Türkiye’nin ‘yeni ekonomi modeli’ ile ilgili tartışmalar devam ediyor.

Geçtiğimiz hafta basında, Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, kurmaylarına yeni modeli anlatırken Çin’i örnek gösterdiği yönünde kulis haberleri yer almıştı.

Bu habere karşı iktidar içinden herhangi bir açıklama gelmemişti.

Habertürk’ten Sevilay Yılman’a konuşan Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati, konuya ilişkin, “Hayır. Hayır. Asla! Bizim modelimiz Çin Modeli, Güney Kore modeli filan değil. Bu, Türkiye modeli” dedi.

Bakan Nebati, iş insanlarıyla yaptığı toplantıda da bu modeli anlattığını ve iş insanlarının toplantıdan ‘çok mutlu ayrıldıklarını’ öne sürdü.

Yılman'ın yazısında yer alan ilgili bölüm şöyle:

“EKONOMİ ÇOK HIZLI BİR ŞEKİLDE DÜZELECEK”

Ekonomide uyguladığınız model tartışılıyor. Çin Modeli diyenler var mesela…

Hayır. Hayır. Asla! Bizim modelimiz Çin Modeli, Güney Kore modeli filan değil. Bu, Türkiye modeli. Türkiye çok güçlü bir ülke. Konjonktürel yapısı, jeopolitik yapısı, iyi ilişkileri, geçmişte edindiği ilişkilerden gelen gücü. Medeniyeti. Şu anda kimse Türkiye’yi taşımıyor. Türkiye kendi kendini taşıyor. Böyle bir şey olabilir mi? Çin kendi modeliyle var olabilir ama bizim modelimiz farklı. Bize özgü bir model. Dün toplantıda bunları anlattım gelen işadamlarına. O yüzden de çok mutlu ayrıldılar. Altyapısını tamamlamış. Çok güçlü bir şekilde bu modeli hayata geçirmek üzere yola çıkıyor Türkiye.

Siz gerçekten bu modelin başarıya ulaşabileceğine inanıyor musunuz?

Evet. Tabii ki! Göreceksiniz. Çok hızlı bir şekilde düzelecek ekonomi. Yeter ki bize güvenilsin. Dün toplantıda bankacılar da vardı. “Güvenin, inanının bize” dedim. Faiz artırmayacağız. Bu işi faiz artırmadan da yapabildiğimizi göreceksiniz. Sadece güven.”

Peki Sayın Cumhurbaşkanı 5/6 ayda düzelecek dedi. Nasıl olacak bu?"

Bize güvendiğiniz anda. İnandığınız anda bu iş çözülür. Sıkıntı yok. Türkiye'nin makro ekonomik göstergesinde hiçbir şekilde hiçbir sorun yok. Güven tesis edelim. Sorunlar var ama bunun üstesinden gelebilecek de çok güçlü bir altyapımız var. Sadece ve sadece insanları inandırmamız, geri adım atıp atmayacağımızı bilmeleri, kararlılığımızı anlamaları, samimiyetimize inanmaları gerekiyor. Bu kadar!

Peki bu modeliniz ya tutmazsa?

Üzülürüm. Çünkü ya kahramanı olacağım çocuklarımın. Ya da boynu bükük bir şekilde eve döneceğim ve onların da boynunu bükmüş olacağım. Ben eve boynu bükük dönemem. Çünkü eğer öyle dönersem bilirim ki sokaktaki vatandaş, Dicle’deki çoban artık benden umudunu kesmiştir. Boynum bükülürse işçilerin artık mutlu olmadığını, patronların benden nefret ettiğini, siyasete ve Türkiye’ye zarar verdiğimi düşünür, üzülürüm.

Umarım düzelir Sayın Bakan. Nihayetinde hepimiz bu gemideyiz!

Bravo! Öyleyiz işte. Bitersek hep beraber biteceğiz. Kazanırsak hep beraber. Karamsar tablo çizenler var. Hiçbir şekilde bize inanmayanlar. Onlara diyorum ki; “Sen maaş alıyorsun. En fazla neyini kaybedersin? Enflasyonun altında ezilirsin. Ama ben bütün varlığımı kaybederim bu iş düzelmezse eğer. 1000 çalışanımız var. 1000 kişiyle beraber bütün varlığımı kaybederim. Ben babadan görme bir insanım. Babamın bana bıraktıklarını kaybederim. Ben bunu göze alır mıyım Sevilay Hanım? Bu işi ya düzelecek ya düzelecek! Yeter ki bize güvenilsin, inanılsın!"