Ha Ramazan, ha bayram, ha seçimler derken yazı ortaladık bile. Gerçi 2015 yılından bu zamana kadar huzurlu bir yaz geçirdiğimiz söylenemez. Son 3 yıldır ‘‘acaba bu yaz ne yaşayacağız’’ endişesi taşır olduk. Neyse ki, AKP iktidarı bu yaz ne yaşayacağımız konusunda bizlere ipucu verdi. Bu yaz; zamlarla, üreticilerin ve turizmcilerin isyanıyla dolu bir yaz olacak gibi…

Ee seçimler bitti, maske düştü. Seçimlerin üstünden daha 1 hafta geçti; köprülere, tünellere, doğal gaza, sigaraya, faizlere, samana zam da peş peşe geldi. Sıkı durun, bu daha başlangıç. Moralinizi bozmayın, kuyruğu dik tutun, sonuçta ‘‘milli irade’’ bunu seçti.

Şimdi de kulislerde yerel seçimlerin öne alınacağı konuşuluyormuş. Bırakın alsınlar. Kimse çaresizlik, umutsuzluk hissine kapılmasın. Önümüze ne kadar seçim getirirlerse, aynı kararlıkta sandığa gideceğiz, sandıklara yine sahip çıkacağız. Yeter ki bıkan, yılgınlık hissine kapılan biz olmayalım. 7 Haziran seçimlerinden bu zamana kadar gelinen süreci görüyorsunuz. Kullanılan devlet imkanlarına, ittifaklara ve oy kurnazlıklarına rağmen aldıkları oy sonuçları ortada. AKP hükümeti; kullanabileceği her imkânı kullanmış, gideceği her yolu gitmiş, öyle ya da böyle zirveye çıkmayı başarmıştır. Ama bundan sonrasını seyredin, düşüşleri çok daha hızlı olacak. Çakılacaklar.

Kime kamu düzeni?

24 Haziran akşamı, İstanbul’da bir olay yaşandı. Seçim kutlamaları için bir grup ellerinde silahlarla sokağa çıkıp, adeta terör estirdiler. Hatta bu silahların çoğu da ağır makineli silahlardı. Görüntüleri izlediğimiz zaman kanımız dondu. Bu sokak çeteleri şehrin ortasında şuursuzca havaya ateş edip, sokaklarda terör estirirken ortada olmayan güvenlik güçlerimiz neredeydi? Yani, sonuçta sokakta 5 kişi bir araya gelse OHAL bahane gösterilerek dağıtılıyor. Güvenlik güçleri hemen dibinizde bitiyor. Valilik, bu müdahalenin de kamu düzeni adına olduğunu söylüyor. Peki, saatlerce sokakta canımızı tehlikeye sokan bu şahıslar nasıl oluyor da bu kadar rahat terör estirebiliyor? Kamu düzenini korumak adına görevini titizlikle yürütmeye çalışan vali beyin konuyla ilgili düşüncesini merak ediyoruz.

Kamu düzeninden bahsetmişken bir konuya daha değinmek istiyorum. Bilenler bilir, bilmeyenler için de söyleyeyim; İstanbul valiliği bugün İstanbul Taksim’de yapılması planlanan bir yürüyüşü kamu düzenini gerekçe göstererek yasakladı.

‘‘LGBT Onur Yürüyüşü’’

Bu yürüyüş, 2003 yılından beri İstanbul Taksim’de düzenlenen ve 2014 yılına kadar da kamu düzenini hiçbir şekilde bozmadan gerçekleşmiş, barışçıl bir yürüyüştür. İstanbul valiliğinin bu yürüyüşü kamu düzenini gerekçe göstererek yasaklaması kanunlara aykırı, suçtur. Bu karar politiktir ve asla kabul edilemez.

‘‘O mesele…’’

Yeni Akit gazetesi yazarı Ali Karahasanoğlu, 1 Temmuz Pazar günü yayınlanan köşesinde Türkiye’de 81 milyonun sorunu varken, LGBT haklarının çözülmeye değer sorun olmadığını söylemiş. Türkiye’de çözülmesi gereken birçok problem olduğu doğrudur. Fakat, demokrasi meselesini çözdüğümüz zaman birçok sorunu da kendiliğinden çözmüş olacağız. Öyle dışardan finans, destek alınarak da toplumsal meselelerin çözülmesi mümkün değildir. Yeter ki, siz engel olmayın. Bakın o zaman bu problemlerin nasıl gündeme geldiğini, nasıl tartışıldığını ve çözüm yolları arandığını siz de göreceksiniz.

Şayet dışardan finansal destek alarak bu toplumsal sorunların çözümü mümkün olsaydı, AKP hükümetinin AB komisyonundan Suriyeli mülteciler için aldığı milyar euro’larla Suriyeli mülteci krizi de çözülmüş olurdu. AKP hükümetinin AB’den aldığı finansal desteği hiçbir LGBT derneği almamıştır, alması da mümkün değildir. Bkz: (https://www.bbc.com/turkce/haberler-dunya-43392261)

Bizim dinimizi bozmak, toplum ve aile yapımızı tahrip etmek için AB LGBT’leri destekliyor derseniz de işiniz gerçekten çok zor. Çünkü, 2006 yılında yapılan bir araştırmaya göre şu ana kadar 1500'den fazla türde de eşcinsellik tespit edildi. Sizin bu durumda aile, din ve toplumsal dinamiklerinizi korumanız için doğaya, yaratılışa savaş açmanız gerekiyor. İslamiyet dinine göre de bu Allah’a şirk koşmak oluyor.

Ve ilginç olan da şu Ali bey; bu kadar canlının arasında sadece insan ırkı cinsel yönelim sebebiyle birbirini dışlıyor, öldürüyor. Kısacası, sadece insan ırkı doğaya karşı anormal davranışlar sergiliyor. 1500’den fazla türde cinsel yönelim farklılıkları görülürken, bence siz Lut kavmini neden felakete uğradığını bir kez daha araştırın ve devletin görevinin de ahlak bekçiliği olmadığını unutmayın. Tepkinizi ellerinde silahla sokağa çıkıp terör estirenlere, çocuk istismarcılarına, tecavüzcülere, hak yiyenlere gösterin.

Gerçekten kamu düzenini korumak ve bu ülkede huzurlu olmak istiyorsanız da paylaşmak zorunda olduğumuzun bilincine varın. Sevin, sevdirin, sevgiyle kalın.