Bre adap edep yoksunu, bre aç sefiller, bre kendini bilmez ot obur müflisler!

Bilmez misiniz; fetva makamı en üst akıldır ve Hilâfet en üst makamdır…

Filhakika, biz reayamızın salahı ve dâhi sıhhatini düşündük, riyaseten!

Şüphesiz biz her şeyin en iyisini biliriz!

Diğer cümle mahlukatın gezdiği otlaklarda yediği haltları bilmez miyiz?

Bre meczuplar, bre münafıklar, bre zındıklar!

Fıtratınız takvanıza yetmemiş, fakr-u zaruret içinde fıtratmışsınız!

Be hey gafiller!

Şüphesiz ki bize şirk koştunuz ve nefsinize yenik düştünüz…

Bilin ki, bizim gazabımız rahmetimizi aşacaktır!

Tevekkeli değil, kalubeladandır, helale haram katılır, lakin zinhar pişmiş aşa su katılmaz!

Amma velakin sizin gibi fuzuli şagil iblisler bunu bilmezler…

Araf’ta bile ecrimisil ödemeye mahkûmsunuz…

Bre kendini bilmez şaşkınlar, bre kaçkınlar!

Tevekkülü unutmuş münafık dilleriniz, hilaf-ı hakikattir serzenişleriniz ve müptezeldir zat-ı şahanelerimiz!

Bazılarınızın yüzü suyu hürmeti olmasa, bilesiniz küfrün mabedindeki desiseciler; helak edeceğiz sizleri!

Yağdıracağız üzerinize semadan, ebabil kuşları ile suçları…

Hiç şüphe yok ki, biz en iyisini düşünürüz!

Eğer yerseniz!

İnayetimiz üstünüze olsun, köftehorlar…

Ezcümle sürüler sizi beklemektedir zaten…

Kaldırdığınız kazana indirirsiniz risaleten, üstünüze afiyet yer zat-ı alileriniz!

***

Üstüne alan alınsın…