Gazeteci Murat Yetkin, Türkiye'nin gündeminde yer alan konuları değerlendirirken 'Ankara'da tuhaf gelişmeler ve kaygı uyandıran bir gidiş olduğunu' söyledi. Muharrem Orucu’nun başladığı gün Ankara’da 5 cemevine saldırı düzenlendiği anımsatan Yetkin, “Tuhaf işlerin ortak noktaları devlet işleyişinde rollerin karışmış, kuralların önemsizleşmiş, çözülmenin başlamış ve bir telaş havasının gizlenemez hale gelmiş olmasını göstermesi. Ekonomiden asayişe, oradan diplomasiye dek her yerde bu kaygı verici gidişin işaretleri alınıyor. Yetkin,“Asayiş konusunda bugünlerde AK Parti hükümetini de belli bir paniğe ittiği gözlenen bir olay var. O da 30 Temmuz günü Alevilerin Muharrem Orucu ibadetine başladıkları gün Ankara’da beş Cemevine birden saldırı düzenlenmesi 1978-79’da Kahramanmaraş’ta, Çorum’da 1993’te Sivas’ta Alevilerin üzerine şiddetle gidilip Anadolu’nun Alevilerin Anadolu’yu boşaltmaya zorlanması, siyaseten de sindirilmesi projesini akla getiriyor. Seçimlerde Kılıçdaroğlu’nun adaylığına Alevi olması itirazlarını çağrıştırmaması da söz konusu. Sadece tuhaf değil, kaygı verici olması ucu seçimlere dek uzanabilecek toplumsal kırılmaları akla getirmesinden kaynaklanıyor” dedi. Yetkinreport.com'da yayınlanan yazısında, ilk olarak Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati'nin bir süredir "ortalarda görünmediğini" belirten Yetkin, "Neden Allah’ın her günü o ekran senin bu ekran benim dolaşan Hazine ve Maliye Bakanı'ndan, 15-16 Temmuz’da Endonezya’daki G-20 Hazine ve Maliye Bakanları toplantısından bu yana ortaya çıkmıyor?" diye sordu. CEMEVLERİNE SALDIRI: SADECE TUHAF DEĞİL... Yetkin, yazının devamında Ankara'nın Mamak ilçesinde iki cemevi ve Türkmen Alevi Bektaşi Vakfı'na eş zamanlı düzenlenen saldırılara değindi: "Saldırıların üçünün sanığı olan bir kişinin polis tarafından Eskişehir’de yakalandığı ertesi gün açıklandı. İzmir’den gelmiş. Güvenlik kaynaklarına göre 45 dakika içinde Mamak’ta, Kızılay’da cemevlerine saldırmış; Ankara’nın öğle vakti trafiğinde yardım almadan bunu yapabilmesi mucize. Bu kışkırtıcı eylem akla 1978-79’da Kahramanmaraş’ta, Çorum’da 1993’te Sivas’ta Alevilerin üzerine şiddetle gidilip Anadolu’nun Alevilerin Anadolu’yu boşaltmaya zorlanması, siyaseten de sindirilmesi projesini akla getiriyor. Seçimlerde Kılıçdaroğlu’nun adaylığına Alevi olması itirazlarını çağrıştırmaması da söz konusu. Sadece tuhaf değil, kaygı verici olması ucu seçimlere dek uzanabilecek toplumsal kırılmaları akla getirmesinden kaynaklanıyor." 'LEVENT GÖKTAŞ'IN YAKALANAMAMASINA NE DİYELİM?' Bu noktada Doç. Dr. Necip Hablemitoğlu suikastının bir numaralı şüphelisi emekli albay Levent Göktaş'ın firarına değinen Yetkin, "İçişleri Bakanlığı'nın cemevlerine saldıran tetikçiyi Ankara’dan dönüşünde hemen yakalamış olması başarı" dedikten sonra şunları ekledi: "Peki Necip Hablemitoğlu cinayetine katılmak suçlamasıyla aranan eski Özel Harpçi, emekli Albay Levent Göktaş’ı haftalardır yakalayamamasına ne diyelim? Sedat Peker, elinde kendisine ulaştırılan görüntüler olduğunu polisin siyasi pazarlıklara zaman tanımak için kasten yakalamadığını iddia ediyor. (...)" Yazının tamamını okumak için tıklayın.