Ermeni soykırımında hayatını kaybeden Ermeni Gazeteciler anılarak, isimlerine "Öldürülen Gazeteciler Listesinde" yer verilmesi istendi.

İSTANBUL- 1915 Ermeni soykırımı anma günü olan 24 Nisan'ın haftasında, Surp Haç Tıbrevank'tan Yetişenler Derneği'nin Agos Gazetesiyle birlikte Cezayir Toplantı Salonunda "Onlar da Gazeteciydi" adlı panel düzenledi.

Panelle, 1915 Soykırımı'nda hayatını kaybeden Ermeni Gazeteciler anıldı.

Rober Koptaş, Araştırmacı Bülent Tellan, Belge Yayınları sahibi Ragıp Zarakolu ve gazeteci Ali Bayramoğlu'nun konuşmacı olarak katıldığı panelde, 1915'te katledilen Ermeni gazetecilerin isimlerine "Öldürülen Gazeteciler Listesinde" yer verilmesi istendi.

'FARKINDALIĞI YARATMAK İSTİYORUZ'

Tıbrevank Derneği'nden Ari Hergel, paneli 24 Nisan'a yakın bir tarihte düzenleme nedenlerini "1915'te yaşananlar Türkiye'de, sadece Amerika ve Avrupa'da parlamentolarında geçecek kanunlar veya devlet başkanlarının seçtiği kelimelerle gündeme geliyor. Buna alternatif bir gündem belirlemek, 1915'te yaşananlara dair farkındalığı arttırmak ve o dönemin gerçeklerini göz önünde tutmak istedik" diyerek anlattı.

'1915 ULUSLARARASI MESELE OLARAK ALGILANIYOR'

Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Rober Koptaş, "Bu panelle 2011'den 1915'e, meslektaştan meslektaşa bir köprü kurmak istediklerini" söyledi. Geçmişle yüzleşerek, barışçıl bir gelecek kurmak inancında olan insanların çoğalmasıyla 1915'te yaşananların Türkiye'de yakın zamanlarda konuşulmaya başlandığına işaret eden Koptaş, konuşmasına şöyle devam etti: "1915'te büyük bir felaket yaşandı. 24 Nisan'da İstanbul'da 230'u aşkın Ermeni aydın tutuklandılar. Trenlerle Ayaş'a gönderildiler. Bu isimlerin pek çoğu katledildi, aralarında birçok Ermeni gazeteci de vardı. Bugüne kadar bu hikayeleri bilmeden yaşadık ve bundan kaynaklanan derin bir sessizlik vardı. Gazetecilik meslek örgütleri de, öldürülen gazeteciler listelerinde 1915'te yaşamını yitiren Ermeni gazetecilere yer vermiyordu."

1915'te yaşananların daha çok uluslararası mesele olarak algılandığına, oysa olayların meydana geldiği topraklarda konuşulmadığına dikkat çeken Koptaş, öldürülen gazeteciler listelerinde Ermenilere yer verilmesinin önemini ise şöyle anlattı: "Bu tip vefa borçları ve vicdani yükümlülükler, aslında olayların bu topraklarda yaşandığını ve çözümün de bu topraklarda atacağımız adımlarla mümkün olduğunu gösteriyor. Bu topraklarda hangi dinden, etnik kökenden olursa olsun mesleğini yaparken öldürülmüş, eline kalemden başka bir şey almamış meslektaşlara vicdani bir borcumuz var. Bu borcumuzu, onlara saygı duruşunda bulunarak ödeyebilir, bu sayede toplumun geçmişle yüzleşmesine ve Türkiye'nin daha fazla demokratikleşmesine katkı sunabiliriz."

'GAZETECİLERE VE ARAŞTIRMALARINA DİKKAT VERİLMİYOR'

Türkiye Gazeteciler Cemiyeti'nin düzenlediği bir yarışmaya, içinde 1915'te öldürülen Ermeni gazetecilerin de yer aldığı bir dosyayla katılan ve çalışması jüri tarafından "dikkate değer" olarak mansiyon ödülüne layık görülen Bülent Tellan ise şöyle konuştu: "Araştırmaya, gazetecilerin, topluma haber verme özgürlüğünün engellenmesi için devlet veya başka örgüt tarafından öldürüldüğü gerçeğinden yola çıkarak başladım. Bu sırada 1915'te olaylar sırasında birçok Ermeni gazetecinin yaşadığı topraklardan sürüldüğü, öldürüldüğü gerçeğiyle yüzleştim."

Geçen sürede araştırma sonuçlarının dikkate alınmadığını belirten Tellan "Gazetecilik mesleğinin en temel örgütleri öldürülen gazeteciler konusuna çok fazla önem vermiyorlar. Çağdaş Gazeteciler Cemiyeti'ni ayrı tutmak gerekiyor. Onlar listelerini güncelleyip, 1915'te öldürülen gazetecilerin isimlerini listeye dahil ettiler. Listeler biraz da ideolojik kaygılarla oluşturuluyor. Cezaevindeki gazetecilerin, gazeteci değil de terörist olduğunun söylenmesi gibi öldürülen gazetecilerin kimliği ve listede yer alması da bu siyasi düşünüşlerle şekilleniyor. Mesleğin onurunu korumak için gazetecilerin kimliklerine, siyasi düşüncelerine bakılmaksızın listeler güncellenmeli" dedi.

SANSÜRÜN KALKMASINDA ERMENİ BASININ ÖNEMİNE VURGU

Belge Yayınları sahibi Ragıp Zarakolu, konuşmasında 1915'te öldürülen bazı gazeteciler hakkında bilgiler verdi. "1908 devrimi"ne giden süreçte, sansürün kalkmasında Ermeni basınının rolü olduğuna vurgu yaptı.

-''AYIP VE BİLGİSİZLİK YAPMIŞIZ''-

Yazar Ragıp Zarakolu da Türk basın tarihine Ermeni kimlikli Osmanlı yurttaşlarının büyük katkıları olduğunu söyledi.

Zarakolu, Ermeni gazetecilerin isimlerinin meslek örgütlerinin listesinde yer almayışının bir duyarsızlık ve vefasızlık olduğunu belirterek, bunun giderilmesi gerektiğini kaydetti.

'ANMALAR ÖNEMLİ BİR YERDE DURUYOR'

Yeni Şafak Gazetesi yazarı Ali Bayramoğlu da geçmişle yüzleşmenin önemine değindiği konuşmasında "Bu yıl 24 Nisan, Ankara'da, Diyarbakır'da, İzmir'de ve İstanbul'da, Müslüman liberallerin, Kürtlerin ve solcuların katılımıyla saygıyla anılacak. Bu anmalar az bile görülse rölatif olarak bakıldığında önemlidir." dedi.

Bayramoğlu, bardağın dolu tarafına bakmaktan yana olduğunu ifade ederek, ÇGD'nin Ermeni gazetecilerin isimlerini öldürülen gazeteciler listesinde yer vermesinin geç de olsa kurumsal anlamda atılmış önemli bir adım olduğunu belirtti.

Türkiye'de 2000 yılına kadar telaffuz dahi edilmeyen Ermeni sorununun 2002-2005 yılları arasında tartışılmaya başlandığını ve 2007 yılında Hrant Dink'in öldürülmesinden sonra bir toplumsal mesele, bir toplumsal hatırlama ve bir demokrat olma kriteri olarak görüldüğünü söyledi.

Bayramoğlu, 1915 olaylarıyla ilgili 3 önemli sorunun bulunduğunu ileri sürerek, şöyle dedi:

''Birincisi sorumluluk; bu topraklarda hangi millete ait olursanız olun yaşanan bir facia vardır ve bu faciaya bigane kalmak, 100 sene sonra bunu görmezden gelmek kabul edilemez bir şeydir. İkincisi saygı; öldürülmüş insanların anısına saygı duymak. Üçüncüsü; kendimizle ilgili bir sorundur. Yeniden kurmak, kendi işlevinizi, kendi kimliğimizi, kendi varlığınızı yeniden oluşturmak. Bu, Türkiye'deki hakim kimliğin demokratikleşmesi, şeffaflaşması ise bu da ancak hatırlamak ve yüzleşmekle olur.''

ÇGD Başkanı Ahmet Abakay da her ülkenin geçmişte şanlı ve utanacak eylem ve sayfaları bulunduğunu kaydetti.

1915 olaylarının Türk tarihinde pek tartışılmadığını ve sümen altı edildiğini öne süren Abakay, Ermeni gazetecilerin isimlerinin derneğin listesinde bu kadar geç yer almasının kendilerinin ayıbı ve bilgisizliği olduğunu söyledi.

AJANSLAR