Bursaspor bu sezon lige iyi başlamadı, kadroda önemli değişikler oldu, önemli isimlerini kaybettiler ama önemli isimleri de kadroya katmayı başardılar ve çıkıştılar Antalyaspor maçı hariç takım olarak son beş maçtır çıkıştılar… Dolayısı ile Beşiktaş maçından kazanılacak bir 3 puan hem kötü bir başlangıcın ardından yakalanan istikrarın devamı, hem de hedefledikleri üst basamaklara yaklaşmak açısından fazlasıyla önemliydi…

Beşiktaş için ise durum daha kritik ve yorucuydu… Takımın bir hafta içinde üçüncü zorlu maçı olacaktı. Yorucu bir Kasımpaşa maçının ardından, L. Moskova maçı ve ardından zorlu Bursa deplasmanı… Kasımpaşa maçında kaybedilen 2 puan ardından kalan maçlar düşünüldüğünde Bursa deplasmanı kağıt üzerinde Beşiktaş için en zor viraj gibi gözüküyordu… Bursa maçını kayıpsız atlatmak, milli maç arasında nefes alıp rahatlamak demekti.

BURSASPOR BASKIN BAŞLADI

Maçın ilk 20 dakikasında baskı Bursaspor’dan gelecekti… Önce Josue, ardından Quenca , daha sonra da Bekir’in topu direkten dönecekti… Beşiktaş bu süre içinde Bursa’ya Mario Gomez’in şutu ile cevap verecekti. Bu dakikalarda en kritik nokta Beşiktaş’ın hücum hattından orta sahaya destek gelmemesiydi. En önemlisi ise kazanılan her topun rakibe ikram edilmesiydi. Bu konuda tüm iyi niyetlerine rağmen isimler hep aynı… G.Töre, Quaresma ve Sosa… Bu üçlüye Pazar günü İsmail’de eşlik edecek, Ersan ise müdahaleden ziyade anlamlandırmadığımız bir şekilde rakibin önünü açarak katkı sunacaktı. Takımda ortalığı toplayan isim ise sahada varlığına her daim duacı olduğumuz Atiba olacaktı…

Top kayıpları Beşiktaş’ın en büyük derdi… Hücum oyuncularının pres yapamadığı günde, top kayıpları da oyuna eklenince arkaya yaslanmaya meyilli Beşiktaş defansını iyice geriye çekiliyor. Pres yapmayan oyuncunun geriye neden geleceğini düşündüğümüzde ise oyunun boyu uzuyor ve bu da Beşiktaş’ın en etkin silahını “Örgülü oyunu” devre dışı bırakıyor… Haliyle Beşiktaş, bu maçın özelinde olduğu gibi hücum etkinliğini kaybediyor…

Ancak pazar günü için Beşiktaş’ın örgütlü oyununu engelleyen yalnızca top kayıpları değildi… Bursasporun sert ve faullü bir oyunu seçmesiydi. Dk.2 Sosa yerdeydi… Ki Süperlig’de Sosa’nın bitmeyen bir çilesi bu… İlk yarıda oyunun kaç kez durdu hatırlamıyorum… Bu oyuna verilecek en iyi cevap ise topu taşımaktan ziyade pas akışkanlığınızla oyunu rakip sahaya taşımak. Quaresma ve G.Töre’nin varlığında bu güçleşiyor kaptırdığınız topları yeniden kazanmak için harcadığınız enerji de cabası.

SAĞLAM VE GÜNEŞ’İN OYUN FARKI

Bu oyun Ertuğrul Sağlam ve Şenol Güneş’in oyun anlayışlarının da karşılaştırmasını gösteriyor aslında… Ertuğrul Sağlam için öncelik gol yememekken, Şenol Güneş için öncelik topu takımda tutmak ve hücumu düşünmek… Bu oyun tarzı Ertuğrul Sağlam’a ilk yarıda beraberliği getirdi ikinci yarıda ise mağlubiyeti… Oysa “oyunu” öncelik arasına sokacak kadrosu mevcut… Şenol Güneş’in de mevcuttu ve ikinci yarı bu oyuncuları kullandı. Yoğun maç temposunda takımın tüm yıpranmışlığına rağmen kazandı… Ertuğrul Sağlam ise elinde olan avantajları evinde oynamak dahil kullanmamayı tercih etti… Ya da tercih ettiği oyun tarzı ile kullanamadı.

NECİP SADECE SAVUNMA YAPMAK İÇİN OYUNA GİRMİYOR

İkinci yarı Şenol Güneş, bildiğimiz hamlesini yaptı ve Necip’i oyuna aldı… Güneş Necip’ten asla vazgeçmiyor… Bunun karşılığını 87. Dakikada Rodolfo’nun pozisyonu kaybettiğinde Necip’in araya girmesi ile Bursa’nın olası bir golünü önlerken görecekti. Ancak Güneş Necip’i yalnızca orta saha direncini artırmak için kullanmıyor. Atiba’yı Necip’in biraz daha önüne atıp Oğuzhan’a yaklaştırmak için de kullanıyor. Böylelikle hücum gücünü de etkin hale getirmeyi amaçlıyor.

Ancak Güneş asıl vuruşunu 75. Dakikada Quaresma’yı çıkartıp Olcay’ı oyuna sokarak yapacaktı… Oğuzhan, Atiba ve Olcay (Bazen G. Töre ‘de eşlik ediyor) yan yana geldiğinde en iyi bildiği işi yapmaya başlıyor takım… Maç boyunca bu alışkanlığını ise bir kere yapabilecekti ve o da 89. dakikaya kısmet olacaktı. Oğuzhan’nın başlattığı atakta Olcay, Töre, Atiba pas trafiğinde Atiba son vuruşu yine Oğuzhan’nın yapmasını isteyecekti, Oğuzhan ise Atiba’yı yanıltmayacaktı …

OYUN OLCAY’I ÇAĞIRIYORDU

Oyun aslında maçın başından bu yana Olcay’ı çağırıyordu. Bursa’nın sert oyunu, oyunun sürekli faullerle duraksaması, sahada Quaresma, Sosa ve G. Töre’nin varlığında yukarıda da söylediğim üzere üçünün de iyi niyetine rağmen bu maç dahilinde oyuna akışkanlık kazandıramıyordu, kazandıramadığı gibi Olcay’ın savunma enerjisinden de mahrum kalıyordunuz. Güneş maç sonu “tersi bir başlangıçta yapabilirdik ancak böyle başladık” diyecekti. Ki Quaresma’nın takım bütünlüğü içinde oynadığı en olumlu maçlardan biriydi. Güneş uzun bir aradan sonra ilk defa 75. Dakikaya kadar bekledi onu kenara almak için. Ki üst üste iki faul yapıp sarı kart görmeseydi belki de tercihini G. Töre’den yana kullanacaktı.

Beşiktaş oyun tam da artık berabere bitecek her halde dediğimiz anlarda golü bulup galibiyeti aldı. Ve ilk yarıyı lider kapatmak adına çok önemli bir virajı döndü. Ancak maç trafiği düşünüldüğünde oyunu çok daha verimli kullanmanın yollarını bulması gerekiyor… Bu oyun her daim size üç puan getirmez…