Musa Anter'in öldürülmesine ilişkin Diyarbakır'da görülen davaya, tek tutuklu sanık Hamit Yıldırım ilk kez getirildi. Duruşmada, Anter ailesinin avukatları ile savcı arasında tartışma yaşandı.

Diyarbakır'da 1992 yılında Kürt yazar Musa Anter'in öldürülmesi, Orhan Miroğlu'nun yaralanmasına ilişkin 4 sanığın yargılandığı davanın 3'üncü duruşmasına tutuklu sanık Hamit Yıldırım ilk kez getirildi. Anter ailesinin avukatları, çapraz sorguya alınan sanığa yöneltilen soruya savcının müdahale ettiğini belirterek tepki gösterdi.

Diyarbakır Barosu stajyer avukatlarının duruşma salonuna girişte üstlerinin aranması üzerine Baro Başkanı Tahir Elçi ve Mahkeme Başkanı arasında da tartışma çıktı.

Yazar Musa Anter'in öldürülmesi, Orhan Miroğlu'nun ise yaralanmasına ilişkin Hamit Yıldırım, "Yeşil" kod adlı Mahmut Yıldırım, hakkında yakalama kararı bulunan Aziz Turan (Abdulkadir Aygan) ve Savaş Gevrekçi'nin yargılandığı davaya Diyarbakır 7'nci Ağır Ceza Mahkemesi'nde başlandı.

Duruşmaya önceki duruşmalara Adana F Tipi Cezaevi'nden  getirilemeyen dosyanın tek tutuklu sanığı Hamit Yıldırım ve tutuksuz sanık emekli Albay Savaş Gevrekçi katıldı.

Duruşmada taraf avukatları ve Musa Anter'in oğlu Dicle Anter de hazır bulundu. Duruşmanın tek tutuklu sanığı olan ve Musa Anter cinayetinde tetiği çeken zanlı olduğu iddia edilen Hamit Yıldırım duruşmaya ilk kez katıldı.

"MUSA ANTER'İ BEN ÖLDÜRMEDİM"

Duruşmanın sabah yapılan ilk oturumunda Musa Anter'in kaldığı otelin resepsiyon şefi Osman Ateşal tanık olarak dinlendi. Bazı kişilerin otele gelerek Musa Anter'i sorduğunu belirten Ateşal, "Bu kişi peşmerge kıyafetliydi. Musa Anter öldürüldüğü gün kimse gelip sormadı. Gelen kişiler Şırnak bölgesinde kullanılan Kürtçe'yi konuşuyorlardı" dedi.

Duruşmada daha sonra tutuklu sanık Hamit Yıldırım'ın çapraz sorgusu yapıldı. Müdahil avukatların sorularını yanıtlayan Yıldırım, şöyle konuştu:

"Musa Anter ile bir ilişkim yok. Bu bana atılmış bir iftiradır. Kumçatı'da benden başka Hamit Yıldırım var. Koruculuk yapıp, yapmadığını bilmiyorum. Ben Musa Anter'i öldürmedim. Aşiretimizin lideri Osman Demir'dir. Ancak, vefat etti. Üst düzey yetkililer Osman Ağa'nın yanına gelip, giderdi. Ben Irak'a hiç gitmedim. BOTAŞ Karakolu'nu bilmiyorum. Ticarete girdiğim zaman koruculuğu bıraktım. Çok arsa ve gelirimiz var."

"YEŞİL'İN BİZİM EVİMİZE GELDİĞİNİ GÖRMEDİM"

Ticaret yaptıklarını ekonomik durumlarının iyi olduğunu belirten Yıldırım, "Yeşil'in bizim evimize geldiğini görmedim. Rütbeli askerlerin gelip- gelmediğini de bilmiyorum. Gizli tanık ifadelerini tamamen reddediyorum. Yeşil konusundaki ifadeleri yalandır. Yeşil'i tanımıyorum ve görmedim. Bu bir iftiradır. Abdülkadir Aygan'ı da tanımıyorum. Belki avukat gidip ona benim aleyhime ifade vermesini söylemiştir. Bunu nereden bileyim? Ben şehit ailesiyim. 9 çocuğum dışarıda kaldı. Allah'tan korkun" diye konuştu.

Avukat Ahmet Zeki Okçuoğlu, Hamit Yıldırım'a hitaben, "Sen Allah'tan kork" diye cevap verdi. Sanığın çapraz sorgusu sırasında da taraf avukatları arasında tartışmalar oldu. Söz alan müdahil avukatı Mehmet Emin Aktar, sanığın ruh halinin tutanağa geçirilmesini istedi.

EMEKLİ ALBAY DURUŞMADA FENALAŞTI

Duruşmada Hamit Yıldırım'ın çapraz sorgusu yapılırken, tutuksuz sanık Savaş Gevrekçi öksürerek fenalaştı. Bunun üzerine kızı olan avukatı Gökçe Gevrekçi, babasını salon dışına çıkarmak için izin aldı. Mahkeme Başkanı'nın izin vermesi üzerine Savaş Gevrekçi salon dışına çıkarıldı. Daha sonra söz alan diğer sanık avukatı, Gevrekçi'nin pankreas kanseri ve tansiyon hastası olduğunu ve tansiyonunun düştüğünü söyledi. Mahkeme Başkanı'nın izin vermesi üzerine Gevrekçe kızı avukat Gökçe Gevrekçi tarafından hastaneye götürüldü.

"PKK AİLEMDEN 13 KİŞİYİ ŞEHİT ETTİ"

JİTEM'in merkezi olarak nitelendirilen Botaş Karakolu'nu bilmediğini belirten Hamit Yıldırım, "Benim kardeşimle birlikte 500 dönüm arazim var. Burada tarımla uğraşıyorum. BOTAŞ ve karakolunu bilmiyorum. Sadece orada petrol boru hattı olduğunu biliyorum. Orhan Miroğlu ile bir husumetim yok. Beni neden teşhis ettiğini de bilmiyorum. Benim ailemin tamamı korucuydu. Ben ve bir PKK'lı yanyana oturmazdık. Korucu olmadan önce PKK benim amcamın kızını ve ailemden 13 kişiyi şehit etti. Ben Apo'yu sevmiyorum. Çünkü kardeşimi şehit ettiler" dedi.

STAJYER AVUKAT GERGİNLİĞİ

Mahkeme, Hamit Yıldırım'ın çapraz sorgusuna devam edilmesi için duruşmaya kısa ara verdi. Ara ardından güvenlik önlemi alan polis, duruşma salonuna giren stajyer avukatların üstünü aramak istedi. Bunun üzerine salona giren Diyarbakır Baro Başkanı Tahir Elçi, duruma tepki göstererek, Mahkeme Başkanından uygulamanın durdurulmasını istedi. Mahkeme Başkanının, "Bu bir güvenlik önlemi, aranacaklar" sözleri üzerine Elçi, "Stajyer avukatlar kimin güvenliğini tehdit ediyor? Zaten salonda yer olmadığı için izleyici sıralarında oturuyorlar" şeklinde konuştu.

Mahkeme Başkanı, bunun üzerine, "Benim güvenliğimi. Burada bir güvenlik kararı var. Benim otoritemi kabul etmeyecekseniz, lütfen bunları sormayın" dedi.

Baro Başkanının talebini değerlendiren Mahkeme Başkanı, "Dosya kapsamı göz önüne alındığında, arama işlemi güvenlik amacıyla yapıldığından, duruşmada ayrıca güvenlik önlemi alındığından işlemde usul hatası bulunmadığı anlaşılmıştır" diye konuştu.

"PKK'LI OLDUĞUNU DÜŞÜNDÜĞÜNÜZ BİRİNE ÖFKE DUYAR MISINIZ?"

Çapraz sorgu sırasında avukat Tahir Elçi sanık Hamit Yıldırım'a, "PKK'lı olduğunu düşündüğünüz birine öfke duyar mısınız?" diye sordu.

Mahkeme sanık avukatlarının itirazı üzerine, soruların şekli ile ilgili karar vermek üzere duruşmaya ara verdi. Kararı açıklayan mahkeme, soruların subjektif olgulara dayandığını ve yargılamaya yeni bir şey katmadığını belirterek, dosyayla ilgili soru sorulmasını istedi. Bunun üzerine söz alan Elçi, "Sorularım subjektif olgulara ilişkin değildir. Sorular iddianamenin özüne ilişkindir. Hukuka aykırı ara kararı kabul etmiyoruz" şeklinde konuştu.

Daha sonra tutuklu sanığa dönen Tahir Elçi, "Hamit Yıldırım, size karşı bir sıkıntımız yok. Suçlu mu, masum musunuz? Onu öğrenmeye çalışıyoruz" dedi.

"CEM ERSEVER'İ OSMAN AĞA'NIN YANINDA GÖRMÜŞTÜM"

Çapraz sorgusuna devam edilen Hamit Yıldırım, Kumçatı'da çok sayıda korucu olduğunu belirterek, "Korucu olduğum için askerliğimi İkizce Taburu'nda yaptım. Ama korucuların hepsi askerliğini orada yapmıyor. Bu tabur bizim evimize 2-3 kilometre mesafededir. Cem Ersever'i tanımıyorum ve görmedim. Ben küçükken Osman Ağa'nın yanında görmüştüm. Üstünde sivil kıyafetler vardı. Osman Ağa bunun Cem Ersever olduğunu söylemişti" dedi.

İddianamede, Hamit Yıldırım, "Yeşil" kod adlı Mahmut Yıldırım, Aziz Turan (Abdulkadir Aygan) ve Savaş Gevrekçi, hakkında "Taammüden adam öldürmekten" ağırlaştırılmış ömür boyu, "Halkı isyana ve birbirini öldürmeye teşvikten" de 20 yıla kadar hapis cezası isteniyor.

Duruşma, 24 Ocak tarihine ertelendi.