KESK, vahşi IŞİD çetelerinin kuşatması altında bulunan Kobané’ye destek için 9 Ekim Perşembe günü bir günlük grev kararı aldı.

Gittiği her yere vahşet, kan ve barbarlık taşıyan uluslararası çete IŞİD’in Kobané’yi kuşatması, 24. gününü doldurdu. Birilerinin ellerini ovuşturarak düştü düşecek dediği Kobané tarihin en görkemli direnişlerinden birini gerçekleştiriyor.

Kobané’de hayatına kastedilenler sadece Kürtler değil.

Kobané’de katledilmek istenen, hepimizin ortak geleceği ve insanlığın ortak değerleridir.

Kobané’de katledilmek istenen, halkların kendi kaderlerini belirleme iradesi, çoğulcu, demokratik öz yönetim modelidir.

İşte bu nedenle Kobané, bir kent olmanın ötesinde siyasal, toplumsal, tarihsel, etik vb gibi birçok değeri de ifade ediyor.

İşte bu nedenle Kobané sadece bir Kürt kenti değil, insanlığımızın ortak geleceğidir.

İşte bu nedenle Kobané, yıllardır özlemini kurduğumuz barışın ve bir arada yaşamın filizlendiği bahçedir.

İşte bu nedenle Kobané, emperyalistlerin, vahşilerin, barbarların yarattığı bu tufanda, adeta hepimizin ortak sığınağı olacak Nuh’un Gemisidir.

Son günlerde sadece Kobané’de olanlar değil, ülke içindeki karmaşa ve halka yapılan saldırılar da kaygı verici boyutlara ulaştı. Halkların IŞİD protestoları resmi ve sivil güçlerce terörize edildi, şu ana kadar 14 insan hayatını kaybetti.

Özellikle Kürt illerinde sokağa çıkma yasakları ilan edildi, kentlere askeri birlikler konuşlandırıldı, ülke adeta darbe dönemlerine geri döndürüldü. Ortak hafızamızda 1980’lerin ve 1990’ların o karanlık günleri yeniden canlanmaya başladı ve her yere savaş manzaraları kendini bütün ağırlığıyla göstermeye başladı.

Biliyoruz bir savaş olursa bu savaşın kaybedeni her zamanki gibi yine emekçiler olacak. Savaşlarda başta Kürt ve Türk yoksulları olmak üzere, en çok ülkenin ezilenleri zarar görecek. Bu nedenle emekçiler, AKP’nin büyük bir hızla ülkeyi sürüklediği savaş ortamına karşı itirazlarını yükseltmek zorundadır. Bu, emekçiler ve emek örgütleri için kaçınılmaz bir sorumluluktur.

İşte tam bu noktada emeğin ve insanlığın değerlerini savunmayı ilke edinmiş olan KESK, onurlu bir tutum sergilemiş ve barbarlığa karşı insanlığın değerlerini savunmak için, ezilenlerin, mazlumların, yok sayılanların yanında olduğunu göstermek için grev kararı almıştır.

KESK, kurulduğu günden beri savunduğu ilkelerin gereğini yerine getirmiştir.

KESK, bu ülkedeki, bu coğrafyadaki her türlü haksızlığın karşısında durma sorumluluğunu yerine getirmiştir.

KESK, savaş yerine barışı tercih etmiş ve AKP’nin ülkeyi içerde ve dışarda savaşa sürüklemesine itiraz etmenin onurunu hayata geçirmiştir.

Sendika üyesi olsun olmasın ülkedeki bütün emekçilerin KESK’in sesine ses katması gerekir. Çünkü bu grev, katılım oranı, hayatı durdurma, taleplerin yerine getirilmesini sağlama gibi tartışmaların ötesinde insanlık değerleri ile ilgili etik bir tutum takınmanın ifadesidir.

Bu grev barbarlığa karşı insanlığın yanında yer almanın ifadesidir.

Bu grev gericiliğe, katliamlara, savaşa karşı aydınlığı, hayatı ve barışı savunmanın ifadesidir.

Bu grev insanlık onurunun gereğidir.