Narkotik polisi tarafından gözaltına alındıktan sonra işkence gören ve emniyete yeniden çağrılınca intihar ederek yaşamına son veren Onur Yaser Can’ın ölümünden 12 yıl sonra açılan davanın ikinci duruşması  14. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülüyor.

SANIK POLİS HAKAN AYDIN: YAKALAMA SIRASINDA YANLARINDA DEĞİLDİM

Sanık polis amiri Hakan Aydın duruşmaya SEGBİS yoluyla katıldı. Sanık Hakan Aydın,  "Suçlamayı kabul etmiyorum. Teknik takip ve kısım fiziki takip amiriydim. Onur Yaser Can’ın fiziki takibini yapıyordum. Tutanakta imzam yok. Yakalama sırasında yanlarında değildim. Onur Yaser Can’ın üzerinde uyuşturucu bulunduğunda orada değildim. Fiziki takip sonrası teknik takip görev yerinde çalışmaya devam ettim. İşlem sırasında bulunmadım. Emniyete getirildiğini biliyorum ancak detaylara vakıf değilim."" dedi.
Sanık Hakan Aydın'ın daha önce tanık olarak verdiği ifadedeki ”Onur Yaser Can’ın tedirgin hallerinin devamı nedeniyle işlemin hızlı yürütülmesini istedim. Kimsenin olmadığı bir odada şahsın çıplak araması yapıldı. Ben o sırada orada değildim." beyanı hâkim tarafından okundu.

Sanık Hakan Aydın'ın tanık ifadesinden devamla: "Benim gözlemime göre Onur Yaser Can'ın psikolojik durumu yerinde değildi. Zaten uyuşturucu kullananların psikolojik durumu iyi olmuyor" düşüncesini dile getirdi.

Hâkimin, "Arama emrini kim veriyor?", "Karakoldaki arama emrini kim veriyor?" sorularına sırasıyla Hakan Aydın, "Savcı", "Bilmiyorum efendim. Zaten emre gerek yok. Onlar zaten ne yapılacağını biliyor." yanıtlarını verdi. 

Sanık devamla, "Yakalama yapıldıktan sonra ekipler ne yapacağını bilir, inisiyatif onlardadır. Bununla ilgili takipsizlik kararı verildi, kesinleşti. Ben neden tekrar ifade veriyorum bilmiyorum. Bildiğim kadarıyla yeni bir delil de yok." dedi.

"İNSAN HAFIZASININ ÇOĞUNU YİTİRİYOR"

Avukat Çınar Aksoy Onur Yaser Can Narkotik büroya getirilirken kamera kayıtlarına göre Hakan Aydın, Muhammet Ongun ve Onur Ülker'in bulunduğunu hatırlattı. Sanık Aydın da karşılık olarak “Bu soruyla nereye varmak istiyorsunuz" diye yanıt verdi. Aydın ardından, "İnsan hafızasının çoğunu yitiriyor" düşüncesini dile getirdi.

Avukat Aksoy, Aydın'a "Soner Gündoğdu ifadede değişiklik işini Hakan Aydın'ın da dahil olduğu sıralı amirlerimin bilgisiyle yaptım' diyor. Siz de sıralı amirlerinizin bilgisiyle mi yaptınız?" sorusunu yöneltti. Aydın, kendisinin bilgisinin olmadığını öne sürdü.

Aksoy'un "Soner Gündoğdu beyanı gerçeğe aykırıdır, yalandır mı demek istiyorsunuz?"sözlerinin ardından Aydın, "Ben yalandır diyemem, benim bilgim yok. İddiayı kabul etmiyorum. Bu iddiayı Onur Yaser Can konusunda soruşturma açıldıktan sonra öğrendim."ifadesini kullandı.

Avukat Aksoy'un "Onur Yaser Can'ın satın aldığı esrarın polis tarafından bilinmesine ve Yaser Can'ın nezarethaneye alınmaması gerekliliğine rağmen neden ikinci arama yapıldı?"sorusuna ise sanık Aydın “Açılan davanın konusuyla ilgili bir soru değil bunun dışındaki sorulara yanıt vermeyeceğim” yanıtını verdi.

Avukat Aksoy, Onur Yaser Can’ın gözaltına alındığı gün kamera kayıtlarının bozulmasıyla ilgili teknik eleman olup olmadığını sorduğunda da sanık yine “Bu konuda bilgim yok” dedi.

AVUKAT BELGELERDEKİ TUTARSIZLIĞI SORDU

Avukat Aksoy, "Onur Yaser Can’ın gözaltına alınmasıyla ilgili sahte olduğu tespit edilen yakalama tutanağında ‘hareketlerinden şüphelenildiği için’ yakalandığı belirtiliyordu. Aydın’ın imzasının bulunduğu fiziki takip ve tespit tutanağında ise teknik takiple yakalandığı yazıyordu" hatırlatmasını yaptı.  Avukat Aksoy, bu tutanaklardaki bilgilerden hangisinin doğru olduğunu sordu. 

Sanık Aydın:“Neyin doğru olduğu resmi kayıtlarda var. Bilgim yok o tutanakla ilgili” iddiasında bulundu. 
Sanık tekrarla "Hatırlamıyorum" dedikten sonra, Av. Çiğdem Şat Onur Yaser Can’ın karakola getirilirken yanında Aydın’ın bulunduğuna ilişkin kamera kayıtlarından alınan görüntüleri ekrandan Aydın’a göstererek kendisi olup olmadığını sordu. Sanık Hakan Aydın, “Hatırlamıyorum. Olabilir, benim böyle bir tişörtüm vardı” dedi.

Avukat Şat, polisler hakkında takipsizlik kararını firari savcı Muammer Akkaş’ın verdiğini, Hakan Aydın’ın da "FETÖ" suçlamasıyla ihraç edildiğini hatırlattı. Şat, Hakan Aydın'ın Akkaş’ı tanıyıp tanımadığını sorduğunda sanık tanımadığını söyledi. Şat, “FETÖ” suçlamasıyla tutuklu bulunan ABD Konsolosluğu çalışanı Metin Topuz’u tanıyıp tanımadığını ve Onur Yaser Can’ı uyuşturucu operasyonuyla ilgili muhbir olarak kullanmak isteyip istemediklerini sordu. Sanık Aydın böyle bir amaçlarının olmadığını söyledi.

TANIK KENDİSİNE DE ÇIPLAK ARAMA YAPILDIĞINI SÖYLEDİ

Onur Yaser Can ile aynı zamanda gözaltına alınarak çıplak arama işkencesine maruz bırakılan Yavuz Koç'un tanık beyanı dinleniyor. Onur Yaser Can'ın kardeşi Ezgi Sevgi Can, "Sizi teşhis için tekrar çağırdılar mı?, "Size çıplak arama yaptılar mı?" sorularını sorduğu tanık Koç, kendisini teşhis için tekrar çağırmadıklarını ve çıplak aramaya maruz kaldığını belirtti.

Yavuz Koç,  "Vatan emniyete gittik. Narkotik şubede ne kadar kaldım bilmiyorum. İçeride kaç kişi olduğunu da bilmiyorum. Soyun dediler soyundum. Bir temas olmadı. Odaya ilk girdiğimde 4-5 polis vardı. Arkam dönük olduğu için içeri kimin girip çıktığını bilmiyordum." diye konuştu. 

Polislerin doktor kontrolü sırasında odada olduğunu söyleyen tanık Koç, iki polisin yanlarında olduğunu belirtti. Koç, Av. Mehmet Ümit Erdem sorusu üzerine güvenlik kamera kayıtlarından elde edilen fotoğraflardaki kişilerden birinin kendisi olduğunu söyledi. Av. Ümit Erdem kamera ekran görüntüsünde çizgili kıyafetli olan Yavuz Koç'un kendisini teşhis ettiği fotoğrafı heyete gösterdi. Fotoğrafta Yavuz Koç önünde polis memuru Onur Ülkerbulunuyor.

"ONUR YASER, POLİSLERİN 'AİLENE DE ULAŞIRIZ' DİYEREK TEHDİT ETTİKLERİNİ ANLATMIŞTI"

Onur Yaser Can’ın gözaltına alındıktan sonra ulaştığı Avukat Candan Kaplan'ın tanık beyanı dinlendi.Tanık Kaplan, "Onur Yaser Can bana polislerin Can'ı "biz senin ailene de ulaşırız" diyerek tehdit ettiklerini anlattı. "Çok korkuyordu. Ailesine ve işyerine ulaşılmasından çekiniyordu. Sakinleştirmeye çalışmıştım. Onur Yaser Can ikinci kere ifadeye çağrıldığını, ifadesine ‘Hacı’ diye tanımadığı birini eklediklerini, imzalamaya mecbur bırakıldığını söyledi. Emniyete gittiğimde garip bir durumla karşılaştım.  Gizlilik kararı olduğunu, bu nedenle herhangi bir evrak veremeyeceklerini söylediler. Polis Muhammet’in dosyayı yanında götürdüğü için başka gün gelmemi söylediler. Emniyet müdürüyle görüşmeye gittiğimde bir kadın polis gelip ifadeyi bulduğunu söyledi.  Müvekkilimi de yeniden ifadeye getirmem söylendi. Emniyetten çıktıktan sonra ifadeyi Onur Yaser Can’a okudum çünkü ona hiçbir ifade tutanağını vermemişlerdi. Polislerin tavrından çok şüphelendim." ifadesini kullandı. 

Kaynak: T24