Yazar yazıyor...

Basının içine düşürüldüğü durumu yazıyor.

Gazeteciliğin ülkemizde nasıl “pembe gazete”ciliğe dönüştüğünü Amerikalı ünlü işadamı Rockefeller’in öyküsüne işaret ederek yazıyor...


Rockefeller
yaşlılığında kötü haberlerden etkilenmesin diye kişiye özel bir “pembe gazete” çıkarmışlardı etrafını saran dalkavuklar, okuyup da morali ve sağlığı bozulmasın diye.

İşte bir büyük gazetemizin bir büyük yazarı, ülkemizdeki gazeteciliğin de bu “pembe gazete”ye dönüştüğünü düşünüyor. Aklının bir ucunda bu “pembe gazete”, diğer ucunda ise “O da... tv” hikâyesi.

İsyan ediyor.


Rockefeller’in pembe gazetesi
ni şöyle anlatıyor yazar:


“Tek nüsha basılıyor, imparatorluğunu hasta yatağından yöneten Rockefeller’in kahvaltı tepsisine bırakılıyordu...
Ülkenin şahane gittiğini, ekonominin büyüdüğünü, borsanın devamlı yükseldiğini, yoksulluğun bittiğini, işsizliğin azaldığını yazıyordu o gazete...”

Tuhaftır ama aynı gün, pembe gazetecilikten şikâyet eden yazarın iki sayfa ötesindeki sayfalarda pembenin pembesi haberleri okuyunca insan şaşırıyor. Yazarla gazete yönetimi arasında bir çatışma varmış gibi.

Alın bazı haberleri!

Önce başlıklar:


- 1 milyon 113 bin kişi işe girdi, işsizlik yüzde 11’e yerleşti.


- Kamu istihdamı yüzde 1,9 arttı.


- Bütçe yıla bir milyar lira fazlayla başladı, Şimşek “Popülizm yok” dedi.


- “Kadınların Davos’u” diye anılan Küresel Kadın Zirvesi, Yunanistan yerine Türkiye’yi seçti.


- İki bin lira maaşla iş fırsatı


- Et fiyatları düştü


- Kendi işini kuracaklara destek


- New York’ta Bloomberg taksi için “centilmen ihale” çağrısı yapacak.


- Avea, yaratıcı fikri olan küçük girişimcileri desteklemek için “Kuluçka Merkezi” kurdu.


- Türkiye yıldızlaşıyor.


- Çaycıdan denetimci dönemi kapandı.


- Migros: Bu yıl 300 mağaza açacağız.


- Türk Telekom, Türklerden çok şey öğrendik.


- Twitter, dil seçenekleri arasına Türkçe alıyor.


- RTÜK Yasası geçti TV’de yabancı payı yüzde 50 olabilecek.

Bu başlıklar nasıl bir Türkiye tablosuna işaret ediyor dersiniz?


“Ülkenin şahane gittiğini, ekonominin büyüdüğünü, borsanın devamlı yükseldiğini, yoksulluğun bittiğini, işsizliğin azaldığını”
söylemiyor mu bu başlıklar, tıpkı Rockefeller’e hazırlanan “Pembe Gazete”de olduğu gibi?

Haberlerin ayrıntısına da girmek isterdim ama sanırım bu iş için yerim yetmez. Ama yine de Hürriyet’ten Emre Özpeynirci’nin şu haberine biraz daha yakından bakmak bu yazı bakımından anlamlı. Bilindiği gibi Başbakan Erdoğan bir süre önce TÜSİAD toplantısına katıldı ve orada yaptığı konuşmada “Babalardan Türk malı otomobil istiyorum” talebinde bulundu. Gerisini Emre Özpeynirci’ye bırakalım:

“Şimdi düşünün Türkiye Cumhuriyeti’nin başbakanı, TÜSİAD toplantısında tüm sektörleri bir kenara bırakıp, otomotiv sektörüne ilişkin değerlendirme yapıp, Türk malı otomobil talebinde bulunuyor. Ama her nedense ortada Karsan tarafından (Vehbi Koç’un damadı İnan Kıraç’ın Yönetim Kurulu Başkanı olduğu otomobil firması –EK) tamamen Türk tasarımcılar ve mühendisler tarafından geliştirilen ve New York’ta finale kalan bir araç varken, sektör temsilcileri, dernekleri bu projeyi ağızlarına bile almıyor, desteklemiyor. İşte bu noktada hemen devreye girip, Hürriyet olarak ‘Başbakan Koç’tan istedi, damadı yaptı’ başlıklı haberle işi tetikledik. Hemen ardından New York’a giderek, aracın oradaki tanıtımına katılıp dönüşte, ‘Menderes’in Koç’a ABD desteğini şimdi damadı, Erdoğan’dan bekliyor’ başlıklı haberi yazdık. Fitil iyice ateşlendi.

(...) Bakan Çağlayan arkadaşım Ufuk Sandık’la birlikte yanıma gelip bize takıldı; ‘Yazdığınız yazılarla gündemi değiştirdiniz. Tüm dikkati Karsan’ın üstüne çektiniz. Benim burada olmam Karsan’ı desteklemem de sizin yazılarınızın bir etkisidir.’

Evet, sayın yazar!

Ya bu yazılar “gerçeği” ifade ediyor, ülke şahane gidiyor, ekonomi büyüyor, borsa devamlı yükseliyor, yoksulluk bitiyor, işsizlik azalıyor…

Ya da gazeteniz bir “pembe gazete” olarak yalakalığın şaheserlerinden biri haline gelmiş bulunuyor.

Tabii daha da “Ya da”lar ekleyebilirdim ama sanırım bu ikisi günün anlam ve önemine en uygun olanları...