diken.com.tr yazarı Nuray Mert, HDP Heyeti ve Hükümet'in çözüm sürecine ilişkin olarak yaptığı 'ortak açıklama'yı değerlendirdi; açıklama sonrasındaki "Kürt siyasi hareketi AKP iktidarı ile işbirliği mi yapıyor?" tartışmalarına ilişkin olarak, "Mesele işbirliği değil, müzakere" diyen Mert; "'Bu iktidara güvenilir mi güvenilmez mi' sorusu, silahlı mücadeleyi bugüne kadar yürütenler dışında hiç kimsenin fikir yürüteceği bir konu değil," dedi.

Nuray Mert'in, "Demokratikleşme için Kürt barışı şart ama tersi doğru olmayabilir" başlıklı yazısının bir bölümü şöyle:

Mesele işbirliği değil, müzakere

(...)Diğer taraftan, bu konudaki kafa karışıklığı ve Kürt hareketi ile sol/demokrat çevreler arasındaki gerilimin nedeni, ‘Kürt barışı’ ve ‘Türkiye’nin demokratikleşmesi’ konularının, halihazırda, birbirine karıştırılması veya birlikte yürüyecek süreçler olarak algılanmış/algılatılmış olması. Başından beri, gerek Kürt siyasi hareketi, gerek Kürt barışını destekleyen çevreler, bu iki konunun ve sürecin yollarının bir noktadan sonra ayrışması gerçeğini hazmetmekte zorlandı ve halen de zorlanıyor.

Sol demokrat çevreler, bu konuya ‘Kürt siyasi hareketi AKP iktidarı ile işbirliği mi yapıyor?’ kuşkusu ve itirazıyla yaklaştı. Kürt siyasi hareketi ise bu itiraz veya kuşkuya ‘Asla’ diye yanıt verme gereği duydu. Oysa, mesele işbirliği değil, ‘müzakere’ veya ‘siyasi pazarlık.’ Mevcut iktidar tablosu, Kürtlerle barışın, Türkiye’nin genel olarak demokratikleşmesi çerçevesinde gerçekleşmesini imkansız kılıyor.

Öylesi ideal olurdu ama ne yazık ki olma ihtimali yok. Dahası, Kürt siyasi hareketinin hesaba katması gereken Rojava gerçeği ve bölgedeki diğer gelişmeler var. Sol/demokrat çevrelere düşen tüm bunları anlayıp kabullenmek. Kürt siyasi hareketine ve bileşenlerinden HDP’ye düşen de, bu gerçeği reddetmek, hatırlatana hiddetlenmek yerine, kendisini destekleyenlere bu gerçeği anlatmaya, kavratmaya çağırmak.

(...)Gelin biz, Türkiye’nin demokratikleşmesi yükünü Kürt siyasi hareketi üzerine yıkmadan, Kürt barışı sürecini destekleyelim. Bu gerçekleri bilerek yine HDP’ye oyumuzu verelim. Bu desteği demokratik mücadelenin tamamı değil, bir parçası olarak görelim ki sonradan maraza çıkmasın.

‘Siz Türkiye’yi demokratikleşme yükünü üstlenmezseniz, biz de Kürtlerin selametine bigane kalırız’ demek, hiçbir solcu ve/veya demokrata yakışmaz.

Yazının tamamına gitmek için
tıklayınız.