Irak Şam İslam Devleti’nin (IŞİD) hem Irak hem de Suriye’de Süryanileri hedef alan saldırıları gözleri bir kez daha bölgeye çevirdi. Örgüt önce Suriye’nin kuzeydoğusundaki Haseke bölgesine yaptığı baskında -bölgeden gelen bilgilere göre 300’ün üzerinde- Suriyeli Süryani’yi kaçırdı. Ardındansa Irak’taki Ninova Arkeoloji Müzesi’nde Süryanilerin Hıristiyanlık öncesi tarihine ait eserlerini yağmaladı.

IŞİD’in ilerleyişini endişe ile izleyen Türkiyeli Süryanilerin ise isteği, konuyla siyasilerin ilgilenmesi.

Süryani Kadim Meryem Ana Vakfı Başkan Yardımcısı Kenan Gürdal kamuoyunda Kobani gibi bir duyarlılığın olmadığını söylüyor ve ekliyor: “Siyasilerden geçmiş olsun mesajı beklerdik, olmadı.”

Serdar Korucu, Süryani Kadim Meryem Ana Vakfı Başkan Yardımcısı Kenan Gürdal ile bir söyleşi gerçekleştirdi. Radikal'de yayınlanan söyleşi şöyle:

Suriye’deki Süryaniler’in durumuyla ilgili sizin elinize gelen son bilgiler neler?

Bölgeden haberleri, Süryani Kadim Meryem Ana Vakfı olarak yardım eli uzattığımız 250 Süryani sığınmacı aile üzerinden alıyoruz. Bu ailelerin arasında bugün IŞİD’in elinde bulunan Süryanilerin de akrabaları var. Onlar bize olayların nasıl yaşandığını aktardı.

‘IŞİD KENDİNİ SAVUNAN 46 SÜRYANİ GENCİ ÖLDÜRÜLDÜ’

O gün neler yaşanmış?

Bana orada yaşananları anlatan sığınmacı kişi yurtdışına gitmek için vizeyi beklerken ülkesinden gelen acı haberle yıkılmıştı. Anlattığına göre, akrabalarının yaşadığı köyü sabahın erken saatlerinde IŞİD basıyor ve 192 kişiyi, kadın, erkek, yaşlı ve çocuk demeden dışarı çıkartıyor. Kendini savunmaya çalışan Süryani gençlerin 46’sını da öldürüyor. Son olarak öğrendiğimiz kadarıyla 100-150 kişi daha kaçırılmış durumda.

Kaçırılanların durumuyla ilgili bilgileri var mı?

Dağda bir okulun salonunda tutuluyorlarmış. Türkiye’deki sığınmacı Suriyeli Süryaniler büyük bir matem içinde. Oradakiler hepsinin akrabası ya da komşusu. Ciddi bir travma yaşadılar.

Bu gelişmelerden Türkiye’deki Süryani toplumu nasıl etkileniyor?

Biz hayatını kaybeden tüm insanlar için aynı acıyı yaşıyoruz, kaldı ki bunlar masum Süryani aileler. Tüm dünya Süryanilerinin yüreğinde acı ve matem var. Biz üç yıl önce kaçırılan iki metropolitimizden iyi haber beklerken bu haberle yıkıldık.

‘İZİMİZİ YOK ETMEYİ, KÜLTÜRÜMÜZÜ SİLMEYİ AMAÇLIYORLAR’

Süryanilerin kaçırılmasının ardından bir başka haberse Irak’ın kuzeyinden Asur Devleti’ne başkentlik yapan Ninova’dan geldi. Arkeoloji Müzesi’nin yağmalanma görüntüleri sizde nasıl bir etki yarattı?

Kaçırılma haberinin hemen ardından bu görüntüleri gördük. Elbette insan hayatı çok değerli ancak oradaki eserler de insanlık mirası. Ninova bölgesi Süryaniler için çok önemli. Bölgenin tarihi Süryaniler olmadan anlatılamaz. Oradaki eserler de Süryanilerin Hıristiyanlıktan önceki tarihlerine ait olan, Arami ve Asuri kültüründen bugüne gelen parçalar. Hepsi paha biçilmezdi. Artık geri getirilemez, kapanmaz bir yara açıldı. Anlaşılan oradaki izlerimizi yok etmeyi, kültürümüzü silmeyi amaçlıyorlar. Çocuklarımıza gösterebileceğimiz değerlerimiz birer birer yok oluyor.

“YAŞANANLARA HIRİSTİYAN SOYKIRIMI DİYEBİLİRİZ”

Aslında bu topraklardaki acılar Süryani toplumu için yeni değil. Suriye’den kaçarak Türkiye’ye sığınan Suriyeli Süryaniler dedeleri gibi mi hissediyor?

Suriye bizim için çok önemliydi çünkü nüfusun yüzde 10’u Hıristiyan’dı ve Patriklik Merkezimizdi, 1915’te nasıl ki Osmanlı döneminde Türkiye’den Suriye’ye göç edilmişse, 100 sene sonra da yine Süryani halkı yollarda. O zamanlar buralarda eziyet gören Hıristiyan toplumu nasıl Suriye’de yeni bir hayat kurmuşsa bugün Türkiye güvenli bölge olduğu için burada savaşın bitmesini bekliyor veya Avrupa’ya göç etmeye çalıştığı için Türkiye’ye gelmeyi tercih ediyor. Yani 100 yıl sonra tersine göç başladı. Tarihin tekerrürü çok acı.

Bugün Ortadoğu’da Hıristiyan varlığı sona erdirilmek isteniyor. Yaşanan drama Hıristiyan soykırımı bile diyebiliriz. Tabi bu noktada Türkiye Cumhuriyeti devletinin tüm farklı inanç sahiplerine kucak açıyor olması, Mardin’de Hıristiyanlara yardım eli uzatarak özel kamp kurması bizim için çok önemli ve çok değerli. Devlet yetkililerine daima büyük şükran borçluyuz. Mağduriyet görmüş kesimlere hiçbir ayrım gösterilmeden sessiz kalınmadığı için mutluyuz. Hıristiyanlar ve özellikle Süryaniler olarak bu politika bizi çok memnun etti.

Son gelişmelerin kamuoyunun gündeminde yeterince yer aldığına, duyarlılığın yeterli olduğuna inanıyor musunuz?

Medya dışında duyarlılık gösterildiğini görmedim.

Sizce bunun nedeni ne?

Süryaniler Türkiye’de hiçbir zaman taraf olmadı. Yasalara saygılı, daima tüm siyasi partilere eşit mesafede olduk. Türkiye’de bir değil birkaç Süryani milletvekili olsaydı, siyasi oluşumlarımız bulunsaydı belki farklı olabilirdi. Bizim gibi Suriye’deki Süryaniler de tarafsızdı. Savaş öncesinde Süryanilerin rahat bir hayatı vardı. Siyasete bulaşmamayı tercih ediyorlardı.

Savaş bütün denklemleri değiştirince Süryaniler ne yaptı?

Birkaç grup birden savaşmaya başlayınca ne iktidara ne muhalefete yanaşabildiler. Kiliseden dışarı çıktıklarında hangi tarafla konuşsalar tehdit alırlardı. Kaçırılır, rehin alınırlardı. Bu nedenle evlerine ve ibadethanelerine kapandılar. Önce kiliselerimizi tahrip ettiler ardından evlerimize yöneldiler.

“SÜRYANİLER İÇİN DUYARLILIK BEKLERDİK”

Bu saldırılar sırasında Türkiye’deki Süryaniler, Kobani gibi bir kamuoyu duyarlılığı bekler miydi?

Tabi ki. Biz Türkiye Cumhuriyeti Devleti yasalarına saygılı bir toplumuz. Her zaman tüm siyasi partilere eşit mesafeli duruşumuzu da koruduk. Dolayısıyla böyle bir acı günde devlet büyüklerimizden bu duyarlılığı beklerdik.

“HİÇBİR SİYASİ PARTİDEN MESAJ ALMADIK”

Meclis’in tek Hıristiyan milletvekili HDP Mardin Milletvekili Erol Dora’dan bir çağrı geldi. Peki sizi Ankara’dan arayan oldu mu?

Hiç kimseden, hiçbir siyasi partiden mesaj almadık. Özellikle siyasilerden “geçmiş olsun” mesajı ile gönlümüzü almalarını beklerdik. Bunun olmamasını yoğun gündemlerine bağladık tabi. Tek isteğimiz bu dramın sona ermesi. En büyük temennimiz facianın arkasının gelmemesi ve sadece Hıristiyanlar olarak değil, oradaki tüm inançların yaşadığı insanlık dramının son bulması. Kaçırılanların koalisyon güçlerinin ve özellikle Amerika’nın müdahalesi ile sağ salim evlerine dönmelerini ve bu savaşın bir an önce son bulmasını umuyoruz.