ODATV operasyonu kapsamında evinde arama yapılan yazar Soner Yalçın gözaltına alındı. Yalçın’ın evindeki arama saat 06.00 sıralarında başladı ve yaklaşık 12 saat sürdü. Aramanın ardından Yalçın polis aracına bindirilerek emniyete götürüldü

"Ergenekon" soruşturması kapsamında evinde arama yapılan Odatv yöneticisi gazeteci Soner Yalçın gözaltına alındı.

İstanbul 9. Ağır Ceza Mahkemesinin kararı uyarınca Soner Yalçın’ın Levent Sülün Sokak’ta bulunan evinde yapılan aramaların tamamlanmasının ardından Yalçın hakkında gözaltı işlemi yapıldı.

Polislerin nezaretinde araca bindirilen Yalçın, aramaları izleyen gazetecilere el salladı. Evden çıkarılan bir çuval dolusu belge de Yalçın’ın bindirildiği aracın bagajına konuldu.

Yalçın’ın evden çıkarılması sırasında çevrede yoğun güvenlik önlemi alındı.

SAĞLIK KONTROLÜNDEN GEÇİRİLDİ

Yalçın, Haseki Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde sağlık kontrolünden geçirildi.

ÇETİN SOYSAL İLE MESAJ GÖNDERDİ

Gözaltına alınan ODATV'nin sahibi Soner Yalçın ziyaretine gelen CHP istanbul Milletvekili Çetin Soysal ile mesaj gönderdi: Bir bedel ödenecekse hazırım.

Gazeteci-yazar Soner Yalçın’ın sahibi olduğu Oda TV’ye "Ergenekon" operasyonu yapıldı. Sitenin merkezi ve yöneticilerinin ev ve işyeri aranırken; Soner Yalçın’ın aralarında olduğu 4 kişi gözaltına alındı.

Operasyonun, sitede yayınlanan "Ergenekon aramalarıyla ilgili" görüntüler nedeniyle yapıldığı öne sürülüyor.

Yalçın'ın Cihangir'deki evinde ve Oda TV binasında sabah 06.00'dan itibaren arama başlatan polisin, Oda TV Genel Yayın Yönetmeni Barış Pehlivan ve Haber Müdürü Barış Terkoğlu'nun da evlerinde arama yaptığı öğrenildi.

Odatv, aramayla ilgili haberini "Bu sabah erken saatlerinden itibaren Odatv yönetiminden Soner Yalçın, Genel Yayın Yönetmeni Barış Pehlivan ve Haber Müdürü Barış Terkoğlu’nun evinde arama yapılıyor. Polisler Odatv binasında aramalar yapıyor. Gelişmeler Odatv’de olacak" diye verdi.

Baskının ardından sitenin yayını durdu.

GÖZALTI KARARI

"Ergenekon" soruşturması kapsamında Odatv’nın yöneticisi Soner Yalçın’ın da aralarında bulunduğu 4 kişinin gözaltına alınmasına karar verildi.

Alınan bilgiye göre, özel yetkili Cumhuriyet Savcısı Zekeriya Öz’ün "Ergenekon" soruşturması kapsamındaki talebi üzerine, İstanbul 9. Ağır Ceza Mahkemesinin kararı doğrultusunda, internet yayını yapan Odatv’nin merkezinde ve yöneticisi Soner Yalçın ile Barış Terkoğlu, Ayhan Bozkurt, Barış Pehlivan’ın ev ve iş yerlerinde arama yapılıyor.

Bu arada, mahkeme, Yalçın, Terkoğlu, Bozkurt ve Pehlivan’ın gözaltına alınmasına karar verdi.

AVUKATI KONUŞTU

Oda TV Haber Müdürü Barış Terkoğlu’nun avukatı Serkan Günel aramayla ilgili yaptığı açıklamada "Salonda toplanmışlar, kitaplıklardan itibaren başladılar aramaya. Arama kararını gösterdiler. Evde Barış Terkoğlu ve eşi var. Ergenekon terör örgütü üyeliği ve bu kapsamda halkı kin ve düşmanlığa tahrik etmek suçlaması var" diye konuştu.

DESTEK İÇİN GELDİLER

Sabahın erken saatlerinde başlayan arama sürerken, gazeteci Hakan Aygün, Oray Eğin, Yalçın Bayer ve CHP İstanbul Milletvekili Çetin Soysal, Soner Yalçın’a destek vermek için evinin bulunduğu sokağa geldi.

CHP’Lİ VEKİL ÇETİN SOYSAL, YALÇIN İLE GÖRÜŞTÜ

CHP İstanbul Milletvekili ve TBMM İnsan Hakları Komisyonu Üyesi Çetin Soysal, öğle saatlerinde Soner Yalçın’ın evine geldi. Kapıda bekleyen polis memurlarına milletvekili kimliğini gösteren Çetin Soysal, içeriden alınan izin üzerine villaya girdi. Yaklaşık yarım saat sonra Soner Yalçın’ın evinden ayrılan Çetin Soysal gazetecilerin sorularını yanıtladı. Soner Yalçın ile sabah saatlerinde arama başladıktan sonra da yüz yüze görüştüğünü ifade eden Çetin Soysal, "Soner Yalçın’ın morali son derece yerinde" dedi.

KILIÇDAROĞLU GÖREVLENDİRDİ

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun operasyondan haberdar olduğunu aktaran Çetin Soysal, "Beni o görevlendirdi. O’nun görevlendirmesi sonucu buradayım. Kendisi de gelişmeleri yakinen izliyor. İçerde aramalar devam ediyor. Ne aradıkları belli değil. Hakkında yakalama olan diğer isimler de aynı süreci yaşıyor" diye konuştu.

ENDİŞE VERİCİ

Soner Yalçın’ın bir televizyon kanalı hayata geçirme çabasında olduğunu belirten Çetin Soysal, "Soner Yalçın yazılarıyla da üstüne gittiği olaylarla da tanınan bir gazeteci. Geçmişte gerek JİTEM olsun, gerekse diğer konularda olsun yazdıklarıyla cesaretiyle kendisini kanıtlamış bir gazeteci arkadaşımız. Bu durum bizim açımızdan da Türkiye açısından da son derece endişe verici. Türkiye’nin nereye gittiği konusunda son derece sancılı bir dönem görüyorum. Önemli bir gazetecimizin gözaltına alınması Ergenekon terör örgütü üyesi olduğu iddiasıyla suçlanması son derece endişe verici" şeklinde konuştu.

SONER YALÇIN İÇİN SÜRPRİZ OLMADI

Operasyonun Soner Yalçın açısından beklenen bir şey olduğunu aktaran Çetin Soysal, Yalçın’ın kendisine mücadeleyi ve yazdıklarını devam ettireceğini zor sürecin arkasında duracağını söylediğini belirtti.

NAZİ BENZETMESİ

Çetin Soysal görüşme sırasında Soner Yalçın’ın kendisine Nazi döneminde geçen "Komünistler rahibe gidiyorlar. Rahip ‘Ben komünist değilim ki beni ilgilendirmez’ diyor. Hitler, sonra sosyalistleri topluyor. Rahip ‘Ben sosyalist değilim ki, beni ilgilendirmez’ diyor. Hitler daha sonra Yahudilere aynı uygulamayı yapıyor. Bu kez de rahip ‘Ben Yahudi değilim ki beni ilgilendirmez’ diyor. Gün geliyor rahibi alıyorlar. Rahip arkasını dönüyor. ‘Bana yardım eden yok mu?’ diyor. Bir bakıyor yardım edecek kimse kalmamış" şeklindeki hikayeyi anlattığını aktardı.

BEDEL ÖDEMEYE HAZIRIZ

Çetin Soysal, ayrıca Soner Yalçın’ın "Yazılara ve mücadeleye devam edeceğim. Bunun için bedel ödenecekse ödemeye hazırız" söyledi.

TGC'DEN KINAMA

Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC), Odatv ofisinde ve yöneticilerin evlerinde yapılan aramaları kınadığını bildirdi.

TGC’den yapılan yazılı açıklamada, "Odatv ofisine ve yöneticilerin evlerine yapılan baskının, hukuka ve basın özgürlüğüne indirilmiş birer darbe olduğu" belirtildi. Aramaların hukuki gerekçelerinin şeffaf bir biçimde kamuoyuna açıklanmasının istendiği kaydedilen açıklamada, şu ifadelere yer verildi:

"Demokrasi tahammül etme sanatıdır. Türkiye’de kamu yararına görevini yerine getirmek için çalışan gazetecilere yönelik hoşgörüsüzlük vahim bir hal almıştır. Türkiye basın özgürlüğü sıralamasında 138. sıradadır. 58 gazeteci yazdıkları ve düşündükleri nedeniyle cezaevinde tutuklu bulunuyor. 2 bini aşkın
gazeteci hakkında dava açılmış, 4 bini aşkın gazeteci hakkında da soruşturma yürümektedir. Odatv’de ve yöneticileri Soner Yalçın, Barış Pehlivan ve Barış Terkoğlu’nun evinde yapılan aramaların hukuki gerekçeleri şeffaf bir biçimde kamuoyu ile paylaşılmalıdır. Basın özgürlüğünü zedeleyen bu tip uygulamaların ileri demokrasi anlayışı ile bağdaşmadığını hatırlatıyor ve Odatv’ye yapılan baskını şiddetle kınıyoruz."

Basın Konseyinden yapılan açıklamada da, "Türkiye’de muhalif yayınlara karşı var olan hoşgörüsüzlüğün bir uzantısı gibi görünen bu işlemlerin" kaygı verici olduğu belirtilerek, işlemleri yürüten yargı mercilerinin, bu işlemlerin hukuki gerekçelerini en kısa sürede ve toplumu tatmin edici biçimde açıklamalarının istendiği kaydedildi.

KILIÇDAROĞLU SELAM GÖNDERDİ

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu Odatv’ye polis baskınıyla ilgili olarak şunları söyledi:

"Odatv, yazılmayanları yazan, doğruları yazan bir site. Doğruların yazılmasına tahammül edemeyen tarafından cezalandırılmak isteniyor. Ben oradaki bütün yürekli insanlara en içten selamlarımı gönderiyorum. Hayata doğru pencereden baktıkları için, ülkeyi doğru pencereden yorumladıkları için, baskılara teslim olmadıkları için bunlar oluyor."

163 askerin tutuklanmasının hemen ardından bu operasyonun gerçekleşmesini nasıl yorumluyorsunuz?

"Hiçbir şey tesadüf değildir. Rahmetli İnönü'nün bir sözü vardır, "Eşkıyanın bu gece ne yapacağı belli olmaz" diye. Her şey önceden biliniyor, planlanıyor. Siyasallaşan yargı, bu tür operasyonların önünü açıyor. Ama eminim biz bunları hukuk içinde aşacağız."

İşte Oda tv'yi arattığı iddia edilen habe:

Türkiye'nin gündemine ilişkin verdiği haberleriyle tanınan ve iktidar çevrelerinin tepkisini üzerine çeken Oda tv internet sitesinin yöneticilerinin evlerinde arama yapıldığı gün, Zir vadisi buluntularının sahte olabileceğine ilişkin görüntüleri yayınladı.

Türkiye'nin gündemini sarsan haberleriyle internet gazeteciliğine damgasını vuran Oda.tv merkezi ve yöneticilerinin evlerinde arama yapıldığı gün, Amerikalılar'ın Ergenekon polislerine verdiği eğitim ve Zir vadisi buluntularının sahte olabileceğine ilişkin görüntüleri yayınladı. Söz konusu belgeler Oda tv'nin internet sitesinde "Bu görüntüler Ergenekon Davası'nın kaderini değiştirecek" üstbaşlığıyla verildi.
 

İşte o haber

Oda.tv internet sitesinde -yöneticilerin evleri basılmadan önce- günün flaş haberi, "Bu görüntüler Ergenekon Davası'nın kaderini değiştirecek. İşte Amerikalılar'ın Ergenekon Polislerine Verdiği Eğitimin Belgesi" başlığıyla sunulan ve üç video görüntüsü içeren haberdi.

Yarbay Mustafa Dönmez'in, Zir Vadisi'nde bulunan askeri mühimmatın sorumlusu olarak 2 yıldan beri tutuklu olduğu, Dönmez'in Ergenekon üyesi olmakla suçlandığı, kendisinin bugün savunma yapmaya başlayacağı belirtilen haberde Dönmez'in yargılandığı davayla ilgili olarak "şok edici üç video" ele geçirildiği bildirildi. Haberde video linklerinden önce, bugün davada savunmaya başlayacak yarbayla ilgili şu bilgiler yer aldı.

"Sakıncalı Piyade"

Yarbay Mustafa Dönmez, TSK'nın içindeki 'sakıncalı piyade'lerden. 68 kuşağından gelen bir babanın çocuğu olan Dönmez, 1980'de ODTÜ'de öğrenciydi. Üniversitede sol görüşe yakın olan Dönmez, bir eylemde yaralandı. Bundan sonra okulu bıraktı. Ailesinin desteği ile Kara Harp Okulu sınavlarına girdi. Sınavda 6. oldu. Harp Okulu'na girdi ve 1985 yılında mezun oldu.

Mustafa Dönmez, muharip değildi. Karargahta görev yapıyordu. Tutuklandığında 'ikmal subayı' olan Dönmez, bugüne kadar milyonlarca liralık satın alma gerçekleştirdi ve bilinen usulsüzlüğü olmadı. Aziz Nesin'den Attila İlhan'a kadar pek çok isimle tanışıklığı olan Dönmez'in kendisinin de pek çok dergi de yazısı çıktı. Dönmez'in son yazısının başlığı 'Mustafa Kemal ve Tam Bağımsız Türkiye'. Dönmez'in yazdığı dergi, tutuklanmasının ardından kapatıldı.

Peki Dönmez'in başına bunların gelmesini sağlayan başka bir özelliği var mı?

"TSK'deki cemaate karşı"

Mustafa Dönmez, orduda cemaate karşı kişiliği ile biliniyor. Cemaate mensup pek çok subayı deşifre eden Dönmez, TSK içinde mevcut yapılanmanın ev toplantıları ile örgütlendiğini ortaya çıkardı. Cemaate alternatif olarak TSK'da kültür çalışmaları yapan Dönmez'in hayatı 2009 yılının Ocak ayında önce Sapanca'daki yazlık evinde, ardından da orada bulunan bir kroki aracılığıyla Zir Vadisi'nde askeri mühimmat bulunduğu iddiasıyla değişti. Dönmez bu nedenle tutuklandı.

Şimdi size Dönmez'in adının gündeme gelmesine neden olan Zir Vadisi kazılarıyla ilgili üç görüntü izletelim.

"Amerikalılar kurs verdi"

İlki Zir Vadisi'nde bulunan bir mühimmat ile ilgili. Bombanın adı 'datasheet' okunuşu 'detaşit'. Zir Vadisi'nde bulunan malzemenin içinde çıkan bu bomba türünü Türk polisi tanımaz diyebilirsiniz. Gerçekten de polisin bu bombayı aldığı eğitimle tanıması mümkün değil. Ancak aşağıda izleyeceğiniz görüntülerde bu bombayı tanıma konusunda polisin Zir Vadisi kazısından sadece 2 gün önce Amerikalı uzmanlardan eğitim aldığını bizzat polislerin ifadesi ile izleyeceksiniz."
 

"Youtube'a bizden önce koyma"

Oda tv'deki haberde bu bilgilerle ilgili "İnsan sormadan edemiyor. Polis iki gün önce ABD'lilerin aldığı eğitim sayesinde tanıdığı bombayı iki gün sonraki kazıda nasıl buluyor? Bu ne tesadüf. Mustafa Dönmez de kazının olduğu gün Zir Vadisi yakınlarındaki 5 ABD'li istihbaratçının ne işi olduğunu soruyor haklı olarak" yorumu yapıldı.

Zir vadisi buluntularının sahte olduğu iddiasını ortaya koyan görüntülerle ilgili yorum, "Bu kadar da değil" denildikten sonra şöyle devam etti:
"Aşağıda izleyeceğiniz görüntülerde ise polis, Amerikalı eğitmenlerine 'Abi' diye hitap ediyor. Ve içlerinden biri cep telefonuyla mühimmatın görüntülerini çekiyor. Bir diğer polis çeken polisi uyarıyor: 'Youtube'a bizden önce atmayın!"

"Bir sehven de Mustafa Dönmez'e"

Zir Vadisi'nde bulunan mühimmatla ilgili, "Teğmen Mehmet Ali Çelebi'nin başına gelenlerin bir benzeri Yarbay Mustafa Dönmez'in de başına geliyor. Polisin gönderdiği belgelerde Dönmez'de bulunduğu hakkında rapor verilen 472 adet merminin, gerçekte Dönmez'de bulunmadığını Emniyet mahkemeye yazdığı yazıyla kabul ediyor. Kısacası 473 mermi 'sehven' Mustafa Dönmez'de bulunuyor" yorumu yapılırken, Zir Vadisi'nde bulunan malzemelerin "sıfır" çıkması konusunda şöyle denildi:

Malzeme 'sıfır'

"Son görüntülerimiz ise Zir Vadisi'nde bizzat kazıların yapıldığı noktadan. Kazıya tanık olan bir binbaşı ile bir başçavuşun konuşması. İkili arasında geçen konuşmadan hem bulunan malzemenin hem de kutularının 'sıfır' olduğu anlaşılıyor. 7 Ocak 2009 günü yapılan konuşmada yapılan tespit, bulunan mühimmatın henüz kar görmediği hatta hiç ıslanmadığı. Sadece bir hafta önce Ankara'da okulların kar nedeniyle tatil edildiği hatırlanırsa bu biraz garip bir durum. Buradan hareketle iki asker malzemelerin 'en fazla iki günlük' olduğu sonucuna varıyor. Malzemenin üzerindeki gazetelere bakıldığında ise gazetelerin de yeni olduğu görülüyor. Binbaşı kazıyı inandırıcı bulmadığını 'eski kitaplar bunlar' sözleriyle gösteriyor."
 

"Savcılara soru: Kazılar neden gece yapılıyor?"

Oda tv, CMK'nın kapalı yerlerde gece aramalarının yapılamayacağını ancak, CMK 118/2 uyarınca suçüstü veya gecikmesinde sakınca bulunan hallerle yakalanmış veya gözaltına alınmış olup firar eden kişi veya tutuklu ve hükümlünün tekrar yakalanması amacıyla yapılan aramalarda bu hükme uyulmayabileceğini hatırlatırken şu değerlendirmeyi yaptı:

"Bu kazılarda 2. Fıkraya dair hallerin olmadığı açıkça ortada olmasına rağmen, polis bu aramaların tamamını gece yapmayı tercih ediyor. Aramaların gündüz gözüyle yapılmasını nedense uygun bulmuyor.

Bugün savunmasını yapmaya başlayacak 'sakıncalı piyade' Mustafa Dönmez, ne zaman ağzını açsa kendisine bir 'polis komplosu' yapıldığını anlatıyor, TSK ve emniyette cemaat örgütlenmesine vurgu yapıyor.

Görüntülere bakınca Mustafa Dönmez'e 'haksızsın' demek mümkün mü?"

 

Vatan