bunu anlamalıdır. Gerçi anlamalarına da çok gerek yok, 20 günleri kaldı zaten, gidiyorlar. Biz AKP’nin yolcu olduğunu biliyoruz. AKP’nin artık Türkiye’yi yönetemediğini biliyoruz. Bırakın bu ülkeyi bu güzel insanlar yönetsin, bırakın bu ülkeyi Demirtaş yönetsin.

HDP'NİN EN BÜYÜK VAADİ UMUTTUR

HDP’nin bugün Türkiye’ye vaat ettiği en büyük şey umuttur, inançtır, bir arada yaşama kararlılığıdır. Bizler HDP olarak, Cumhurbaşkanı adayı Demirtaş olarak bu ülkeyi yönetmeye adayız. Bizler biliyoruz ki Türkiye toplumu 24 Haziran’da iyi bir karar verecek ve sandıklardan hem HDP’nin hem Demirtaş’ın çıkacağı bir sonuca imza atacak. Cumhurbaşkanı adayımız Sevgili Demirtaş’ı Edirne Cezaevi’nde dört duvar arasında tutuyorlar. Onun dışarıyla bağını kestiklerini sanıyorlar. Oysa bugün görmüyorlar, binler Demirtaş, binler bu meydanda. Her biriniz birer Demirtaşsınız, her biriniz birer milletvekilisiniz.

HALK, KAYYIMLARA DERSİNİ VERECEK 

Onlar milletvekillerimizi cezaevine koydular, belediye başkanlarımızın yerine kayyum atadılar. O kayyımlar Kürt halkının değerlerine hakaret ettiler. Bu kentleri, köylerimizi kendi zihniyetleriyle yönetmeye çalıştılar, ancak kurulacak olan ilk sandıkta hem Erdoğan’a hem AKP’ye hem de kayyumlarına büyük bir ders vereceğiz. Hiç kimsenin Kürt halkının değerleriyle oynamasına fırsat vermeyeceğiz. Kimse Kürt halkının varlığını, dilini, kimliğini inkar edemez. İşte bir halk burada, bu meydanda, alanlarda!

Diyarbakır’da "Kürt sorunu yoktur" diyen Cumhurbaşkanı’na sesleniyoruz. Sizin görmediğiniz, anlamadığınız, bilmediğiniz bir sorun var, bu sorun Kürtlerin sorunudur, bu sorun dil sorunudur, kimlik sorunudur. Eskiden Ankara’da Kürt sorunu yoktur diyordunuz, Diyarbakır’da vardır diyordunuz, ama artık bundan bile yoksunsunuz. Şimdi Diyarbakır’da da inkar ediyorsunuz.

Yine kapınıza gelecekler ve oylarınızı isteyecekler. Biz Kürtler bundan sonra hiçbir oyumuzun başka partilere gitmesine izin vermeyeceğiz. Kürtler birliğini, beraberliğini sağlamıştır. 

Çok fazla zamanımız yok. 24 Haziran’a çok az bir zaman kaldı. İşte burada da varsa eğer bizi görmeyen, anlamayan, tanımayan gidin onları ikna edin. AKP Hükümeti’nin 16 yıllık iktidarlığı döneminde uygulamış olduğu zulmü anlatın. Cezaevindeki yoldaşlarımızı anlatın. Toprağın altına düşen yoldaşlarımızı anlatın. Varsa bizi anlamayan, tanımayan çektiğimiz acıları, zulümleri aktarın ve her bir vatandaşımız 24 Haziran’da sandık başına giderken elini vicdanına koysun. Bu el sürekli vicdanın üzerinde kalsın. 

24 Haziran bizim geleceğimizi belirleyecek bir tarihtir. Geleceğimiz için, çocuklarımız için bu seçimde vereceğimiz karar çok önemlidir. Ya geçmiş döneme bir kez daha evet denilecek ya da el ele omuz omuza yürüyerek 24 Haziran’ı büyük bir umutla kazanacağız. Yarınlar bizim olacak, yarınlar Kürtlerin, Türkiye halklarının olacak.

Bir kez daha hepinize geldiğiniz için teşekkür ediyoruz. Yolumuz açık olsun. Ya kazanacağız ya kazanacağız.