Gazeteci Murat Yetkin, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun ‘bürokrat’ çıkışını ve AKP’den gelen tepkileri değerlendirdi.

Gazeteci Murat Yetkin, "Kılıçdaroğlu’nun bürokrasi çıkışı, Erdoğan’ın nasırına basıp yanlış yaptırmayı da amaçlıyor. Erdoğan’ın ilk yanıtı sert olsa da şimdilik dudağını ısırdığını gösteriyor" görüşünü savundu.

Yetkin yazısında, "Ama Kılıçdaroğlu’nun, adeta 18 Ekim tarihini milat sayarak -tabii iktidara gelmesi halinde- saati işleteceğini söylemesi daha önce pek örneği görülmemiş hamlelerinden biridir. Sonuçlarını uygulamada ve anketlerde göreceğiz. İmamoğlu’nun en azından tartışmanın yeniden canlandığını, aday olma ihtimalinin gündemden düşmesine izin vermek istemediğini söyleyebiliriz. 'İstanbul’da yapabildiğimizi Türkiye’de de yapabiliriz' sözü her iki duruma da uyuyor. Kılıçdaroğlu’nun çıkışlarının arka planına bakarken İmamoğlu ve Akşener etkilerini yok saymak olmazdı. Karmaşık bir tablo, evet, lakin bugünlerde ne değil ki zaten?"  dedi.

Murat Yetkin’in yazısının bir bölümü şöyle:

AK parti döneminde zenginleşmiş, çoğu inşaat ve ticaret erbabı yatırımcıya ek olarak üç, beş maaş alan bürokratların, siyasetçilerin ortaya çıkması bir “yeni mutlu azınlık”, ya da “AK Elit” algısını yaygınlaştırdı. Kovid salgını ekonomideki sıkıntıyı derinleştiriyor, hayat pahalılığı ve geçim sıkıntısı AK Parti ve MHP tabanını da etkiliyor ama AK Parti yönetimine yakın küçük bir zümrenin bundan etkilenmediği, şatafata devam ettiği görülüyordu.

Kamu bürokrasisindeki sızıntılar da bu dönem ortaya çıkmaya başladı. Kimi vicdani nedenlerle, kimi de ilerde iktidarın değişmesi ihtimalini göze alan kamu çalışanları sayesinde hükümet kontrolü dışındaki medya ve muhalefet partileri adaletsizlikleri daha yüksek sesle dile getirmeye başladı. Anketlerde AK Parti ve MHP’nin gerilemeye başlaması, kamu çalışanlarının bir kısmında geleceğini sağlama alma eğilimine yol açtı. Zaten Erdoğan’ın az önce bir kısmını verdiğim konuşmasında özellikle şikâyet ettiği iki nokta CHP’li belediyeler ve anketler oldu; bu konuların aklını kurcaladığı belliydi.

SİYASET KULİSİNDE KONUŞULANLAR

Kılıçdaroğlu’nun 16 Ekim’de bürokrasiyi tehdit diliyle uyarması 15 Ekim’de Merkez Bankasına sürpriz gidişinin hemen arkasından yapıldı.

Siyaset kulisinde bu çıkışların zıt yorumları oldu. Kimi Kılıçdaroğlu’nun bu bürokrasi çıkışıyla Merkez Bankası ziyaretiyle sergilediği olumlu etkiyi tersine çevirdiğini, CHP liderinin devlet kurumlarının başıyla doğrudan görüşme taleplerine de bundan böyle olumlu yanıt alamayacağı görüşünde. Kimiyse tam tersine bunu bir sinyal olarak alan, özellikle orta bürokrasinin, muhtemel bir iktidar değişikliğinde de yerini koruma gayretine girebileceği tahmininde bulunuyor.

Yazının tamamı burada.