Kobanili Raşid Oso'nun polisin akrep tipi zırhlı aracı altında ezilerek yaşamını yitirmesine tepki gösteren Okmeydanı'ndaki gençler, polisin akrep tipi zırhlı araçlarla gece-gündüz dolaştığını ve mehter marşları çaldığını belirterek, “Burada her an her birimiz akrep altında kalabiliriz" dedi. 

Okmeydanı’nda akrep tipi zırhlı araçlarla turlayan polisler dün 8 yaşındaki Kobanili Raşit Oso’nun canını aldı. Mahalledeki polis baskısını değerlendiren gençler, “Her an akrep birimizin canını alabilir” diyerek tepkilerini dile getirdi.

‘MEHTER MARŞLARI ÇALIYORLAR’

dihaber'de yer alan habere göre, mahalledeki polis baskısının 7 Haziran 2015’ten sonra başladığını söyleyen Can Çeliker, “Bu polis baskısı 7 Haziran yenilgisinden sonra AKP iktidarının Kürdistan’da başlatmış olduğu savaşın, batıya yansımasıdır. Hendek direnişleri sürecinde, buradan da bir atak bekledikleri için yoğun baskı söz konusu olmaya başladı. Bugün aslında sabahın erken saatlerinde mehter marşları ile gezmeye başlayan, yolda yürüyen insanlara dahi laf atarak taciz eden bir polis terörü yaşıyoruz” dedi. 

Mahalledeki çocukların Okmeydanı’nda bulunan parklarda dahi oyun oynayamadığını aktaran Çeliker, “Sürekli park boş olduğu halde gaz sıkabiliyorlar. İnsanlarımız, esnaf tedirgin” diye belirtti.

‘UNUTURSAK OSO SON OLMAZ’

Polisin ara sokaklara dahi girdiğine ve akrep tipi zırhlı araçları çok hızlı kullandığına dikkat çeken Çeliker, “Bütün sokakların çocuk dolu olduğunu biliyor. Ona hiç dikkat etmeden, umursamadan aslında keyfi olarak bu davranışları yapıyorlar” diyerek akrep altında ezilen Kobanili Oso’yu hatırlattı. Tepkisiz kalınırsa Oso’nun son olmayacağını aktaran Çeliker, “Geçmişte Berkin Elvan’ı katlettiler, Uğur Kurt’u katlettiler. Eğer bugün 8 yaşındaki kardeşimizin katledilişine sessiz, tepkisiz kalırsak yarın kendi kardeşlerimizin ve çocuklarımızın başına aynı şey gelir” dedi.

‘SANKİ MAHALLENİN SAHİBİLER’

Mahallede bulunan her yaştan insanların akreplerin dolaşmasından rahatsız olduklarını söyleyen Ayşegül Başar ise, “Mesela bir abla diyor ki, evimin önünde otururken, bana kalk diyerek beni kaldırıyor ve evime girmemi istiyor. Sanki bu mahallenin sahibi ve sakinleri biz değilmişiz de onlarmış gibi davranıyorlar. Böyle tepkilerle çok sık karşılaşıyoruz. Parkın taşlarında oturan bir kadının ayağının üzerinden ezecek şekilde geçerek, ayağını bacağını kıracak kadar yoğun baskılar. Sıradan bir kadın yoldan geçerken laf ediyorlar. Sadece doğrudan bir fiziki saldırı değil, sözlü tacizler de çokça yapılıyor. Sanki mahallenin güvenliğini almak için değil de yönetmek için varlar. İktidarın eli ile sanki burada hüküm sürmek için varlar” dedi.

‘HER AN HEPİMİZ TEHLİKE YAŞIYORUZ’

Polisin akrep ile hızlı bir şekilde mahallede dolaşmasından şikayetçi olan Başar, “Polisim diyorsun. Buranın güvenliği bendedir diyorsun. Ama normal otomobillerin bile gitmediği hızda gidiyorsun. Dikkatsizlik had safhadadır” diye konuştu. Sabahın erken saatlerinde işe gittiğini ve o saatlerde bile akreplerin dolaştığını dile getiren Başar, akrepler gecenin geç saatlerine kadar gezmeye devam ediyor. Başar, “Tamamen mahallenin o günlük yaşamındaki rutin gibi kendilerini dayatmaya çalışıyorlar. Tabi biz bunu kabul etmiyoruz. Burada her an hepimiz ezilme tehlikesi yaşıyoruz” dedi.

‘DEVLETİN BURADA HEGOMONYASI SAĞLANMAYA ÇALIŞILIYOR’

İstanbul’da bulunan Kürt, Alevi ve muhaliflerin yaşadıkları mahalleler üzerindeki polis baskısına dikkat çeken Ahmet Dik de, “Buradaki halk üzerinde ve mahallelerde kontrolü ele geçirmek için her şeyi yapıyorlar. Devletin propagandasını burada nasıl yapabilirim gibi kendi çaplarında işler yapıyorlar” diye konuştu. Devriye gezen akreplerin bahanelerinin çok fazla olduğunu söyleyen Dik, “’Neden bana bakıyorsun? Devlete karşı mı geliyorsun?’ diyerek insanların olmadığı sokağa gaz atma, sebepsiz gözaltı gibi bir sürü baskı var. Buradaki kurumlar olsun, dernekler olsun üzerlerinde faşizan bir baskı devam ediyor. Polisler bir nevi devletin burada hegemonyasını sağlamaya çalışıyor” diye konuştu.

‘MEHTER İLE GÜVENLİĞİMİZİ SAĞLADIKLARINI SÖYLÜYORLAR’

“Mahalledeki Türk, Alevi, Kürt hepsi terörist ilan edilmiş” diyen Dik, “Hiçbir şekilde muhatap alınmıyorlar. Hatta polisi savunan bir kişiyi bile egale edecek bir yaklaşımlar var. Burada insanları hiçbir gerekçe yokken gözaltına alıp işkenceye tabi tutuyorlar sonra yol kenarlarına atıyorlar” diye belirtti. Mahalledeki baskıları, keyfi uygulamaları şikayet ettiklerinde “Burada OHAL var” denildiğini ifade eden Dik, bu rahatlık ile polislerin baskılarını artırdığını kaydetti. Gece geç saatlere kadar akrepten mehter marşları çalındığını ifade eden Dik, “Bunu yaparken anonslarla ‘ biz sizin güvenliğinizi sağlıyoruz’ diyerek trajikomik bir ortam da yaşıyoruz. Kendilerini Osmanlı hilafet orduları gibi görüyorlar. Bundan dolayıdır ki mehter marşları ile geziyorlar. Buradaki nüfus Alevi ve Kürt olduğu için böyle faşizan yaklaşıyorlar” dedi.