Demokratikleşme paketi’ne yönelik tepkiler sürüyor. Necmiye Alpay, paketin Kürt sorununda çözüm sürecinin ikinci aşamasını karşılamadığını ve uzak olduğunu vurguladı. Gençay Gürsoy ise, paketin AKP’nin ‘seçim yatırımı’ olduğunu kaydetti.

ÇÖZÜM SÜRECİNİ KARŞILAMIYOR

Paket hakkında değerlendirmelerde bulunan HDK Yürütme Kurulu üyesi Prof. Dr. Gençay Gürsoy ve gazeteci-yazar Necmiye Alpay, paketin seçim kaygıları ağır basarak hazırlanmış bir paket olduğuna işaret etti.



Gençay Gürsoy, açıklanan paketin bir “seçim propagandası metni” olduğunu ve hükümetin Gezi Parkı olaylarının ardından Türkiye demokrasi güçleri ve batı kamuoyu nezdinde son derece sarsılmış olan imajını düzeltmek amacıyla hazırlanmış bir metin olduğunu söyledi.

Pakette açıklanan değişiklik vaatlerinin de seçim sonrasına bırakılacağını ifade eden Gürsoy, “Paket hakkında konuşan her kurum kendi meşrebine göre bir değerlendirme yapıyor. Barıştan demokrasiden yana güçler mümkün olduğu kadar paketteki vaatlerinde gerçekleşmesi konusunda ne kadar dar olursa olsun barış adına kazanım elde etmek için tabiri caizse keçiboynuzunu meyve niyetine görmeye çalışıyorlar. Bu duygu bende de var, tüm kurumlarda da var. Ama nesnel değil. Daha bu tasarı haline getirilecek meclise gelecek ve besbelli ki seçim sonrası beklenecek. Yani kendi oy potansiyeli olan kitleye en şirin görünebilecek maddeleri ön plana alıp ötekileri seçim sonrasına atan bir anlayış” dedi.

'BARAJ KILIFI'

Pakette seçim barajı ile ilgili olarak sunulan 3 öneriyi de eleştiren Gürsoy, pakette 3 önerinin sunulmasıyla yüzde 10 seçim barajının korunması için “ustaca bir meşruiyet kılıfı hazırlandığını” söyledi. Gürsoy, pakette yer alan nefret suçları ile ilgili düzenlemenin de sanıldığının aksine çok olumlu olmadığını ifade etti.

'HEPSİ VAATTEN İBARET'

Necmiye Alpay ise, açıklanan pakette hükümetin seçim kaygılarının ağır bastığını söyledi. Pakette cesur adım olarak adlandırılabilecek tek adımın “Andımız”ın kaldırılması olduğunu belirten Alpay, hükümetin bu adımla da demokratikleşme ve çözüm süreci ile bağının devam ettiğine bir kanıt göstermeye çalıştığını söyledi.

Alpay, “Aslında paket diyoruz ama sonuç olarak hepsi vaatten ibaret. Aslında iyi bir demokrasi de vaatler önemlidir. Çünkü hükümetin iradesini gösterir. Ama ne yazık ki bizim ülkemizde yaygın uygulama, bir siyasetçinin bir vaatte bulunup sonradan geri almasıdır. Süleyman Demirel ‘Kürt realitesini tanıyoruz’ diyeli yıllar geçti. Ama biz hala tanımaya çalışıyoruz” dedi.

Seçim barajına ilişkin pakette yapılan önerilere de değinen Alpay, 3 seçenek adı altında “hiçbir şey yapmama” seçeneğini sunmanın kamuoyuna hakaret anlamına geldiğini söyledi. Paketin Kürt sorununda çözüm sürecinin ikinci aşamasını karşılamadığını ve uzak olduğunu vurgulayan Alpay, bunun için anadilde eğitim noktasında bir anayasal değişiklik iradesinin beyan edilmesi gerektiğini söyledi. (Özgür Gündem)